Sayın Subaşı’nın adı, her seçim öncesinde, her partiyle birlikte anılır. Onu AKP’ye, CHP’ye, hatta DSP’ye yakıştıranlar oldu; ama o hep “ben Demokrat Parti’liyim” diyerek, çizgisini hiç bozmadığını da gösterip tartışmalara ve söylentilere nokta koydu.
Hasan Subaşı; geçtiğimiz günlerde sosyal medyada paylaştığı mesajla, Haziran ayında yapılacak genel seçimde bağımsız aday olabileceğini açıklayarak Antalya siyaset gündeminin üst sıralarına taşındı. Mesajında, neden aday olduğunu şu sözlerle özetliyor: “Siyaset tıkanmıştı. Emek emek 550 milletvekili seçiyorduk, ama üç dört kişinin dediği oluyordu. Sonra da, parlamenter rejimin tıkanmışlığından söz ediliyor ve yetmiyormuş gibi, bir kişinin dediği olsun diye, Anayasa değişikliği isteniyordu. 2015 Meclisi Anayasa yapacak ve rejim tartışılacak ve çözüm süreci görüşülecekti. Yani neredeyse kurucu meclis önemine sahipti.”
Sayın Subaşı’nın saptamaları doğru. Böylesine bir ortamda, farklı muhalif seslere ihtiyaç var. Ancak… İşte bundan sonrası, çok tartışılıyor ve tartışılacak.
* * * * *
Tartışmaların başında, sayın Subaşı’nın, milletvekili seçilmesi durumunda, bağımsız aday olarak Meclis’te ne kadar etkili olabileceği geliyor. Parti gruplarının bile AKP’nin ‘planlar’ında değişiklik yapmayı başaramadığı bir ortamda, bu, gerçekten üzerinde düşünülmesi gereken bir konu.
Bir başka tartışma konusu da; sayın Subaşı’nın bağımsız aday olabilmek için gerekli yaklaşık 70 bin oyu alıp alamayacağı. Subaşı, Antalyalıların yakından tanıdığı bir isim; ancak, başkanlığının sona ermesinden sonraki 15 yılda Antalya’ya göç eden on binlerce seçmen tarafından bilinmiyor, tanınmıyor. Bu, bağımsız adaylığa soyunan Subaşı için, gerçekten bir dezavantaj.
Subaşı’nın önündeki başka bir engel; genç seçmenlerin, kendisini “çok yaşlı” bulmaları. Yaşın aynı zamanda deneyim olduğunu henüz kavrayamayan gençler, kendileri gibi genç ve dinamik aday istiyorlar ve oy verirken tercihlerini buna göre belirleyebileceklerdir.
* * * * *
Hasan Subaşı, bu dezavantajların tabi ki farkındadır; yine de, Antalya’daki merkez sağ oylarıyla seçilebileceğini düşünüyor. Haksız da değil, sayın Subaşı’nın Antalya merkez ve ilçelerinde, göz ardı edilemeyecek bir Demokrat Parti tabanı var.
Ayrıca, sol seçmenden de oy alacaktır Subaşı. Özellikle, son zamanlarda çizgisini, hatta yolunu kaybeden ve gücünü giderek yitiren CHP seçmeninin bir bölümünün, sayın Subaşı’ya oy vereceğini düşünüyorum.
Subaşı’nın memleketi olan Elmalı’da yaklaşık 30 bin seçmen olduğunu ve bunların önemli bir bölümünün kendisine oy vereceği gerçeğini de unutmamak lazım.
* * * * *
Kimileri, Subaşı’nın bu seçimde de hezimete uğrayabileceğini, bu nedenle seçime girmek yerine ‘efsane’ olarak kalmayı tercih etmesi gerektiğini söylüyor. Oysa; Haziran ayında yapılacak genel seçimler ve sonrası, Türkiye’nin kaderini belirleyecek nitelikte. Sayın Subaşı, yenilse de, Türkiye’nin gidişatının farkında olarak sorumluluk almayı tercih etmesi nedeniyle, bırakın yara almayı, tam tersine kendi değerini arttıracaktır. Sayın Subaşı’nın bu cesur tavrının, süreçte etkili olabilecek başka isimlere de, “ellerini taşın altına koyması” konusunda örnek olmasını umuyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: