Herkes yüksek sesle konuşuyor…
Herkes sokaklarda bağırıyor…
En ufak bir tepkiye karşılık şiddet eylemi yükseldi…
Haberlerin tamamı böyle…
Sosyal medyada paylaşılan videolar, fotoğraflar, bilgiler de aynı…
TBMM’ye bakıyorum ellerde balyoz, havalarda sandalye, milletvekilleri yerlerde…
Özgecan’ın acısı adeta toplumsal öfke olarak sokaklarda…
Toplu taşıma araçlarında sürücüye karşı her an tetikte bekleyen kavgaya hazır yolcular…
Boşandığı eşine kızan şahsiyet cinayet işlemiş. Bu yetmemiş cesedi parçalara bölmüş, torbalar halinde çöp konteynerinin içine atmış.
Bunları değerlendirip köşemi kaleme alırken ajanslara bir haber düştü…
Antalya’da erkek arkadaşı tarafından araç içinde darp edilen genç kız önce saçından sürüklendi ardından da başka bir aracın altında kalıp, can verdi…
Olacak iş değil!...
Ne oluyor bize?
Önce hep birlikte derin bir nefes almamız lazım…
Bu öfke kime?
Bu kadar mı nefret tohumları ekildi toplumumuza?…
Yoksa, yoksa düşünmek bile istemediğim bir şey mi oluyor?
Toplum olarak cinnet mi geçiriyoruz?
Sosyologlar, psikologlar bir an önce bir araya gelip toplumumuzun sağlığını incelemeye almalı…
Yoksa bu öfke, bu nefret başkalarına değil kendimize zarar verecek. Nefret ve öfke seli içinde hepimiz boğulacağız…
Hoşgörüyü hangi köşede bıraktık?
Uzlaşmayı nerede unuttuk?
Empati yapmayı ne zaman kaybettik?
Korkutan bir gidişat var, hepimiz için…
Hepimizi sağduyuya davet ediyorum…
Önce kendiniz, sonra yaşadığımız toplum adına…
Unutmayın ki keskin sirke küpüne zarar!
Yorumlar
Kalan Karakter: