Fısıltılı konuşmak yerine…
Bir kişi çıktı;
Alenen…
Dobra dobra…
Düşüncesini, herkesin, her kesimin duyabileceği şekilde açıkladı.
Böylece;
Yeri yerinden oynattı…
Gündemleri alt üst etmecesine…
Binlerce değil…
On binlerce insana tercüman oldu.. .
Hürses manşetinden.
….
Doğruya doğru…
Birikimli…
Dürüst…
Başbakan Yardımcılığı, Dışişleri, Enerji Bakanlığı, CHP Genel Başkanlığı yaptı.
Öğrenci hareketlerinin ön saflarında yer aldı…
Hatta ve hatta;
Dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in, öğrencilerin düzenlediği ‘eski deyimiyle’ nümayişin arasına girdiğinde, Baykal’ın, Adnan Menderes’in yakasına yapışıp, ‘’Özgürlük istiyoruz’’ dedi…
Menderes’in, ‘’Başbakanın yakasına yapışacak kadar özgürsün.
Daha ne istiyorsun’’ şeklinde yanıtı şehir efsanesi olmuştu…
…
Hepsi iyi, güzel, ala…
Ama, uzun bir süredir adı geçen yerde, ’hizipçilikle’ anıldı…
‘‘Küçük olsun, benim olsun’’la partiyi küçülttüğü…
Bir dönem meclis dışında kalmasına neden olduğu da anımsanarak.
Ne zaman seçimler yaklaşsa…
Yereli, geneli fark etmeksizin…
İsmi, özellikle Antalya, Burdur ve Isparta illeri ile ilgili…
Kocaman bir soru çengeli akıllara takıldı…
Hem parti genel merkezi…
Hem de yerel ölçekte…
Kendini ve partiyi istismarda ısrarcı olanlar ellerini ovuşturur oldu…
Cıngar çıkması için…
…
Aylar öncesi, İzmir’de bir törende ikili sohbetimizde, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı
Aziz Kocaoğlu uzun uzun anlattı…
Baykal faktörünü.
Hiç kimse, orta yere çıkıp, alenen söyleyemedi.
Başkalarına pas verildi, ‘neme lazım’ havasında…
‘’Kral çıplak’’ demesi beklendi uzun uzadıya…
Diyenler çıktı çıkmasına da…
Belli bir formasyonu, titri olmayan…
Ya da, muhalif olanlardan çıktığı için ses…
Kayda değer bulunup;
Ciddiye alınmadı…
…..
Nihayetinde;
Olacak olan, olması gereken oldu…
Çıktı bir sözü delikanlı…
İyi de oldu…
‘’Gençlere yer açın, yoksa faturası size çıkar’’ deyiverdi.
Bu uyarı, her ne kadar Sayın Baykal’aysa da.
Aslında, koltuğuna yapışıp kalmayı maharet sananların topyekununa yapıldı…
‘Kızım sana söylüyorum…Gelinim sen de anla’ mukabilinde.
Eksiği olan, fazlası olmayan bir uyarı oldu…
….
Mesele, bir tek gençlere yer açmak olsa, neyse ne de…
‘Eş Başkan’ olgusu yaratıldı.
Kabullenmese de, Baykal faktörü, ‘’bütünleştiren, birleştiren’’ değil.
‘Ayrıştıran’ bellendi.
‘Benim, senin, adamı..’
Gereksiz algısı oluştu.
Çıkar umarların çanak tutması da işin çabası..
…
Oysa, Deniz Baykal performansı;
‘’Türkiye’nin adamı...Türk insanının yol göstericisi… Akil adamı’’ niteliğinde…
Ve de bilgisine, görgüsüne, birikimine…
Olağanüstü hitabet gücüne…
İnsani ilişkilerindeki yüksek performansına en uygunu…
Hala da öyle…
….
Ali parti yönetimine gelmiş, Veli gelmiş…
Ahmet milletvekili olmuş, Mehmet olmuş…
Kim olursa olsun…
Kim gelirse yönetime…
Gelsin…
Ne fark eder?..
Ağaçlara takılı kalmak yerine, ormanı görmek varken.
CHP’den hemen her kesimi…
Baykal hayranı, ya da karşıtı…
Kim olursa olsun…
Sayın Baykal’ın ağabeyliğine şapka çıkarmayacak olabileceği tahayyül bile edilemez…
CHP’nin böylesi donanımlı bir ağabeye öyle çok ihtiyacı var ki…
Bunu birçok CHP’linin ağzından duymak olası.
…..
Sayın Baykal’ı, insanlar, Serik, Kumluca’dan çok
CHP Genel Başkanı ile yan yana, omuz omuza görmek istiyor…
Ayrıca en doğal hakları ve Sayın Baykal’a yakışanı.
Antalya ile sınırlı, bir yerel politikacı değil Sayın Baykal…
Misyonu ve vizyonu olan…
Türkiye’nin şu an daha çok ihtiyaç duyduğu, değerli bir politik insan.
Zaman ne gösterecek?
Yorumlar
Kalan Karakter: