Bu sezon, tek hedefin ve bütün konsantrasyonun tekrar Süper Lig’e dönmek olduğunu düşünürsek, Ziraat Türkiye Kupası açıkçası çok da bir şey ifade etmiyor.
Yarınki maçın bilet fiyatları ise 1 TL’den başlıyor.
İlgi olur mu derseniz, bence olmaz.
Ancak ligin ilk üç haftasında alınan sonuçlar, biraz olsun Antalya’yı hareketlendirmişe benziyor ki, Başkan Gültekin Gencer Passolig ve kombine konusunda ilginin artmaya başladığını açıklamış.
Bu sevindirici gibi görünebilir, ancak ilgi ne kadar artarsa artsın, normal şartlarda Akdeniz Üniversitesi Stadyumu’nun yarısı bile dolmayacaktır.
Belki şampiyonluk maçı yada kritik karşılaşmalarda ilgi olabilir, onun haricinde açıkçası ben, yaklaşık 8 bin kişilik Akdeniz Üniversitesi Stadyumu’nun dolacağını tahmin etmiyorum.
Bu sorun sadece Antalyaspor yada Antalya için geçerli değil elbette.
Zaten futbola eskisi kadar ilginin olmadığı, insanların artık futboldan soğuduğu, karşılaşmaların futbol maçından daha çok sinir harbine döndüğü, futboldan başka her şeyin konuşulduğu ‘futbol’ programlarının olduğu bir ülkede, insanların tribünlere giderek takımını desteklemesini beklemek bence haksızlık olur.
Futbol Federasyonu Başkanı’nın, seyirci olmasa futbolu ne kadar da iyi yönetirim mantığıyla yürüttüğü politikalar sayesinde, Türk futbolu son 10 yılda 1 gram ilerlemediği gibi tam tersine giderek geriliyor.
Futbol Federasyonu’nun birinci temel amacı; ‘futbolu nasıl daha fazla seyirciye izlettirebilirim’ olmalıyken, bu durum bunun tam tersine, ‘seyirciyi tribünlerden nasıl daha fazla uzaklaştırabilirim’e dönmüş durumda.
Yani devamlı söylediğimiz ‘Antalya, Antalyaspor’a duyarsız’ kelimesi, sadece Antalya için değil, tüm Türkiye için geçerli bana göre.
Sadece Antalya, Antalyaspor’a değil, Türkiye Türk futboluna sırtını dönmüş duruma geldi.
Milli maçların reytinginin dahi, dizilerin arkasında kaldığı bir ülkede, ‘Tek tutkumuz futbol’ demek sanırım yalan olacaktır.
Yorumlar
Kalan Karakter: