Antalya’da son günlerde yaşanan fırtına ve şiddetli yağışlar çiftçiyi vurdu. Yaşanan afetlerden dolayı Antalya’da 4-5 bin dekar narenciye ve sera alanlarında ciddi zararlar oluştu. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı (ZMO) ve TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Vahap Tuncer, çiftçiyi doğal afetten korumak için geliştirilen ‘Tarım Sigortaları Sistemi’nin çiftçiyi de koruyamadığını ileri sürdü.
SİGORTA YAPTIRMIYORLAR
Geliştirilen sistemle birlikte yaşanabilecek don riskinin dışında diğer afetlere karşı sigorta yaptırma olanağı getirildiğine de dikkat çeken Tuncer, “Sigorta zorunluluğu getirilmiş olsa da sigortalama sistemindeki bazı prosedürler çiftçiyi sigorta yaptırmaktan alıkoyuyor. Örneğin, 2 gün önce yaşanan kasırgada; çiftçiden seraların sigorta yaptırabilmesi için sera örtüsü plastiklerin yeni ve sağlam olması şartı aranmaktadır. Son yıllarda üretim maliyetlerin artmasına karşın meyve – sebze fiyatları değişmediğinden çiftçiler üretimi sürdürmekte zorlanır hale gelmiştir” dedi.
AFETTEN ETKİLENİYORLAR
Geçim sıkıntısı yaşayan çiftçilerin sera örtüsü plastiklerini mümkün olduğunca uzun süre kullanmak istediğine de değinen Tuncer, “Çiftçiler sera örtüsü plastiklerini zaman zaman 5-6 yıl kullanmak zorunda kalıyor. Bu durumda olan çiftçiler, seralarını bütün afetlere karşı sigortalamadıkları için diğer afetlere karşı da sigorta yaptırmaktan vazgeçiyor. Bu sorunun yoğun olarak yaşandığı ilçelerimizden biri de Kumluca ilçesidir. Kısacası; çiftçi yoksullaştıkça doğal afetlerden daha çok etkilenir hale gelmiştir” şeklinde konuştu.
HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR
Türkiye genelinde üretim alanlarını sigortalatan çiftçi sayısının yüzde 10, Antalya genelinde ise yüzde 15 olduğunun altını da çizen Tuncer, bunun nedeninin de çiftçinin giderek yoksullaşması olduğunu vurguladı. Tuncer şöyle devam etti: “Bu nedenle bu tür afetlerin yaşandığı bölgelerin sigortalı olup olmamasına bakılmaksızın afet bölgesi ilan edilip, çiftçilerin zararlarının karşılanması çiftçiler için hayati önem kazanır.”
TEDBİRLER ALINMALI
Yoğun seracılık yapılan bölgelerde imar planları yapılırken yerleşim alanları içerisinden geçen dere yataklarının bozulmaması ve gerekli bakımların yapılarak tedbirlerin zamanında alınmasının da yaşanabilecek zararları asgariye indirilebileceğini belirten Tuncer, bu tür tedbirler alınmaz ise yaşanabilecek afetlerin çiftçinin kaderi olmaya devam edeceğini de sözlerine ekledi.
Yorumlar
Kalan Karakter: