Antalya kent merkezinin birçok sıkıntısının var olduğuna değinen Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Çetin Osman Budak: son günlerde kamuoyunda gündeme gelen “Antalya karanlık bir şehir” söylemi için de “Eğer böyle bir caddeyi yaşatmak için plan yapmazsanız insanlar sosyal aktivitelerini AVM’lerde yapar. O yüzden sadece aydınlatma, çiçeklendirme veya estetik durumu düzeltmek makyaj olur. Aslında biraz bizim mantığımızı değiştirmemiz lazım.Kazım Özalp Caddesi’nin aydınlatmasını ATSO olarak kendilerinin yapacağını söyledi” dedi. Budak, Antalya’da turizm başta olmak üzere tarım ve sanayinin ilerlediğine de değinen Budak, ticarette yeterli ilerlemenin olmadığının altını çizdi. Yılın son meclis toplantısında değerlendirmelerde bulunan ATSO Başkanı Budak, Budak: “Çokça tarım, turizm, ihracat, sanayi üzerinde konuşuyoruz. Antalya ticarette kaç marka çıkardı? Kent merkezinde esnaf ne kadar büyüdü? Kazım Özalp, Üç Kapılar, Işıklar, Güllük ne kadar gelişti, değişti? Son 10 yılda bu yerler Antalya’nın turizmi kadar, tarımı kadar, sanayisi kadar büyüdü mü?” diye sordu.
Mantık değişmesi lazım
“Kent merkezine (eski ATSO binası) çok güzel bir bina yapıyoruz; Eğitim, Kültür ve Sanat Merkezi yapıyoruz” diye konuşmasını sürdüren Başkan Budak: “Bunlar yeterli mi? Değil. Yani burada özellikle kent merkezi ticaretinin gelişmesi için yapılması gereken çok fazla çalışma var.Kazım Özalp Caddesi’nin aydınlatmasını ATSO olarak kendilerinin yapacağını söyledi. Kazım Özalp Caddesi’nin aydınlatmasını ATSO olarak kendilerinin yapacağını söyledi. Mesela bizim İstiklal ya da Bağdat Caddesi gibi bir bulvarımız yok. Yani dünyanın en kaliteli markalarının satıldığı bir caddemiz yok. Eskiden vardı ama AVM’ler şehrin merkezine gelince bunlar ortadan kalktı. AVM’ler satış cazibesini sunan merkezler haline geldi. Eğer böyle bir caddeyi yaşatmak için plan yapmazsanız insanlar sosyal aktivitelerini AVM’lerde yapar. O yüzden sadece aydınlatma, çiçeklendirme veya estetik durumu düzeltmek makyaj olur. Aslında biraz bizim mantığımızı değiştirmemiz lazım. En başta markaya önem verilmeli. Önce kendi markalarına yatırım yapmaları gerekiyor. O eski ruhu kazanabilmek için insanların tekrar kent merkezi ve Kaleiçi’ne gelmeleri için bu alanlarda yeni bir şeyler yapmak gerekiyor” dedi.
Bir vizyon koyduk
Yerel yönetimlere de önemli işler düştüğünü vurgulayan ATSO Başkanı Budak: Sadece bizim orada yapmamızla olacak bir şey değil. Yaptığımız kültür ve sanat merkezi belki sihirli bir dokunuş olacaktır bölge için. Sonuçta iyi bir şey getiriyoruz oraya. Ancak sadece bizim yaptığımız bu işle olmaz. Kıt kaynaklarımızla ancak bu kadarını yapabiliyoruz. Bu bir vizyondur. Bir vizyon koyduk Antalya için hep beraber. Bu vizyon kent merkezinin canlanması içindi. Bir diğer koyduğumuz vizyon da Kaleiçi. Kaleiçi Evi alarak bunun içinde adım attık. Orada yaptığımız iş esas olarak Antalya’nın dikkatini Kaleiçi’ne çekmek. Antalya’nın alışveriş, ticaret ve sosyal hayat anlamında kurtuluşu bizim Kaleiçi’nden yani eski kent merkezimizden geçiyor. Burası cazibe merkezi olmalı. Biz de o yatırımı onun için yaptık” şeklinde konuştu.
Şirket kayıtlarında büyüme
Konuşmasında ekonomi konularına da değinen Budak: “Kredi hacmindeki artış geçen yıl yüzde 30 bu yıl yüzde 19. Bu önemli bir göstergedir. Piyasadaki durgunluğun bir kısmı bununla açıklanabilir. Eğer krediler artarsa bizim ticaret hacmimiz artabilir. Krediler düşünce bizim işlerimizde düşüyor. Bu bir gerçek.Vergi gelirlerinde artış var ama bu göstergeye ilişkin bazı değişkenler var. Bu rakamı Antalya’da yatırılan vergi oranlarıyla değerlendiriyoruz. Oysaki Antalya’da kazanılıp transfer edilen ciddi bir rakam da var. Yani sadece vergi rakamlarına bakarak aslında doğru bir analiz yapamıyoruz. Sebebi de merkezi Antalya dışında olan ve kazancını Antalya’dan sağlayan firmalardan kaynaklanıyor. Birçok göstergede 3 büyük ilin ardından en büyük il olarak gösteriliyoruz. Fakat vergi gelirlerinde 8’inci sıradayız. O yüzden bu veriyi direkt olarak değerlendiremiyoruz. Tabi bunun Antalya’ya yatırım anlamında da çok büyük olumsuz etkisi var” diyerek Antalya’da kazanıp vergisini başka kentlerde ödeyen firmalara tepkisini de göstermiş oldu.
Sadece özel sektörle olmaz
Burada Mısır’dan örnek vermek istiyorum. Bugün yine aynı şekilde Rusya’daki devalüasyondan dolayı Mısır turizminde yüzde 50 seviyesinde bir düşüş gözlemleniyor. Geçtiğimiz günlerde okumuşsunuzdur Mısır Devlet Başkanı Sisi ve Rusya Devlet Başkanı Putin bir araya geldi. Böyle bir durumda devletin katkısı çok önemli, sadece özel sektörün gayretleriyle çözüm bir yere kadar sağlanabiliyor. Merkezi ve ekonomi yönetiminin turizm ve tarım ihracatıyla ilgili bir takım görüşmelerde bulunması çok önemli. Rusya ile ilişkilerimiz son derece iyi durumda. Offset anlaşmalar gündeme gelmelidir. Ya da sektörel yatırımlarda birlikte çalışabiliriz.
Önümüzdeki yılı değerlendirmeden önce 2014 nasıl geçti ona bakmalıyız.
Farklı projeler geliştirebiliriz
Konuşmamın bu kısmında 2015 yılına ilişkin makroekonomik gelişmelere dair uyarılarda bulunacağım. 2010, 2011,2012 ve 2013 yıllarında bizim büyümemiz yüzde 3 seviyelerinde kaldı. Bunun etkisini bütün sektörlerde hissediyoruz. 2014 yılını da yüzde 3 seviyelerinde kapatacağız. Artık belli oldu. Hedeflerimiz hep yüzde 5 oldu. Aslında yüzde 5 büyüme bile Türkiye’nin bu kabına sığmayan 76 milyonluk nüfusun refahını arttıracak seviyede bir büyüme değil. Ancak yüzde 5’e de tamam dememize rağmen son 3 senede bunu da tutturamadık. 2015 yılında da tablo farklı görünmüyor. Dünya konjonktürü ve Türkiye’nin iç dinamikleri ile arzu ettiğimiz büyümeyi gerileyemeyecek gibi duruyoruz.
ABDULLAH YALÇIN
Yorumlar
Kalan Karakter: