Türkiye’nin en eski kurumlarında olan Posta ve Telgraf Teşkilatı (PTT) ülkenin her noktasında hizmet vermeye devam ediyor. PTT, binlerce çalışanı ile her ne kadar telgraf departmanı günün koşulları gereği aktif olmasa da kargo ve posta noktasında Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarından biri olarak biliniyor. Bu kuruluşun gücünü aldığı işçileri ise ağır şartlarda ve haklarını alamayarak çalışmak zorunda bırakılıyorlar. İşçiler, haklarını savunacak bir sendikaları olmadığını, bu durumun kendilerini oldukça ağır şartlarda ve hak ettiklerini alamadan çalışmak zorunda bıraktığını ifade ediyorlar.
Özellikle pandemi döneminde sonra artan internet alışverişlerinin hem yüklerini hem de sorumluluklarını arttırdığı kargo işçileri, beğenip aldığımız bir ürünün bizlere ulaşmasındaki sistemin ana dişlilerinden bir tanesi olarak öne çıkıyor. Bunun yanında bazıları için hayati önem arz eden evrak ve belgeler de bu işçiler sayesinde şehirden şehirde, firmadan firmaya ulaşıyor. Ancak bu önemli görevi yerine getiren emekçiler hak ettiklerini alamamak şöyle dursun, ağır şartlar altında çalışıyorlar. Sabahın erken saatlerinde başlayan mesaileri, hava kararana dek devam eden işçiler, her gün bu zor görevi layıkıyla yerine getirmek için var güçleri ile çalışıyorlar. Ancak bu emekleri karşılığında hak ettiklerini bir türlü elde edemiyorlar.
Her gün binlerce eve sayısız kargo bırakarak önemli bir görevi yerine getiren PTT işçileri, hem hak ettikleri ücreti alamıyor hem de sendikal haklarından faydalanamıyor. PTT bünyesinde taşeron işçi statüsü ile çalışan işçiler PTT’nin çıktığı ihaleyi kazanarak işletme hakkını elde eden firma tarafından türlü zorluklarla karşı karşıya bırakıldıklarını ifade ediyorlar. PTT Antalya Bölge Müdürlüğü’nde görevli işçiler sorunlarının kendilerini çok zorladığını bu problemlere acilen çözüm bulunması gerektiğini ifade ettiler.
Daha önceleri sözleşmeleri 12 aydan daha kısa süreli yapıldığı için bir sendikalarının olması engellenen işçiler birkaç yıl önce 12 aylık sözleşme yapabilme şansına sahip oldular. Bu sözleşme ile bir sendikaya üye olup haklarını aramalarını umuyorlardı. Ancak süreç bu şekilde gelişmedi. 12 aylık sözleşme yapılmasından sonra birçok sendika işçiler ile irtibat kurarak, işçilerin haklarını savunacaklarını taahhüt etti. İşçiler bu sendikalar arasından, yetki ve sorumlukları kendilerini kapsayan Haber-İş sendikasını seçerek üye oldular. İşçilerin çoğunluğu da bu sendikada olunca, sendikanın temsil yetkisi oluşmuş oldu.
Rahatsız oldular
Ancak PTT’den ihaleyi alarak PTT Antalya Bölgesi’nde işletme hakkına sahip olan söz konusu şirket işçilerin Haber-İş’e üye olmalarını istemedi. İşçilerin ifadesiyle zorlukların başladığı nokta olan, sendika üyeliğinin ardından şirket, çalışanların sendikadan çıkması için türlü yöntemler denedi. Kurallar gereği Haber- İş’e üye olmaları mümkün olmayan departmanlarda çalıştırılmak için bir gecede görev tanımlarının değişerek başka bölümlerde görevlendirildiklerini ifade eden PTT’nin taşeron işçileri. ‘‘ Haber-İş’e girişimiz sonrasında firma bizim bu sendikada oluşumuzdan rahatsız oldu. Bir gecede departmanlarımız değiştirildi. Çünkü bizi geçirdikleri departmanda Haber-İş’in üye tutma yetkisi yoktu. Bu şekilde bizi sendikadan koparmaya çalıştılar. Şirket Haber-İş’e üye olmamızı hiçbir şekilde istemedi. O dönem sendikanın da müdahaleleriyle bu durum düzeltildi. Ancak sorunlar bitmedi’’ ifadelerini kullandılar.
Yeni sendika kuruldu
İşçilerin iddiasına göre firmanın çabaları sonuçsuz kalınca yeni bir sendika kurulması noktasında adımlar atıldı. Posta-İş ismiyle kurulan yeni sendika için PTT Antalya Bölgesi’nin işletmesini alan firmanın da aracı ve yardımcı olduğu iddia edildi. Bu andan sonra işçilere, yeni kurulan Posta-İş isimli sendikaya geçmeleri için mobbing uygulanmaya başlandı. Çalışanlara Posta İş’e geçilmesi konusunda baskı yapıldı. İddialar öyle ki, bu yeni kurulan sendikaya geçmeyenler, çeşitli ilçelere görevlendirme yapılarak adeta sürgün edildi. Yine işçilerin ifadesine göre sürgün edilen kişilere yanlarında belli sayıda kişi ile yeni kurulan sendikaya girilmesi gerektiği, aksi takdirde eski görev yerine gelemeyecekleri beyan edildi.
Şirketin uyguladığı ve işçilerin anlatımıyla tehdide kadar varan fiiliyatlar neticesinde işçilerin büyük bir çoğunluğu yeni kurulan Posta-İş isimli sendikaya geçiş yaptırıldılar. Posta İş’e geçildikten sonra haklarının savunulmadığını ifade eden PTT emekçileri: ‘‘ Uzun uğraşlar, türlü mobbing ve tehditler sonrasında bizleri kurulmasında aracı oldukları sendikaya geçirdiler. Geçiş yapıldıktan sonra ne ses çıktı ne soluk. Bir anda bütün aksiyonlar kesildi. Hakkımızı savunan bir sendika olmadı. Zaten amaçları da bu idi’’ diye konuştular.
İnsanca yaşamak istiyoruz
‘Bizim amacımız sendika ismi değil’ diyen işçiler: ‘‘ Biz A ya da B sendikasına üye olalım da sendikanın reklamı olsun amacında değiliz. Biz sadece haklarımızı savunacak, hak ettiklerimizi almamızı sağlayacak bir sendika olsun istiyoruz. İnsanca yaşamak istiyoruz. Her gün binlerce gönderi bizim sayemizde evlere ulaşıyor. Bu görev ve sorumluluğun altında çalışıyoruz, ancak hak ettiğimizin çok uzağındaki şartlar altında bu görevi ifa etmek zorunda bırakılıyoruz’’ dediler.
Hiç maaş bordosu görmedik
Şirketin hiçbir zaman kendilerine maaş bordosu vermediğini, bu sebeple günlük kazançları yada mesai ücretleri gibi ana kalemleri hiçbir zaman öğrenmediklerini ifade eden emekçiler: ‘‘ Bu firma ile çalışmaya başladığımızdan beri maaş bordomuzu göremiyoruz. Borda istediğimizde bilgisayar üzerinde hazırlanan bir tablo veriliyor. Bu, şirketin kendi isteğine göre maaş kesintisi yapabilmesinin de önünü açıyor. Çünkü denetleyemiyoruz. Hiç birimiz birbiri ile aynı maaşı almıyor. Mesai ücretimiz ne kadar, günlük hak edişimiz ne kadar bunu tam anlamıyla bilmeden çalışmak zorunda bırakılıyoruz. Maddi anlamda zorluklar yaşıyoruz. Mesela bize verilen günlük yol ve yemeğin toplam ücreti 100 lira. Şu ekonomide sadece bir öğün yemek bile 100 lirayı kat be kat aşarken bize reva görülen yol artı yemek parası bu’ ’ifadelerini kullandılar.
Yetkililer ile görüştüler
Konu ile alakalı sorunlarını PTT’nin yetkilileri ile de görüştüklerini ifade eden işçiler: ‘‘ Yaşadığımız zorlukları, sendikal sorunları ve daha nicelerini PTT’nin bölgedeki en yetkilileri olan isimler ile de görüştük. Sorunlarımızın çözümü için yardımcı olunmasını istedik. Ancak ‘o firmaya bizim de yapacağımız bir şey yok’ minvalimde cevaplar ile adata daha da yıkıldık’’ dediler.
Önemli bir sorumluluk altında görevlerini yapmaya gayret eden PTT’nin taşeron işçileri yetkililerden seslerinin duyulmasını istiyorlar. İşçiler, sorunlarının artık sabırlarını taşırdığını, ayakta kalmanın zaten zor olduğu bu ekonomik konjonktürde çalışma şartlarının gerek sendikal haklar ile gerek ise farklı düzenlemeler ile acilen düzeltilmesini talep ediyorlar. Tek sermayesi emekleri olan PTT’nin taşeron işçilerinin sorunlarının çözülüp çözülmeyeceğini zaman gösterecek...
Yorumlar
Kalan Karakter: