Yabancı bir kelime olan ‘reyting’, tv’ye uyarlandığında, en fazla seyredilme oranı olarak kabul ediliyor. Bu orana göre de o kanalın reklam alma şansı artıyor. Reklam eşittir para olduğu için de tv kanalları bu uğurda akla gelen gelmeyen bir sürü atraksiyona imza atmaktan çekinmiyorlar.
Son günlerde, dikkat ederseniz büyük tv kanallarında, vatandaşın sorunlarını çözme adına, kişilik haklarına yapılan saldırılar yine reyting uğruna sürdürülüyor!
Ne hallere geldik, hukuk devletiyiz diyoruz, ama hukuk herkesin gözleri önünde tv kanallarında katlediliyor, kimsenin sesi çıkmıyor! Neymiş efendim basın özgürlüğü imiş! Geçin efendim!
Basın, halkın haber alma özgürlüğünü kullanır. Sorunların çözümünde yer almaz. Polisliğe, hakimliğe soyunmaz... Örnekler gösterir, tavsiyelerde bulunur.
Maalesef, son zamanlarda tv’lerdeki bazı programlar hukukun yerini almaya çalışıyorlar. Vatandaş, bu programlardan medet umar hale geldi, daha doğrusu getirildi! Adalet gecikince ve hukuka güven sarsılınca, birileri bir şekilde bu boşluğu doldurmaya çalışıyor.
Bugün ülkemizde bir hukuk erozyonu yaşanıyor! Yargı mensuplarına güven gün geçtikçe basına yansıyan çeşitli olaylara karışmalarından dolayı zayıflıyor. Yargılayanlar, adalet dağıtanlar, fütursuzca, karışmamaları gereken olaylarda boy gösteriyorlar. Hal böyle olunca da vatandaş kendi davalarını kendileri çözme yoluna gidiyor ki, bu kaos ortamına dönüşme tehlikesini de beraberinde getiriyor.
Tüm bunların yanında, yerli dizilerde gençleri eğiteceği yerde, yine reyting uğruna olumsuzluklara sürüklüyor, mafya ve ağalık özendirilir hale getiriliyor.
İşin en korkunç yanı da bu dizilerin reyting rekorları kırması. Yani bu programları seyredenler yüzünden memlekette bir sessizliğin hüküm sürmesi!
RTÜK denilen, ne yaptığı belli olmayan bir kurumunda bunları tüm modern teknik imkanları ile sadece seyrediyor olması. Lütfedip uyguladığı yaptırımları da 2-3 yıldan önce ne hikmetse işleme sokamaması!..
Bu tv programları bir şeyleri daha gözler önüne seriyor...
Yol kesip, insanları kaçırmalar hiç çekinmeden ve fütursuzca yapılıyor...
Kadına zulüm ve dayak devam ediyor...
Töre cinayetleri yine tüm hızı ile sürüyor...
İmam nikahlı eşler ve kumalar birlikte yaşamaya devam ediyor...
Sokağa bırakılan sahipsiz çocuk sayısı çığ gibi büyüyor...
Çocuklarını ve ailesini terk eden , karısını, kızını satan babalar tv kanallarında boy gösteriyor...
Yani toplumumuzun kangren olmuş yaraları, hasta ruh hali her gün çocukların, ailelerin gözleri önünde reyting uğruna sergileniyor.
Bu programlar vatandaşı artık huzursuz etmeye ve devletine, milletine güven duygularını yıpratmaya başladı.
Cehaletin ne kadar büyük tehlike olduğunu, bu programlar sayesinde bir kez daha anlamış oluyoruz.
Ülkemizin geleceği okur yazar ve okuduğunu anlayanların sayılarının artması ile doğru orantılı.
Umarım bu oranlara kısa sürede ulaşırız.
Dağ başında yaşamadığımızı birileri anlar ümidi ile..
Yorumlar
Kalan Karakter: