Gezmeyen görmeyen yoktur sanırım. Daha çok yerli ve yabancı turistler gelir gezerler burasını. “Yörüğüz” diyen Antalyalılardan gelip gezen olmaz. Yıllardır gezip görmeyenler de vardır.
Karaoğlan Parkı (Karaalioğlu) ve Yat Limanı en çok gezilen yerlerdir.
Kimse Kaleiçi sokaklarını gezmek için gezmez! Çünkü onları oraya çekecek hiçbir ilginç “konak” yoktur. Bilirler ki; bunların çoğu yanmış ve yıkılmıştır. Ya da yıkılmak üzeredir.
Son zamanlarda yıkılıp yeniden yapılan konaklardan çoğu dikkat çekmez. Hıdırlık Sokak’taki atölyemin olduğu yeri hariçtir.
En çok fotoğraf çekilen evdir orası.
…
Kaleiçi’nde yaşayanların ortak bir sorunu var: TRAFİK!
Kaleiçi gibi küçük bir yer de “trafik” nasıl sorun olur? demeyin oluyor işte!
Alanı küçük, sokakları dardır. İnsan trafiği bazen oto trafiğinden daha fazladır.
Kaleiçi’nde evler, bakkallar, fırınlar, pastaneler vardır. Ayrıca çeşitli hediyelik eşya satan dükkânlar vardır.
Resmi, yarı resmi daireler vardır.
Bir sağlık ocağı, postane ve bankası yoktur.
Gezmek, mal alıp vermek, turist getirip götürmek için girip çıkan araçların haddi hesabı yoktur.
TÜRSAB, ANITLAR KURULU, GAZETECİLER CEMİYETİ VE YAT LİMANI’NDAKİ YERLER KALEİÇİ’NE DEVAMLI ARAÇ GİRMESİNE NEDEN OLMAKTADIRLAR.
En çok da şehir merkezinde işi gücü olanlar; otoparklara veya Kaleiçi sokaklarına devamlı park yapmaktadırlar.
Rent a car’cılar ve otosu olan ev ve dükkan sahipleri da bu otopark sıkışıklığına neden olduğu söylenmektedir.
…
KALEİÇİ’NDE GECE SEFASI!
Yeni açılan lokantalarda, barlarda ve diskolarda oturmaya gelenler vardır. Bunlar Kaleiçi’nde gündüz trafiğini denetleyen “trafik” polisinin gitmesini fırsat bilip; otolarını rastgele oraya buraya, dükkan ve pansiyon önlerine park etmektedirler.
Park yapma sırasında; kırmadıkları “saksı” ve çarpıp oynatmadıkları “duba” bırakmamaktadırlar.
…
Kaleiçi’nde gece de araç trafiğini kontrol altına alacak bir “trafik” polisine ihtiyaç duyulmaktadır.
Yoksa yakında Kaleiçi’nde oturanlarla, gelenler arasında “kavga” başlayacakmış.
Kesik minare civarındaki polisiye önlemler etkisini göstermiş, “asayiş berkemal” olmuş diyorlar!
= = = =
BUNLAR NASIL
KALEİÇİ DERNEKLERİ?
Ulusal bir gazetede birinci sayfada “Taciz Var” haberi var!
Bir iki Dernekçi çıkıp bu konuda yorum yapıyorlar! Ne oluyor; o haber tekrar tekrar basında çıkıyor.
Bu haberi okuyan yerli ve yabancı turist ve turizm acentaları ne yapıyorlar?
“Aman Kaleiçi’nde dikkatli olun. Fazla kalmayın. Hemen çıkın.” diyorlardır.
Kaleiçi’ni bilen bilir; ışıklandırmasıyla, yollarıyla çok güzel bir mekândır. Gençlerimizi Kaleiçi’ndeki cafelerde cıvıl cıvıl görmekten mutlu oluyoruz.
Yerli yabancı turist hanımlar rahat rahat gezmektedirler. Bu bir gerçektir.
Bazı esnaf çıraklarının; müşteri çekmek, para kazanabilmek için sesli ve fiili hareketlerde bulunduklarını da duyuyoruz.
Müşteri olan veya gezen insanlar bu tür hareketlerden “rahatsız” olmaktadırlar. Fakat onlar bunu bir türlü fark etmemektedirler.
Ne yapmak lazım?
Sözü geçen esnaf ve şu anda adı “var” olan Dernekler; üyelerini veya üye olmayan esnafı mutlaka “uyarmalıdır” ki bu hatalar, bu ayıplar bir “son” bulsun.
…
Basın’a “güzel ve olumlu” haberlerle çıkmalıyız.
Kaleiçi ve dışı Dernekleri gibi; davul çalarak değil!
Yorumlar
Kalan Karakter: