2016-2017 eğitim-öğretim döneminin ilk yarısı 20 Ocak 2017'de sona erecek ve öğrenciler 6 Şubat 2017'ye kadar sömestr tatili yapacak.6 Şubat 2017'de başlayacak olan ikinci dönem de 9 Haziran 2017'de sona erecek. Okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul ve imam hatip ortaokullarının 5'inci sınıflarındaki öğrencilerin eğitim ve öğretime hazırlanması, okulların açıldığı ilk hafta içerisinde dersler ile eş zamanlı olarak yapılacak. Öğrenciler için tatilin ardından okula adapte olmak her yıl olduğu gibi bu yıl da kolay olmayacak. Özellikle okula yeni başlayan çocuklar için bu süreç daha sancılı geçebilir. İşte tatil rehavetinden kurtulmanın ve okula yeni başlayan çocuklara okulu sevdirmenin yolları...
EBEVEYNLERİN DAVRANIŞI ÖNEMLİ
Uzmanlara göre öğrencilerin tatil rehavetinden kurtulmasında en önemi görev velilere düşüyor. Bu noktada uzmanlar, ailelerin çocuklarına okulları ikinci evleri olarak lanse etmesinin önemine vurgu yapıyor. Çocukların yanındayken okul ve okuma fikrinden son derece olumlu kavramlar olarak bahsetmek gerekiyor. Yeri geldikçe, 'okullu olmaktan', 'meslek sahibi olmaktan' bahsetmek, çevrede iyi okumuş ve statü sahibi olmuş olumlu rol modellerinden örnekler vermek okula gitmeyi teşvik edici nitelik taşıyacaktır. Okul dönemine hazırlanma süreci ilk olarak ruhsal açıdan hazırlanmakla başlar. Ardından, okulun birkaç hafta önce ziyaret edilmesi çok önemlidir. Bu şekilde çocuğun okulu sevmesi ve benimsemesi temin edilmiş olur. Orasının ikinci bir evmiş gibi lanse edilmesi, güzel bilgiler öğreneceği ve güzel arkadaşlıklar kuracağı bir mekan olarak idrakının sağlanması gereklidir. Ulaşım şartlarının her türlü detayı çocukla bu aşamada konuşulmalı, belirsiz ve bilinmeyen unsur kalmamasına özen gösterilmelidir. Yine okullar açılmadan birkaç hafta önce okul formasının ve çantasının satın alınması, seveceği ve işlevsel olacak türden kırtasiye alışverişinin yapılması da özendirici olacaktır.
YAKIN İLGİ GÖSTERMENİN ÖNEMİ
Küçük yaşlardan itibaren çocuklara derslerinde ve okul yaşamında yakınlık göstermek gerekiyor. Okulun ilk günlerinden itibaren okulda yaşadıklarını çocukla paylaşmak, kitap ve defterlerini kontrol etmek, başarılarında övmek başarısızlıklarında ise olumlu bir yaklaşımla konuşmak hem özgüven kazandırıyor hem de şevklendiriyor. Ödev yapma sorumluluğunun kazandırılması ilk senelerden itibaren olur. Okuldan eve gelen çocuk dinlendikten sonra, okul çantasının beraberce açılması ve ev ödevlerinin gözden geçirilerek yapmasının desteklenmesi gereklidir. Ödevini yapan çocuğun yanında beklemek yerine, kısa aralıklarla yanına giderek olumlu geri bildirimler vermek, hatalarını yapıcı bir dille düzeltmek destekleyici olacaktır.
SAĞLIK HER ŞEYDEN ÖNEMLİ
Özellikle okula yeni başlayan çocukların okula uyum sağlayabilmesi adına zaman tanınmalı, hemen okula adapte olması beklenmemelidir. Okul başarısını çocuğun hayat başarısı gibi görerek sürekli baskı yapan bir anne baba modeli üstlenmek iki taraf içinde yıpratıcı olmaktadır. Bu nedenle çocuğa karşı her dönem ilgili olmak ve planlanmış programın kontrolünü sağlamak hem daha verimli olacaktır hem de baskıcı bir ebeveyn modeli üstlenilmesini önleyecektir. Unutulmaması gereken en önemli nokta çocukların psikolojik ve fizyolojik sağlıklarının her şeyden önemli olduğudur.
OLUMSUZ SORULAR SORMAYIN
Uzmanlara göre velilerin çocuklarına okulla ilgili olumsuz sorular sormamaları gerekiyor. Bu tür sorular, çocuğun kafasında olumsuz algıların oluşmasına ve yerleşmesine, orta ve uzun vadede çocuğun okuldan soğumasına neden olabilir. 'Öğretmenin sana kızdı mı?', 'Başka çocuklara kızdı mı?', 'Biri sana vurdu mu?' gibi sorular çocuğun kafasında, 'Öğretmenim bana vurabilir. Başkası bana vurabilir. Ben okulda güvende değilim. Okula gitmemeliyim. Evde annemle kalmalıyım.' gibi fikirler oluşmasına neden olabilir. Çocuğunuza 'Okul nasıl gitti?', 'Her şey senin için... Yeni yuvana alışman zaman alacak ama iyi olacak. Eğer yardım istersen biz buradayız' gibi cümlelerle olumlu yaklaşmalısınız.
ÇOCUĞUNUZU KİMSEYLE KIYASLAMAYIN
Okula ilk başlayan çocuklarda korku ve ağlama en sık görülen durumlardır. Bu durumlarda anne-babanın nasıl davranacağını bilmesi çocuğun okul yaşamının yanı sıra psikolojik gelişimi için de son derece önemlidir. Çocuk ağlıyorsa anne-baba sakin olmalı, tepkilerini kontrol etmeli. Çocuk ağlarken anne-baba da paniklerse, çocuğun paniği daha da artabilir. Bu arada anne-baba çocuk ile empati kurabilmeli. Okula uyum sağlamaya çalışan çocuğa 'ceketini düzelt, eteğini düzelt' gibi uyarılarda bulunmak paniğin büyümesine yol açabilir. Çünkü çocuk zaten endişeli bir de bu endişesinin üzerine okulda dikkat etmesi, uyması gereken pek çok kural olduğunu düşünür ve endişe hali kafasında büyür. Ağlamalar kesilmez, panik hali artar. Ağlayan çocuğunuzu 'Bak Ali ağlamıyor, sen neden ağlıyorsun?' şeklinde bir başka çocukla kıyaslamak da, kendisini yetersiz, güvensiz hissetmesine yol açabilir. Bu şekilde yaklaşmaktansa çocukla empati kurmaya, yani onun yerine kendinizi koyup onun duygusunu anlamaya çalışın. Anlaşıldığını hisseden çocuk bir süre sonra zaten sakinleşir. Çocuğa okulun ilk zamanları, hatta sonraları da öğretmeniyle ilgili sevimsiz sorular sormayın.
Yorumlar
Kalan Karakter: