‘Doğal afetler en fazla ölüme sebep olan olaydır’ diyen Çeltik: ‘‘Bu ülke onlarca yıldır terör örgütleriyle uğraşıyor. Maalesef ki bu terör olaylarında yaklaşık 50 bin kişiyi kaybettik. Hepsinin ruhu şad olsun. Fakat geçtiğim aylarda yaşanan deprem felaketinde resmi olmayan rakamlara göre 200 bin canımızı kaybettik. Bir dakikada oldu bu. O yüzden doğal afetlere çok daha fazla dikkat etmeliyiz’’ diye konuştu.
Çarpıcı rakamlar
Bayram ali Çeltik: ‘‘Seksenli yılların başlarında Göller bölgesindeki göller ağzına kadar dolu deniliyordu. Hiç bir problemiz yoktu. Sulak anlarımız gayet dolgun duruyordu. Fakat binlerce yıldır sağlıklı olan bu su kaynaklarımız 80’li yıllardan bugüne gelene kadar yani yaklaşık 40 yılda âdeta yok olmaya başladı. 62 tane golden 30’dan fazlası kurudu. Geriye kalanların da birçoğu hacminin yüzde 60’ını kaybetti. Bunlardan en önemli örneklerinden olan Burdur Golü 18 metre kadar çekildi. Bu çarpıcı bir rakam. Antalya’ya geldiğimizde sularımızın çok büyük bir bölümünü yer altı sistemlerinden sağlıyoruz. Bunu da Kırkgöz sisteminin bağlı olduğu kaynaklara borçluyuz. Ancak gelinen noktada Kırkgöz kaynağı hacminin yüzde 60’ın üzerinde olan bölümünü kaybetmiş. Manay Gölü’nü gibi bazı gölleri de elimizle kurttuk. Avlan Gölü’nü kurutmamak için çaba harcıyoruz. Sadece bu bile binlerce yıldır bir problem olmamasına rağmen son 50 yıldaki faciayı gözler önüne sermek için yeterli olur’’ ifadelerini kullandı.
Asıl kaos burada başlıyor
‘Bunun yanında çok daha büyük bir tehlike daha var’ diyen Bayram Ali çeltik: ‘‘Su kaynaklarımız tükeniyor. Yanlış tarım politikaları bilinçsiz su tüketimi gibi yanlış hareketler yüzünden sularımız kayboluyor. Ama aslında bu su kayba sebep olan yanlışlar çok daha büyük bir yanlışı da beraberinde getiriyor. O da sondaj. Sondaj yapıldığında yer altındaki tuzlu su yer üstüne çıkmış oluyor. İşte asıl kaos asıl doğa felaketi de burada başlıyor. Tuzlu su yerin altındayken çıkarınca o su ile sulanan bütün toprakları tuzlanırdınız. Doğal hainden çok çok daha yüksek bir tuz oranına maruz kaldı. Daha sonrasında rüzgârla birlikte bu tuzlar diğer bölgelere dağılıyor ve bütün coğrafyayı buna bağlı tarımı ve hayvancılığı etkiliyor. Yeryüzü suları kalmamış, göller kurumuş, yer altı suları bitmiş ve toprak tuzlanmış halde kala kalıyoruz tam bir doğa felaketi oluyor’ diye konuştu.
Antalya şımarık çocuk gibi
Yüksek Jeoloji Mühendisi Bayram Ali Çeltik: ‘‘Antalya bu ülkenin su anlamında şımarık çocuğu. Ülkenin en fazla su alan 3. Havzası konumundayız. Bize yağmayan yağmurlar Burdur, Konya ve Isparta’ya yağıyor. Buraya yağan yağmurlar da Antalya’da yüzeye çıkıyor. Hal böyle olunca ciddi bir su potansiyelimiz oluyor. Bu anlamda çok şanslı bir kentiz. Ancak gelinen noktada ciddi bir yönetim problemi ve bu problemin tetiklediği yanlış su kullanımı ve doğal afet ile karşı karşıya kalıyoruz. Profesörlerimiz, hocalarımız Antalya’nın su anlamında çok zengin olduğunu söylediler sürekli olarak. Bunları içim acıyarak izledim. Bu şekilde bir bolluk bir zenginlik olduğunu varsayarsanız insanlara nasıl tasarruf edin diyecekseniz? Planlamayı nasıl yapacaksınız? Bunun planını nasıl kuracaksınız? Nitekim yapılmadı ve gelinen noktanın adı kriz’’ diye konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: