Eski Kadıköylü, yeni Alakırlı Birhan Erkutlu- Tuğba Günal çifti, 2000'li yılların başında tüm canlıların ortak ihtiyacı olan yeme, içme ve barınma ihtiyacının şehir yaşamında giderek, sağlıksız hale dönüşmesini sorgulamaya başladı. Kendilerine, doğada alternatif yaşam arayan çift, sırt çantalarıyla Anadolu'da yolculuğa çıktı. Kendi söylemlerine göre, 'şehrin ortasında doğup, doğanın ortasında büyüyen' çiftin sırt çantalı yolculuğu, Beydağları'nın önemli doğal alanlarından Alakır Vadisi Kuzca köyünde, Hamide Teyze ile karşılaşmalarıyla sona erdi. Alakır'da, kendilerine köy yaşamı kuran çift, çalı ve çamurdan yaptıkları evde yaşıyor, tüm gıda ihtiyaçlarını ürettikleri sebze ve meyvelerle karşılıyor.
10 YILLIK HES MÜCADELESİ
Alakır Vadisi'nde, 2004 yılında, nehre yakın yaklaşık 15 dönümlük arazi satın alan çift, burada köylülerle birlikte yaşam kurdu. Çadır hayatından yerleşik hayata geçen ve ekmeğinden her türlü gıda ihtiyaçlarına kadar bu arazide ürettikleriyle yaşam süren çift, 5- 6 yıllık süreç sonunda Alakır Nehri'nde yapımına başlanılan HES'lerle tanıştı. Çiftin yaklaşık 10 yıldır HES'lere karşı verdikleri hukuki mücadele sonucunda Alakır Vadisi, Danıştay tarafından 1'inci derecede Doğal Sit Alanı ilan edildi.
'ALAKIR TESADÜF OLDU'
Tükettiklerine karşı sorumluluklarının da kendilerini çok yıprattığını dile getiren Erkutlu, “Hem çevreye duyarlıydık; ama orada tükettiğimiz ürünün üretim aşamalarında hem emek sömürüsü hem doğa sömürüsünün olduğunu bile bile bunu yapmak zorunda bırakılmak da bizi çok yıpratıyordu. Hem 3 temel ihtiyacımızı sağlıklı olarak karşılamak hem de şehirdeki tüketim çarkının içerisinde istemeden de yol açtığımız emek ve doğa sömürüsüne katkıda bulunmamak için kırsala yerleşmeye karar verdik. Onun içinde şehirden çıktık ve gezinmeye başladık" dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: