Dünya enerji kaynaklarının üçte ikisini barındırma şanssızlığına sahip Orta Doğu, kanlı bir oyunun tahtası halinde bugün.
İki rakip gerekir satranç için. Orta Doğu satranç tahtasında rakiplerden biri; şahla vezirin birbirine karıştığı ve zaman zaman yer değiştirdikleri ABD ile İsrail'dir tartışmasız. Satranç oynayanlar bilirler; şahla vezirin rakibini yenmesini sağlayan atlar, filler, kaleler ve çok sayıda piyon vardır oyunda. Şahla vezir belli dedik; ya diğer taşlar? Onlar sıklıkla değişir, ancak yaptıkları görev değişmez: Şah'ı korumak.
Rakiplerden birini saptadık, ya öteki? O da koşullara göre değişir. Ortada bir rakip yoksa, yaratılır, rakip olmaya zorlanır. ABD'nin tarihi boyunca yaptığı en kolay işlerden biridir bu.
* * * * *
Orta Doğu'nun bugün yaşadıklarına yakından bakınca neler olduğunu anlamak pek de kolay olmuyor doğrusu. Birbirini katletme yarışına girmiş farklı mezhepler, etnik topluluklar... Bir 'best seller' romanda rastlanabilecek kıyım, ihanet, intikam oyunları...
Bazen ağaçlardan ormanı göremezsiniz; o zaman biraz uzaklaşıp bakmak gerekir. Orta Doğu'da bugün yaşanan kanlı karmaşayı anlamanın yolu da, biraz uzaktan ve bir çocuk mantığı basitliğiyle bakmaktan geçiyor diye düşünüyorum. Bildiklerimizi, bize anlatılanları, öğretilenleri yeniden sorgulamaktan... İşte o zaman Şah'ı ve onun çoktan belirlenmiş hedefleri için oynanan oyunlarla diğer taşların başına gelenleri anlayabiliyorsunuz. Oyunun nasıl sonlanacağını da...
* * * * *
Şah'ı tanımak... 20. yüzyılın dev gücü haline gelen ABD'yi ve 21. yüzyıl için belirlediği hedeflerini anlamak, Orta Doğu'nun gelecek planları içindeki yerini görebilmek...
Bu çabada yardımı olabilecek eşsiz bir belgesel izledim bugünlerde, hem de üst üste iki kez. Ülkesi için savaşmış ve Vietnam'da gazi olmuş ABD'li ünlü yönetmen Oliver Stone'un "gönül borcu" olarak gördüğü, 10 bölümlük bol emekli bir belgesel: ABD'nin Gizli Tarihi.
Stone, bu belgeseli neden çekme gereğini duyduğunu şu sözlerle anlatıyor:
"Gençliğimde New York City'de büyürken iyi bir eğitim aldığımı düşünüyordum. Tarih eğitimi aldım, özellikle Amerikan tarihi üzerine yoğunlaştım. Bana mantıklı geldi; biz dünyanın merkeziydik, bu açıkça alın yazımızdı. Biz iyi adamlardık.
Bütün dünyayı dolaştım. Eğitimime Vietnam'daki bir piyade eri gibi devam ettim. Bazıları tarihle ilgili bir sürü film yaptım. Ve bildiğimden çok daha fazlasını öğrendim.
Çocuklarım okulda neler öğrendiklerini anlattıklarında, duyduklarım beni endişelendirdi. Dünyaya bakış açıları benim zamanımdakinden daha gerçekçi değildi. Hepimiz hayatımızın çoğunu sis içinde yaşarız. Ve çocuklarımın, şu anda 'zorbalık' dediğim şeyin çok daha ötesini görebilmelerini isterdim.
Basını izlediğinizde, herkes o 'şey'i, günün haberini konuşuyor. Her şey bilinçaltına itiliyor, gerçekten önemli konular hep gözardı ediliyor. Napoleon'un bir zamanlar dediği gibi; tarih, üzerinde uzlaşılmış bir yalanlar silsilesidir. Buna katıldığımdan emin değilim. Tarihin bir anlamı, bir amacı ve anlaşılması gereken bir sistemi olduğuna inanırım.
Ve ben meslektaşlarımla birlikte, Amerikan tarihini, daha önce hiç olmadığı şekilde anlatmak istedim. Birçok sorunun cevabını burada bulamayabilirsiniz; ama sizi daha bilinçli yapmaya yönelik bazı sorular bulacağınızı umuyorum."
Orta Doğu'daki satranç oyununu daha iyi anlamamızı sağlayacak ve oyunda sadece bir piyon olmamızı engelleyebilecek önemli sorular... İzleyip sorularınızı artırmanızı öneririm.
Yorumlar
Kalan Karakter: