Cengiz Özek, kendi adını taşıyan gölge tiyatrosuyla birlikte; 16 yıldır İstanbul Uluslararası Kukla Festivali’ni özveriyle sürdürüyor. Daha önce ilkbahar aylarında yapılan, bu yıl 16–26 Ekim arasında gerçekleşen festival, Hollanda Başkonsolosluğu salonunda açıldı. Çocuklu-büyüklü davetlilere, İtalyan ve İspanyol kukla tiyatrolarının gösterileri hediye edildi. Evet, kukla oyunlarına sadece çocuklar gelmiyor artık. İlk kez bu yıl festivaldeki oyunların “Çocuklara” ve “Büyüklere” diye iki gruba ayrıldığını gördük. Ayrıca, bazı oyunlarda “Hem Çocuklara, Hem Büyüklere” diye notlar vardı. Batıda yetişkinlere temsiller veren özel kukla tiyatroları olduğunu biliyoruz. Ne yazık ki ülkemizde yok. Her yıl yabancı grupların oyunlarını seyretmeye çalıştığım bu festivalden bir örnek olarak, Belarus’tan gelen “BrestPuppetTheatre” tiyatrosunun “12 yaşın üzerindeki herkes için” uygun gördüğü “Holstomer (Bir Atın Hikâyesi)” adlı oyununu kısaca paylaşmak istiyorum: Dünyaca ünlü büyük romancı Tolstoy’un kısa öyküsünden uyarlanan “Bir Atın Hikâyesi”; kendini beğenmiş bir prensin atının, atak bir tay olduğu günlerden, “bu artık işe yaramaz” denen ihtiyar günlerine kadarki hayatını anlatır. Atlar aracılığıyla insanoğlunun dünyadaki hal-i pür melalini yansıtır. (Aynı öyküyü, 1993’de Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali’ne Polonya’dan katılan “Janusz Wisniewski Theatre” yorumuyla seyretmiştim. “Kamaşma” adıyla ve kalabalık bir kadroyla sahne oyunu olarak sunmuşlardı. Gerçekten göz kamaştıran etkisini hala unutamıyorum…) Bu defa kukla oyunu olarak karşıma çıkan bu öyküde; kukla perdesi değil, özel bir dekor kullanan gösterinin kuklaları, gölge oyunları ve zaman zaman kendileri de görünen kukla oynatıcılar; Tolstoy’un düşüncelerini küçük-büyük bütün seyircilere iletmeyi başardılar. Sadece ‘at’la değil, insanla ilgili derinliği olan bu Tolstoy öyküsü, aslında: “Ey insanoğlu nasıl yaşadığının farkında mısın? Sana hediye edilen bu hayat sona erdiği zaman, acaba nasıl iz bırakacağını düşünüyorsun?” sorularını cümle olarak değil, duygu olarak soruyordu. Rusça olduğu halde, görsel ağırlıklı olduğu için rahat seyredilen “Bir Atın Hikâyesi”; perde arası verilmeden bir saate yakın sürdü. Seyredenler öyküye ve kuklalara doyamadılar. İşte ben de bu yazıyı Antalya’dan, yetişkinler için kukla tiyatrosu yapan gruplar çıksın diye yazdım. Mesela Aziz Nesin’in “Zübük” romanını veya halk dramı “Ferhat ile Şirin”i, kukla oyunu olarak yetişkinlere seyrettirmek ne güzel olurdu...
Kukla Festivali
Cengiz Özek, kendi adını taşıyan gölge tiyatrosuyla birlikte; 16 yıldır İstanbul Uluslararası Kukla Festivali’ni özveriyle sürdürüyor.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: