Otomobil, motosiklet gibi diğer ulaşım araçlarına göre daha ucuz olması ve alışıla
gelmiş şehir trafiğinden kaçarak seyahat edilebilmesi, ulaşılabilirliği ve kullanım
kolaylığı nedeniyle elektrikli scooterlar ve benzerleri en çok tercih edilen şehir içi
ulaşım araçlarından biri haline geldi.
Ancak scooter çılgınlığının popülerliğin artması, scooter kazalarıyla ilişkili travmatik
yaralanmaların da artmasına neden oldu.Bu ulaşım araçlarını kullanırken diğer trafik
kurallarına uymamak, kask ve diğer koruyucu önlemeleri almamak, özensiz ve riskli
sürüş gibi hayati tehlike yaratan birçok travmaya da maruz kalınmasını kaçınılmaz
hale getirebilir.
Yüz ilk adres
Scooter kullanımının yaygınlaşmasının travmaya bağlı çene kırığı oranını belirgin bir
biçimde artırdı. Öyle ki uzmanlara göre bu oran yüzde 50’lerin bile üzerinde. Bu
yaralanmaların bir çoğu da estetik olarak önem arz eden yüz bölgesinde meydana
geliyor. Araç üzerindeyken iki elin direksiyonu tutuyor halde olması düşme anında
ellerin darbeyi azaltmasını engelliyor. Bu yüzden kafa veya yüz direkt olarak
zeminden darbe alıyor.
Özgüveni düşürüyor
Yüzdeki yaralanmalar da sıklıkla kombinasyon halinde meydana geliyor. Yani, aynı
yaralanma sonucu göz ve burun ya da ağız ve yanak zarar görüyor. Çene, dişler,
burun ve yanaklar bu yaralanmalarda ilk adres oluyor. Bu da kişinin sosyal hayatını
ve buna bağlı olarak özgüvenini ve psikolojisini etkiliyor.
Büyükşehirlerdeki ulaşım sorunları nedeniyle kolayca erişilebilen ve istenilen yere
hızlı ulaştırma özerkliğini veren bu pratik kişisel araçlar giderek daha fazla tercih
ediliyor. Elektrikli scooterlar ve benzerleri tüm dünyada trend halinde en yaygın
kullanılan ulaşım araçlarından birine gelmiş durumda. Fakat bu araçların risklerini
bilerek ve güvenliğe özen göstererek kullanmak hem sağlık açısından hem de tarik
güvenliği açısında ciddi derecede önem arz ediyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: