TIRNAKLARIMLA GELDİM
l Öncelikli olarak 30 yıldır kentin içinde yaklaşık 15 yıldır da basın sektörünün içinde olmanıza rağmen sizi tanıyanlar dışında Ayla Çekiç’i nasıl anlatırsınız?
Çalışmadan hiçbir şeyin kazanılmayacağını düşünenlerdenim. Yaşamım boyunca hiçbir şey önüme hazır olarak gelmedi. Yapamazsın denildiği noktada nasıl yaptığımı çalışmalarımla gösterdim. Tırnaklarımı kıra kıra değil tırnaklarımı kanatarak bugünlere geldim. Bugün itibariyle baktığınızda Antalya’nın en kapsamlı medya kuruluşuyuz. AB Medya olarak Yerel TV ,Radyo ve Haber sitesi ile başlayan yayıncılığımız 90 ‘lı yılların sonlarında Antalya Life Dergisi ve Antalya Hıgh Life Dergisi ile zenginleşti.Son 3 yıldır Ulusal HaberTürk ve Akşam Akdeniz Gazetesi Akdeniz temsilciliklerinin yanı sıra 57.yıllık Hürses Gazetesi bünyemize Katıldı.
KURUMSALLAŞMAK ÖNEMLİ
l Başarınızın sırrı nedir?
Hedef belirlemek, hedeflerimizin doğrultusunda çalışmak, çalışmak ve daha çok çalışmak. Bir de basın sektörü ekip işidir. Kurumsallaşmadan bunu başarmanız çok zor. Zamanımız teknoloji çağı. Teknolojiyle birlikte yönetim anlayışları da hızla değişiyor. Günümüz Türkiyesi’nde kişiler ancak kurumlara katkı sağlar. Kurumu ayakta tutamaz. Bu nedenle sistem oluşmasında kurumsallaşmaya önem veriyorum. Yönetimimde olan her kurumu kendi içinde kurumsallaşması noktasında çok fazla mesai harcıyorum. Ekibim bana, ben ekibime güvenirim. Profesyonellerle çalışmak ilk tercihim. Profesyonellerimizle birlikte de bir okul gibi sektörümüze iş gücü yetiştiriyoruz. Yarınlarda emek verdiğiniz bir gazetecinin başarılı bir yerde olduğunu görmek bendenizi gururlandırıyor. Antalya’nın adı, Antalyalı’nın adı her yerde duyulsun istiyorum. Tabii ki bu da, kent bilinci ile olur. Yerel basın kent bilincinin oluşmasında önemli etken oynar. Tüm yayınlarımda hep şu bilinçle ilerledim; “Önce Antalya” dedim. Antalya’da taş üstüne taş koydurup, kentlinin daha iyi hizmetler alması için, çalıştım ve çalışanı destekledim. Her zaman bir yanlış varsa dur diyen ses olma tercihiyle para için değil doğrular için savaştım.
NEDEN HÜRSES?
l Haber ve magazin dergisi, ulusal basının eklerinin ardından neden günlük bir gazete ve neden Hürses Gazetesi diye sorsak?
Zaman çok hızlı ilerliyor. Kentin gündeminde yer almak için öncelikli olarak Antalya’nın nabzını iyi tutmak gerekiyor. Nabız derken tek bir yönden de bakamazsınız. Bunun içine siyaset, ekonomi, sağlık, basın, eğitim yani yaşamın her rengi girer. Bu nabzın atması için kent dinamikleri aktif rol oynar. Aslına bakarsanız hepimiz bir şekilde Antalya’nın tarihine not düşüyoruz. Eğer ki benim ve yönetimimde olan yayınların kentimin geleceğine ışık tutarsa ne mutlu bana. Yanlış yapılan bir işi durdurmak güzel olanı desteklemek en büyük arzum bu. Yarınlarda hepimizin çocukları büyüyecek. Ben de gazete patronu olarak çocuğuma ve torunlarıma Antalya’nın güzelliği için bunu yaptım demek istiyorum.
DİNAMİKLERİN ZAAFI VAR
Gazetecilik manevi bir haz. Bir yaşam biçimi. Ben de kendi isteğimle bu yaşam biçimini tercih ettim. Bu nedenle günlük bir gazetenin gerçek anlamda Antalya’da olmasını istedim. Kentimin tarihini taşıyan Hürses Gazetesi’ni özellikle satın almayı hedefledim. Çünkü elimdeki değerin kıymetini bileceğim. Yerel gazetecilik nasıl yapılır, bunu da göstermek istiyorum. Çünkü benim kentimin dinamiklerinin zaafları var. Kentine sahip çıkmanın ne demek olduğunu bilmiyorlar.
