Pet şişelerde satılan sulara, güneşin ve sıcağın etkisiyle kanserojen Dioksin maddesi karışır. Plastik bardaklarda servise sunulan sıcak içeceklere, sıcak besin maddelerine ve mikrodalga fırında ısıtılan plastik kaplardaki yiyeceklere de Dioksin bulaşır.
Dioksin bir kez bedene girdikten sonra dışarı atılamaz. Yağ dokuda birikir ve canlının yaşamı boyunca orada kalırlar. Hiç doğum yapmamış kadınlarda göğüs kanseri görülme sıklığı bu nedenle daha fazladır. Emzirmeyle birlikte kadınlar, farkında olmadan göğüslerinde biriken dioksini bebeklerine aktarırlar. Böylece bebekleri daha ilk günden dioksinle tanışır. Yaşamı boyunca bedeninde taşımak zorunda kalacakları, bu güne kadar bilinen en kansorejen maddeyle birlikte yaşarlar. Yarattıkları atık miktarıyla, büyük bir çevre sorunu yaratan "kullan-at" niteliğindeki tüketim ürünleri için en iyisi hiç tüketmemektir. Nasıl olsa geri kazanılıyor diye, "kullan-at" türündeki ürünleri sınırsız kullanımına yönelten yanlış bir bilinç vardır. Temizlenemeyen besin ve içecek artığı bulunan "kullan-at" ürünleri yakma tesisine gönderilir. Bu tür ürünler geri kazanım sırasında da, gereksiz hammadde ve enerji kullanımına ve diğer birçok tehlikeli atığa neden olurlar. Dioksin, bunların başında gelir. Dioksin, üretim, geri kazanım ve yakılarak yok edilmesi sırasında aynı oranda ortaya çıkar ve havaya karışır. Havayı soluyan her canlı bu maddeden etkilenir. Nisan 2005'te yapılan bir araştırmada; Kocaeli'ndeki atık yakma tesisi çevresinde yaşayan halkın beslediği hayvanların yumurta ve sütlerinde sınırların üzerinde Dioksin bulunmuştur. Çevreye ve sağlığımız üzerine zararlı etkilerini göz önüne alarak, plastiğin hemen her alanda kullanımının azaltılması ya da tamamen ortadan kaldırılması konusunda duyarlı olmalı ve bu davranışı bir yasam biçimine dönüştürmeliyiz. İçindeki yiyecekle tepkimeye girmeyen, hiçbir kimyasal madde sızdırmayan "cam ambalajlar" tercih edilmelidir. Tekrar etmekte fayda var; ambalajın en sağlıklısı CAM'dır.
Yorumlar
Kalan Karakter: