Aynı ATSO’nun 3.Grup Madencilik Komitesi’nin 3 Ocak 2015’te yaptığı yazılı açıklamada,
“Komite üyeleri olarak son günlerde yerel ve ulusal medyada çıkan haberler üzerine haberlerde bahsi geçen Hisarçandır mermer ocağındaki sahaya orman mühendisi ve çevre mühendisleri ile birlikte incelemelerde bulunulduğu ve yapılan incelemede bahse konu sahada çalışma yapan firmanın, sahada çalışma yapabilmesi hakkını veren kanuni tüm izinlerini aldığının tespit edildiği bildirildi” diyor. (Yazım hataları kendilerine aittir)
* * *
Bu durumda ATSO’yu nasıl bilirdiniz diye sorsalar, “Talihsiz” diyebilirim ancak. Hakkınızı helal ediyor musunuz diye sormasınlar bile. Ben vallahi cevap veremem!
Madencilik Komitesi açıklamasında, çevreciler uydurmuş, orada 800 yıllık ağaç yok, olsa olsa 100 yıllıktır, bilemedin 150 demeye getiriyor. Onlar da çürümüş zaten. Sanırsınız bahçeye elleriyle diktiği ağacı kestiren apartman yöneticisi! Hani padişah demiş ya, “Bana bir şey söyle de özrün kabahatinden büyük olsun.” Al sana padişahım işte iyi bir örnek!
* * *
Pazar günü Ekizce’deydim. Geçirdiğim bir ameliyat nedeniyle aslında orada olmamalıydım. Doğa severler ve “gerçek dışı haberleri” yazanlar tarafından ne kadar kandırıldığımızı gözlerimle görmek istedim! Minibüsten indiğimle, Allah güzel ömür versin Elif Kılıç ablam ile göz göze geldik. Ekizce Yaylası’nda yaşıyor, bu yıl 60’a basmış. İçinde bir söz var, paylaşacak birini arıyor, belli. “Buraları hep bozacaklar” dedi. Ne olur mesela? “Bal var bal. Bu ağaçlar olmazsa balı nerede bulacaksın!”
Köyün son evinin yanından geçiyordum, bahçenin dibi uçurum! En son ev ile ona en yakın sedirin arasındaki toprak ürkütücü biçimde kaymış. Sedirin kökleri açıkta ama bırakmıyor yapıştığı toprağı… Bak kandırıkçılar bu konuda haklıymış, bildiğimiz heyelan bölgesi! Sedir ağaçları ile kayalar tutuyor toprağı. Onun tepesindeki Alınlı Dağ’ı kesiyorlar. Sanırım birkaç yıl sonrası Ekizce Yaylası’nda oturanlara “Fıtrat” olur artık.
* * *
Tırmanmaya başlıyoruz. Benim için çok ürkütücü ve ağrı verici… Etrafımda en genci benden 10- 15 yaş büyük köylü ağabeyler, ablalar, belleri iki büklüm tırmanıyor. Dişimi sıkıyorum! Onbaşının Düzlüğü’ndeyiz. Karşımda tüm heybetiyle Alınlı Dağ! Ayaklarımızın altında kar. Her yer şifalı Çalba Otu. Mis gibi kokuyor. Köy çocukları ile şehirden gelenler oyun kurdu hemen, kar topu savaşları başladı. Kaya tırmanışı yapan bir grup belki de o insanı büyüleyen Alınlı Dağ’dan son kez pankartlarla süzüldü: “Geleceğin turizmini yok etme.”
Aklıma yine ATSO Madencilik Komitesi’nin açıklaması geldi. “Madencilik faaliyetleri geçici faaliyetlerdir. Sahada yapılan faaliyetler sona erdiği zaman alan yeniden ağaçlandırma yapılarak(…)” diyorlardı. Kalıp kalıp kesecekleri, en imansız insanın bile önünde durup Yaradan’ı düşüneceği o Alınlı Dağın yerine ne koyacaklarını yazmamışlar, iyi mi!
* * *
Dönüyoruz. Yanlış bir adım atacağım, düşeceğim, çivilerin tuttuğu belim kırılacak zannediyorum. Korkuyorum. Alnımdan süzülen ter gözlerimi yakıyor. Çevremdeki hiçbir şeyle ilgilenmek, ses bile duymak istemiyorum. Önüme çamurlu bir lastik ayakkabı uzanıyor. Lastiğin burnuyla yerde minicik bir kırmızılık gösteriyor, sonra bir başkasını, sonra bir başkasını…”Bak bunlar şakayık, açmaya başlamış bile” diyor. Çizgilerle kaplı yaşlı ve öfkeli yüzüne bakıyorum. İnanır mısınız, Madencilik Komitesi’nin yazılı açıklamanızdaki en yakın şakayık 20 kilometre filan uzakta sözlerini o bile duymuş. Dünya çok küçüldü. Artık herkes, her şeyi duyuyor. Mesela ben de 2003 yılında Türkiye bir Avrupa Peyjaz Sözleşmesi’ni imzaladı, taraf oldu diye duydum. Bakalım o sözleşme Alınlı Dağ’ı kurtarır mı yoksa Avrupa’ya kandırıkçılık mı yapmışız?
Genel
06 Ocak 2015 - 07:20
Kandırıkçılık
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) resmi web sitesinde 22 Ekim 2014’de yayınlandı: “ATSO Başkanı Budak, Antalya’nın 2015 yılında G20 ve B20 toplantılarına ev sahipliği yapacağını belirterek, “Bunun değerini bilmemiz gerekiyor. Bu tip organizasyonlar bir daha 40 sene sonra belki gelir. Obama’dan Merkel’e Putin’e kadar dünya liderleri Antalya’ya gelecek. Ancak bu kişiler Antalya’ya gelirken ne ile karşılaşacaklar. Uçak inişe geçtiğinde sanki yeni bombalanmış gibi duran taş ocakları.”
Genel
06 Ocak 2015 - 07:20