Ahhhh... Ahhh... ‘Nerede o eski günleerrrr..’ denmeye görsün...
Şakkadak yapıştırırlar... ‘Yaşlılık sendromu ne olacak’ı...
Oysa...
Her şeyin değerli ve kıymetli... Verilen sözün senetten de sağlam olduğu...
İnsanların çoğunlukla ürettikleri ile yetindiği...
Pırtılarının lime lime olup, her bir yanı dökülene dek giyildiği... Biraz daha giyebilmek için her bir yanın yamalıklandığı..
Aza kanaat edildiği günler neredeee?..
Destancıların okuduğu ile ağlanıp, tanımadıkları bir başka diyar insanının acısının paylaşıldığı günler neredeee?..
Sebze ve meyvenin ancak mevsimi geldiğinde bulunulduğu... Ve de o günlere kavuşabilmenin iple çekildiği o eski günler neredeee?..
Yani...
At izi ile it izinin birbirine karışmadığı günler...
* * *
O eski sevda ve sevdalılar da yok gayri..
İçten, samimi, duygulu, sevdi mi tam sevenler...
Aile içi ve komşu ilişkilerinin doruk noktasında olduğu, komşu gezmeleri için hafta sonlarının iple çekildiği...
‘Bir maniniz yoksa’ ile başlayıp, ‘Size gelmek istiyoruz’ ile biten naiflik de yok...
Teknolojinin ferdileştirmediği o geçmiş nerede?
İhtiyarlayan, ihtiyar olan biz miyiz, yoksa teknolojinin esaretine giren şimdiki nesil mi?
İstisnalar zaten istisna...
Üretenden, tüketiciliğe, çalışkanlıktan tenbelliğe, çalışmaktan avuçları patlayıp nasırlaşanlardan, avuç açanlara, ışık hızında dönüştük..
* * *
Aile içi toplu sohbetler, hoş muhabbetler... Sabırsızlıkla saatinin gelmesini, büyük bir heyecan ve keyifle bekleyen radyo tiyatroları hayranları nerede?
Pöhhh...
Şimdilerde aile fertlerinin tamamının kendilerine ait televizyonları, tutkunu oldukları dizileri var...
Dizi uğruna alınan televizyonları var...
Geçmişin evlerinde en önemli, anonim kullanım aracı telefon makineleri de yok zır zır öttüğünde tüm aile fertlerini heyecanlandıran...
Şimdi her birinin cepleri var arka ceplerde taşınan löppüş löppüş büyüklükte... Sanal dünya turu attırmakta kullanıcılarına...
Bilmez hiçbiri, saatlerce PTT kapılarında şehirlerarası telefon beklemenin ne menem şey olduğunu...
Eve telefon alabilmek için kaç yıl beklendiğini...
Telefonu olan evlerin ne büyük statüsünün olduğunu...
Bakan tercihli, öncelikli telefon almanın ayrıcalığını gel de anlat...
* * *
Şimdilerde tıvıt var, fesbuk, fesfus var... Teşhir var, teşhir edeni röntgen var...
İstisnalar zaten istisna...
Haaa...
‘İnternet dünyayı ayağına getiriyor’ muhabbeti var bir de...
Eyi de...
Bu biraz da onbin kitabı olan kütüphaneye bir şaşkın ördeğin düşmesi gibi olmuyor mu?
Sözlü kültürden yazılı kültüre geçememekten...
Yorumlar
Kalan Karakter: