Bu Şair Baba, bizimdir, başka hiçbir ülkenin Şair Babası yoktur. Geçtiğimiz yıl, ölümünün 50. yıldönümünde, Moskova’daki ünlüler mezarlığındaki kabri başında yapılan anma törenine katılmıştım. Şimdi sizlerin huzurunuzda yine saygı ile anıyorum: “Yazılarım otuz kırk dilde basılır, Türkiye’mde Türkçemle yasak” diyen Şair Baba’yı...
Bu hüzünlü satırlarla anmamın nedeni ‘umut’ oldu. Çünkü umut gerçekleşti... Şair Baba’nın yazdıkları çoktandır Türkçe okunuyor artık... Adına kurulmuş bir vakıf var... Birçok ilde kültür merkezlerini adıyla yaşatıyorlar... Şimdi Onun umut dolu muhteşem mısralarına bırakıyorum sözü. Ama bu köşeye sığması için, ritim sağlayan yazım düzenini biraz değiştirdim, bağışlayın...
Güzel günler göreceğiz çocuklar,
güneşli günler /göre- /-ceğiz...
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
ışıklı maviliklere /süre- /-ceğiz...
Açtık mıydı hele bir / son vitesi,
adedi devir. / Motorun sesi.
Uuuuuuuy! Çocuklar kim bilir / ne harikuladedir
160 kilometre giderken öpüşmesi...
Hani şimdi bize
cumaları, pazarları çiçekli bahçeler vardır,
yalnız cumaları / yalnız pazarları…
Hani şimdi biz
bir peri masalı dinler gibi seyrederiz
ışıklı caddelerde mağazaları,
hani bunlar / 77 katlı yekpare camdan mağazalardır.
Hani şimdi biz haykırırız / Cevap:
açılır kara kaplı kitap: / zindan.
Kayış kapar kolumuzu / kırılan kemik / kan.
Hani şimdi bizim soframıza / haftada bir et gelir.
Ve / çocuklarımız işten eve / sapsarı iskelet gelir.
Hani şimdi biz, / İnanın: / güzel günler göreceğiz çocuklar
güneşli günler / göre- / -ceğiz.
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
ışıklı maviliklere / süre- / -ceğiz...
Yorumlar
Kalan Karakter: