Gazeteci olarak tarafsız kimliğimi koruduğumu ama konu hayvan ve çevre ise onlara taraf olduğumu en başında söyledim. Ahmet Tekin, mermer üreticilerini de doğaya saygılı olduğunu ifade etti. “Biz de torunlarımıza yaşanabilir bir çevre bırakmak istiyoruz. Orada gösteri yapanlardan farkımız yok, aynı havayı soluyoruz, aynı toprağa basıyoruz” dedi. ‘Sebepsiz’ yere değil yüz yıllık; bir yaşında ağacın bile kesilmesine karşı olduklarını söyledi. ‘Sebepsiz’ sözcüğünün her insan için ayrı bir anlamı olabileceğini hatırlattım. Kabul etti. Sedir ağaçlarını kendilerinin değil, Orman Bölge Müdürlüğü’nün ihale ile verdiği tüccarın kestirdiğini söyledi. Tüccar, o ağaçlar için 300 bin lira civarında para ödemiş. Onların da ekonomiye kazandırılacağını anlattı. O bölgede zaten bakım çalışması nedeniyle kendileriyle alakalı olmayan kesimler de yapıldığını iddia etti.
* * *
Geliyorum en önemli bölüme, sıkı durun!
Yasalara aykırı, kafalarına göre bir şey yapmadıklarını savundu. Yaklaşık 1.5 yıl önce Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne başvurmuşlar. Oradan maden ve jeoloji mühendislerinden oluşan bir ‘Yerinde Tetkik Heyeti’ gelmiş. Rapor düzenlemişler. SİT alanı mı diye müzeden yetkililer gelmiş. ASAT’tan gelmişler. Hem de 4 ayrı birimden. DSİ’den inceleme heyeti gelmiş, Milli Parklar, Çevre İl Müdürlüğü, Orman İl Müdürlüğü… 12 kurumdan yetkililer gelmiş ve olur vermiş. Tekin, “Öyle iddia edildiği gibi Ankara’dan, masa başından değil yani” dedi. Hani şu hep ‘masa başından ocak açma ruhsatı veriyorlar’ deyip suçu yıktığımız isimsiz, kimliksiz yaratıklar var ya! Bu hesaba göre onları koynumuzda besliyormuşuz! Kazın ayağı göründüğü gibi olmayabilir yani.
* * *
Son iki gündür Ekizce’de çalışmaları durdurduklarını öğrendiğimi söyledim. İçimde bir umut, acaba vaz mı geçtiler? Hayır, devam edeceklermiş. Numuneler çıkartmışlar, ihracat yaptıkları ülkelerdeki alıcılara yollamışlar. Onlar da beğenmiş. Tek dertlerinin ekmek olduğunu belirtti Ahmet Tekin, “Sadece arazi kullanım bedeli olarak 370 bin lira ödedik. Kendinizi bizim yerimize koyun” dedi. Şunu da ekledi: “(Antalya’ya özel bir uygulama olacak) desinler, biz uyarız. Biz de Antalyalıyız. Türkiye bir hukuk devleti ve rahatsız olanlar elbette yasal süreci işletebilir. Sonucuna da saygı duyarız.” Antalya, hırplanmasın, yıpranmasın, talan edilmesin, yerine konulamayacak değerleri kaybolmasın diyenler “Ankara’dan masa başından” ezberinden daha fazlasını bilmek zorunda. Kazın ayağı hiç de sandığımız gibi olmayabilir.
* * *
Bu arada Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Osman Budak geçen hafta sonu Expo 2016’nın olağan yönetim kurulu toplantısı için Antalya’ya gelen Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker’e konuyu iletmiş. Eker, konunun Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın sorumluluğunda olduğunu söylemiş ama Olimpos Safranı’nın da o yörede olduğunu duyunca notlarını almış. Budak, bu tip ruhsatların verilmesi aşamasında başta ATSO olmak üzere sivil toplum örgütlerinin de görüşünün alınması gerektiğini savunuyor.
Genel
13 Ocak 2015 - 11:10
Kazın Ayağı
“Çok teşekkür ediyorum. İlk kez biri bizi arıyor” dedi Ahmet Tekin. Hani Hisarçandır Ekizce Yaylası’nda mermer ocağı açtığı için kızdığımız İmsa Mermer Şirketi’nin ortaklarından Ahmet Tekin. Benim ‘talihsiz’ olarak tanımladığım 3 Ocak’ta yapılan basın açıklamasından çok daha anlamlıydı konuştuklarımız. Yarım saatten uzun sürdü telefon görüşmemiz, o nedenle güzelce özetlemeye çalışacağım.
Genel
13 Ocak 2015 - 11:10