OKUYUCUYA SAYGISIZLIK
Yerel basınına sahip çıkmayanlar, yarın görmezden geldiğine ihtiyaç duyacak. Dikkate almama ve alınmama refleksi bu kentte çok gelişmiş halde,herkes her şeyi kabullenmiş görünüyor. Yanlışa yanlış diyen yok. Bu Antalya’ya saygısızlıktır. Bu kentte önce yaşayanların ,sonra seçilmiş ve atanmışların olmak üzere herkesin elini taşın altına koymasını sabırla bekliyorum. Ben Ayla Çekiç olarak elimi değil, kafamı Antalya için koydum. Bu kenti çok iyi tanıyorum.
BAŞARI İÇİN ZAMANINI BEKLERİM
l 30 yıllık kent hayatı, cemiyetler, ajans sahipliği ve bir çok başarıyı elinizde tutarken etrafınıza baktığınızda hiç düşmanınız var mı?
Bu sorunuza karşılık size bir hikaye anlatacağım. Adamın biri ben tavlada hiç kaybetmedim ki deyip, dururmuş. Tavla turnuvalarında da bu söylediğini sürekli tekrarlayınca, sormuşlar: Nasıl başardım hiç kaybetmemeyi?
Adamın yanıtı: Hiç tavla oynamadım ki..!
Eğer hiçbir şey yapmazsanız kaybetmezsiniz. Tıpkı tavlada hiç yenilmeyen adam gibi… Ben çok işler yaptım. Tabii ki bu süreçte, zamanla yarışırken incittiklerim olmuştur. Ya da sadece siz başarılısınız diye sizi rakip görenler düşmanınız olmuştur. Büyük olmak kolaydır önemli olan büyük olarak kalmaktır. Benim sır arşivim var. Herkes kasasında para ve değerli eşyalar saklar. Ama ben kasamda sır arşivi saklıyorum. Sır arşivimde neler yok ki…
l Neler var?
Adı üzerinde sır…Zamanı gelince kasa açılır.
l Hürses Gazetesi ile ilgili hedefiniz nedir?
Bir numara yapmak. Bir numarada örnek olmak. İstiyorum ki, Hürses Gazetesi Antalya yerel basınının öncüsü olsun.
Gerek kaliteli baskısı, gerekse özel haberleri ve kadrosuyla. Teknolojiyi de beraberinde taşıyarak Antalya’da yerel gazete okunma oranını arttırmak. Bence bizi takip edin, farkı göreceksiniz.
KORKMUYORUM
l Çok iddialı köşe yazılarınız var. Manşet haberlerinizde kamuoyunda yankı uyandırıyor. Korkmuyor musunuz?
Korktuğunuz zaman hiçbir işinizde başarılı olamazsınız. Yıllardır basın sektörünün içindeyim korkmama neden olacak bir durumla karşılaşmadım.Korkuya kapıldığınızda hata yaparsınız. Gazetecilik hata kaldırmaz. Cesur kaleminiz olmadıkça da gazeteci olamazsınız. Köşe yazılarımı okuyucularımla konuşur gibi yazıyorum. Manşet haberlerimiz de ise çalışmamız tamamen ekibimle birlikte yapıyorum. İğneyle kuyu kazıyoruz. Sabırlı olup araştırmamızın sonucu konunun uzman kişilerine soruyoruz. Haberimizin dört ayağı sağlam bastığında, belgeleriyle birlikte kamuoyuyla paylaşıyoruz. Bu aşamadan sonra devreye kamu vicdanı giriyor. Yetkililer de belgeli özel haberciliğimizle elleri daha güçlü olarak soruna çözüm üretiyor. Bu durumda kim kazanıyor? Antalya.
l Bir taraftan eş ve annesiniz. Bu kadar yayın, hizmetler, köşe yazarlığı derken kendinize zaman ayırabiliyor musunuz?
Ben çalışırken kendime zaman ayırmış oluyorum. Çalışmaktan müthiş keyif alıyorum. Herkes çalışırken yorulur ama ben inanın dinleniyorum. Bu konuda da ailemden tam destek alıyorum. Bu da en büyük mutluluğum.
l En büyük duanız nedir?
Doğru zamanda, doğru mekanda, doğru insanla, karşılaşmak,doğru sözü söylemek.
Yorumlar
Kalan Karakter: