Antalya’nın bir tek farkı var CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, bu kentte siyaset yapıyor. Öyle, böyle de yapmıyor.
Hem CHP’nin içinde hem dışında…
Bu cümleyi sonra açarız…
Şimdi gündemde milletvekili rüyaları var. Bu rüyaların gerçekleşmesi için de yazılan senaryoların hayata geçmesi gerekiyor.
İşte, CHP’de ya tutarsa denilen senaryolar:
1. SENARYO; Bu senaryodademokrasinin bir geleneği uygulanmak isteniyor. Adı ‘Fermuar’ sistemi.Fermuar sisteminde tek sayılar olan 1, 3, 5, 7, 9,13. milletvekili adaylarını Deniz Baykal tarafından belirlenecek. Geriye kalan çift sayıların olduğu 2, 4, 6, 8.10,12 ve 14. Sıra milletvekili adaylarını genel merkez belirleyecek. Bu senaryo devreye girerse eşitlik ilkesiyle parti tabanında herkesin kazanılması amaçlanıyor. Aynı zamanda bir taşla iki kuş vurulup, CHP Genel Merkezi ile Baykal’ın arası bir nebze de olsa genel seçime girerken düzelmiş olur. Çoğunluk bu senaryoya istekli…
2. SENARYO; Başta Deniz Baykal dahil CHP’de herkes hep bir ağızdan ‘ön seçim istiyoruz’ diye bağırıyor. Ancak bu durum Antalya’da sakıncalı...
Neden mi?
Genel Başkan Kılıçdaroğlu, uzun yıllar genel başkanlık yapmış koskoca Deniz Baykal’ı burada diğer adaylarla aynı kefeye koyarsa Antalya CHP İl Örgütü ne olur? Sorarım size…
Baykal kendini ön seçime sokmak isteyebilir ama bana göre böylesi bir karar ne CHP’ye ne de Kılıçdaroğlu’na yakışır. Ön seçim senaryosunun Antalya’da tutacağı kanaatinde değilim. Ancak tabandaki bu senaryo üzerinde çalışma yapıyor.
3. SENARYO; Bu senaryoda taşları doğru yere oturtma taktiği var.Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, 1. Sıra kontenjan hakkını Baykal’a, 2. sıra için de Mustafa Akaydın için kullanırsa, sonuç ne olur? Baykal, Akaydın’la aynı kefeye konulduğu için öncelikli olarak tepkisini ortaya koyar. Ne yapar? Seçim çalışmalarında Akaydın’la aynı programın içinde yer almaz. Aynı fotoğrafa girmez. Bu durum ise, partiye zarar verir. 2 başlı genel seçim çalışması olarak zararı partiye olur. Bu senaryoyu en çok Akaydın’ın yanındakiler istiyor.
Tutar mı?
Yaşayarak göreceğiz.
4. SENARYO; Hiçbir senaryo tutmuyor diyelim. Hatta Genel Merkez Antalya’da Baykal’a ihtiyacımız var mesajı verirse ne olur? diye düşünenler bu senaryo olur diyor. Deniz Baykallı Antalya olur. Bu sefer Mustafa Akaydın başka bir kentten aday gösterilir.
Senaryo rahat gibi gözleniyor ancak Akaydın’ın karakterini bilenler, bilir. Bu durum karşısında Akaydın küskünler arasında yerini alır, sonra kendine göre CHP’siz bir yol çizebilir.
5. SENARYO; CHP’lilerin daha fazla sandığa sahip çıkması adına senaryo yazanlar var.Sadece Baykal’ın kontenjan gösterildiği bir liste olacak, diğer adayların belirlenmesi üye bazında oylama ile sağlanacak. Bu durumda CHP’ye heyecan gelecek, rekabetin artması sağlanacak.
Bu senaryoya yorum beklemeyin. Çünkü bu kargaşayı kontrol etmek çok zor… Parti içi gruplaşmalar artarsa, Antalya İl Örgütü kendi içinde birbirine küs seçime girer diye düşünüyorum.
6. SENARYO; Bu senaryoda pembe bir tablo var. Genel Başkan Kılıçdaroğlu Antalya’nın tamamını Deniz Baykal’a bırakır. Baykal da kendi listesini oluşturur.
Böylesi bir senaryonun hayata geçmesi durumunda CHP’de milat kabul ederim. CHP’de yaşanır mı?
Buna net cevabım var; YAŞANMAZ…
Yazımın başında dile getirmiştim. CHP’ye nereden bakarsanız bakın, aynı CHP…
İçeriye bakmaktan dışarıyı göremeyen siyasetçilerin partisi…
İç kavgalar, benim adamım olsun da ne olursa olsun zihniyetleriyle bir arpa boy alamayan parti…
Oysaki bu ülkenin en çok güçlü siyaset yapan, doğru politikalar üreten, önemli projeler sunarak iktidarı zorlayacak ana muhalefet partisine ihtiyaç var…
İktidar olacak ki muhalefet olacak, muhalefet olacak ki iktidar olacak…
Gazeteci olarak CHP’yi yakından takip edip, senaryolara eklemediğim iktidarla dansını da izliyorum…
İlk köşe yazım ve EXPO
Dünkü ilk köşe yazımda EXPO 2016 Antalya Ajansı’nı yazmıştım. İlk yazıma karşılık çok sayıda telefon alarak, yazıma ekleme yapmak isteyenler oldu. İhbar mailleri geldi. Okuyucularımdan özür dileyerek bugünlük gelen ihbarları değerlendirmeyeceğimi söyledim.
Ben kalemimi vicdanımla oynatırım. Gazetecilik görevim EXPO’da şimdilik bitti. Bu bilgilere daha önce sahip olmama rağmen yazmadım çünkü zamanlama doğru olmazdı. Bu kentte gazetecilik yapıyorsam eğer doğru zamanda, doğru işlerin yapılması adına kalemim oynamalı. Yeni yönetiminde işlerin daha yolunda gitmesi adına yazdığım yazının zamanı özellikle seçilmişti. Daha önce yazılsaydı kargaşaya neden olurdu.
EXPO 2016’yı yakından takip edeceğim. Çünkü bu proje ülkem için, Antalya için çok önemli. Gazetecinin görevi de bu olmalıdır.
Bu arada, köşe yazımın ardından beni telefonla arayarak bilgilendiren EXPO 2016 Antalya Ajansı Basın Müşaviri Sayın Erol İşbilir’e teşekkür ederim.
Yorumlar
Kalan Karakter: