“Neyin nesi?” demedim, çünkü üzerinde “kime ait” olduğu yazıyordu!
Kalekapısı gibi turistik bir yerde, çirkin görüntüler oluşturan bu barakayı kim bu hale getirdi bilmiyorum.
MUHTAR
Tuzcular Mahallesi Muhtarı Mehmet ERDOĞAN; bu konudaki yazımı okuyunca;
”Nasıl yardımcı olabilirim?” diye yanıma gelip bana sordu. Ve yanımda bir yere telefon edip; konu hakkında ona da bilgi verdi.
Yazılarımızı dikkatle okuyan ve takip edenlerden olan muhtarımızın telefonu da etkisini gösterdi ki; akşamüzeri barakanın içindeki kutular boşaltılmaya başlanmıştı bile.
Hatta ertesi günü; o baraka da oradan kaldırılmıştı!
“Bir elin nesi var, iki elin sesi var!” derler ya; ben ve muhtarımızın ilgisi ile bu sorun ortadan kalktı. Sizler de olaylara karşı böyle ilgi gösterirseniz KALEİÇİ’nin daha güzelleştiğini görürsünüz.
+++
DÖNERCİLER ÇARŞI
TEMİZLERKEN KİRLETTİ
Bunu Antalya’daki tüm esnaf, istinasız yapıyor desem yalan olmaz!
Ne yapıyorlar?
Dükkânlarının içini deterjanlı sularla hemen hemen her gün yıkıyorlar ve o deterjanlı suları dükkanları önündeki kaldırıma bırakıyorlar!
Bu nasıl temizlik? Kendi dükkânını temizlerken sen tut; o kimyasal-deterjanlı suları kaldırımlara, sokaklara veya ağaç diplerine dök gitsin!
Belediyelerimiz bu konuda önlem almalı ve bunu yasaklamalıdır.
DÖNERCİLER ÇARŞISI’nın galiba o gün umumi temizlik günüydü. Yıkadıkları yerlerin pislikleri ve o deterjanlı suları; Kaleiçi’ne doğru bir dere gibi akıyordu.
Ne gören, ne söyleyen ve ne de bir uyaran var?
Nasıl bir Kaleiçi’nde yaşıyoruz ki?
Turistler bu manzarayı görse ne derler?
İNŞAATLAR
Turistik Kaleiçi dedim de;
Şu anda birçok bina, ya tamir ediliyor, ya temeli kazılıyor, ya da perde arkasından yeniden yapılıyor.
Hiçbirisinde; yapılan işe ait belediyeden veya Anıtlar Kurulu’ndan veya başka yerlerden “izin” aldıklarını gösterir bir “levha” görmedim!
Bir başıboşluluk almış başını gidiyor.
Oralarda yapılan kazıların başında “müze”den bir yetkili var mı yok mu bilemiyorum. Bu soğuklarda ameleler çalışıyor, alışıklar da “memurlar” n’apıyorlar acaba?
…
RUHSAT
Esnaflarımızda “ruhsat” alma işi yaygınlaştı. Alanlar alabiliyor ama, bir yer de tıkanınca n’olacak?
Eskiden alanlarla, yeniden alamayanlar bir birlerine yan gözle bakıyorlarmış?
…
BELEDİYELERİMİZ HAKLI?
Onlar da istiyorlar ki; Kaleiçi’nin hiçbir sorunu kalmasın. Bir yerden başlayalım ve Kaleiçi’ni şehrin en güzel ve tarihi mekânı yapalım diyorlar.
Ama yapamıyorlar?
Herkes bir yerinden tutuyor.
BİR BELEDİYE YOK?
Neden yok? Adınız yeter: ANTALYA…
Sizler öyle düşününce memurlarınız da sizin gibi düşünüyor ve Kaleiçi yerinde saymaya devam ediyor?
Ne gerek var buna.
Lütfen “BİR KALEİÇİ VAR” protokolü yapın; yetkiyi alana “destek” verin, olsun bitsin şu işler.
Yorumlar
Kalan Karakter: