Bugünkü tablo itibariyle bana göre genel seçimlerin kilit partisi HDP’dir.
Ne CHP, ne de MHP alternatif olma işareti vermedikleri gibi birlikte koalisyon kurabilme emaresi bile gösteremiyorlar. Ancak HDP’nin bu seçimlerin kilit partisi konumunda olduğunu düşünüyorum. Son yapılan kamuoyu yoklamalarını inceledim. Hepsinde gördüğüm ince detaylar HDP ile ilgili göz ardı edilmemesi gereken gerçeği ortaya koyuyor.
HDP’den önce iki partiyi değerlendirmemiz gerekiyor…
Ana muhalefet partisi CHP’nin oy oranı yüzde 25 dolayında… Kamuoyu yoklamalarında yüzde 25 altına iniş gösteriyor ancak, çıkış noktasında ya da çıkacak noktasında bir belirti yok. CHP milletvekili aday belirleme noktasında her ne kadar Antalya için ön seçim şartı getirse bile 81 ilin genelinde merkez yoklaması kararı alması parti tabanında tepki almasına neden oldu. Milletvekillerinin aday adayı belirleme sürecinde genel merkezin aldığı kararlar bir tepki olarak da önümüzde duruyor. Ancak bu durumu şimdilik konjonktürel gelişmenin sonucu olarak değerlendiriyorum. Parti içinde böylesi sıkıntılı bir süreç devam ederken de CHP Genel Merkezi’nden eserek ülke geneline yansıyacak il ve ilçelerin yelkenlerini şişirerek seçim süreci başlatılmasıyla ilgili beklentim varken, hiçbir emarenin görülmemesi açıkçası yine beni düşündürüyor. CHP’nin bu gelişmeler çerçevesinde işinin zor olduğu söylemek abartılmamış bir kelimedir.
MHP'ye geldiğimizde durum daha farklı. MHP, bana göre üniversitelerde tez konusu olarak işlenmesi gereken siyasi bir parti. Sadece milliyetçilik, hatta Türkçülük ilkesiyle geçmiş son 50 yılın değerlendirmelerini yaparak, günümüz siyasetinde ayakta durmaktan öte mecliste grubu olan MHP, pek çok kentte merkez yoklaması yapma kararı olmasına rağmen CHP’nin aksine oylarını yükselten bir çizgi içinde. MHP’nin bütün kadrolarıyla kongrelerinde demokratik bir yarış içine girmesinin elbette kendisine bir avantaj sağlaması kaçınılmazdı. Yüzde 10 barajının kıl payı üstünde olarak yorumlanan MHP giderek ivme kazanarak oy oranını sadece ideolojik yapısı nedeniyle yüzde 14'e çıkarmış görünüyor. Gelecek günler MHP adına neyi gösterir şu anda öngörmek kuşkusuz olası değil ama bu partide bir yükselme trendi yaşandığı gerçektir. Yükseliş sebebinin en önemli maddesi de iktidar partisini çözüm sürecinde aldığı tepkilerin MHP’nin ideolojik yapısından güç bulacak seçmen kitlesidir. HDP’ye olan tepki, iktidarın çözüm sürecinde tehlike görenler ülkede otokontrol sağlamak adına MHP’ye yönelmiştir. İşin dikkat çekici yanı HDP yükseldikçe, MHP de yüksek oranda yükselme ivmesi yakalamaktadır.
Bu değerlendirmelerin ardından HDP kilit parti olarak önümüzde durmaktadır. İktidar partisini olumsuz anlamda en fazla etkileyecek tek parti bana göre ne CHP, ne MHP’dir. AKP’nin matematiksel hesabını bozacak bir parti vardır o da HDP’dir.
Nasıl mı?
HDP, parti olarak seçimlerde barajı aşar ise 70 dolayında milletvekili elde etmesi söz konusu olacak. Bu rakamda şu sonucu ortaya çıkarır. 70 milletvekili çıkaran HDP muhalefet partileri CHP ve MHP’nin sadece bir kaç milletvekili eksik çıkarmasına vesile de olabilir ama en az 30 milletvekili iktidar partisinin alacak olduğu bir realite olarak bilgi dağarcığımızda durmalıdır.
Unutulmaması gereken bir geçeklerden biri de, HDP’nin kimin oylarından destek alacağıdır. CHP’nin içinde radikalciler öncelikli olarak iktidar partisine büyük muhalefet içindedir. Bu düşünce yapısında olduklarından CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun daha sert, daha etkin siyaset yapması arzusu içinde olur. Ancak “CHP bu işi beceremeyecek, HDP’ye oy verelim de AKP’nin sesi kısılsın. AKP’ye bir ders lazım” gibi düşünmeleri kaçınılmazdır. Elbette MHP tabanında HDP’ye oy kayması olanaksız derecesinde ama CHP adına bu durum hiç böyle görünmüyor.
Son yapılan kamuoyu araştırmalarında ortaya çıkan sonuçlar benim de bu öngörümü doğrular nitelikte…
7 Haziran’dan sonra bunları görürsek sakın şaşırmayın!...
Yorumlar
Kalan Karakter: