İsrail; daha önce defalarca yaptığı gibi, 'Büyük İsrail Devleti'ni kurmak için Filistinlileri yok etmeye çalışıyor. Evet, 'yok etme', bir diğer deyişle 'soykırım' sözcüğünü bilinçli olarak kullanıyorum. İsrail hükümeti, bir bakanının ağzından gerçek niyetini ortaya koyuyor zaten: "Filistinli anneler de ölsün ki terörist evlat yetiştiremesinler." Anneler ölsün, terörist çocuk büyütmesin; çocuklar ölsün, büyüyünce terörist olmasın diye... Bunun adı 'soykırım'dan başka ne olabilir ki! Üstelik de daha çok yakın bir geçmişte soykırıma 6 milyon kurban vermiş Yahudiler tarafından bilinçli ve planlı bir biçimde uygulanan bir soykırım...
* * * * *
Yahudilerin dünya çapındaki ekonomik ve dolayısıyla siyasi gücünü bilmeyen yok. Bu nedenle, Batı'nın 'insan hakları'nı dilinden düşürmeyen büyük güçleri, İsrail'e tam destek veriyor. Sadece "biraz daha az çocuk öldürmen mümkün mü acaba" diye soruyor kibarca Orta Doğu jandarması ABD'nin 'demokrat' başkanı Obama. Arap ülkeleri deseniz; takılmışlar kendi çıkarları doğrultusunda Batı'nın peşine, cılız birkaç itiraz dışında sesleri bile çıkmıyor.
Bir tek Başbakan Erdoğan veryansın ediyor İsrail'e; yandaş basın da onun öfke çığlıklarını taşıyor manşetlere. Çok kızgın Başbakan, "Müslümanlar öldürülüyor" diye. Her gün kameraların önüne geçip ağzına geleni sayıyor İsrail hükümetine. Ama sadece o kadar... Bu konuyu uluslararası platformlara taşımak için hukuki bir girişim yok... Gazze'dekilere insani ya da tıbbi yardım ulaştırmak için herhangi bir çaba yok... Sadece kuru gürültü...
Çünkü... İsrail'le Türkiye'nin ticari ilişkileri, tarihinde olmadığı kadar arttı AKP hükümeti döneminde. Başbakan bir yandan "van minut" derken; bir yandan kapalı kapılar ardında ticari anlaşmalara imzalar atılıyordu. Başbakan meydanlarda İsrail'e söylediğini bırakmazken; oğlunun 'gemicik'leri, İsrail ile Türkiye arasında mekik dokuyor.
* * * * *
Biraz geçmişe dönelim... İkinci Dünya Savaşı yıllarındayız... Hitler'in ordusu Yunanistan ve Yugoslavya'yı ezip geçerek sınırlarımıza dayanmış; Türkiye tarafsızlığını ilan etmiş. Çünkü bu savaşa girmek; çiçeği burnunda Türkiye'nin çok ağır bedeller ödemesi anlamına geliyor. İngiltere ve Fransa, Almanya'yla savaşmamız durumunda destek olamayacağını net bir biçimde belirtmiş.
Hitler yönetimi, en insanlık dışı yöntemlerle, Yahudileri topyekün yok etme çabasında. Bunların arasında, Osmanlı İmparatorluğu yıkılınca Avrupa'ya göç etmiş, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaya gerek duymayan, sosyo-ekonomik gücü yerinde Anadolu Yahudileri de var. Soykırım başlayınca, Türkiye Cumhuriyeti'nden yardım istiyorlar. Başbakan Erdoğan'ın Hitler'e benzettiği Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün talimatlarıyla, on binlerce Yahudi, şartların olağanüstü bir biçimde zorlanması sonucu Nazi zulmünden kurtarılıyor. Avrupa'daki Türk diplomatları, zaman zaman kendi yaşamlarını da tehlikeye atarak, Türkiye'den göç eden Yahudilere, hatta bazen Türkiye ile ilgisi olmayanlara bile, kahramanca yardım ediyorlar. Bu dönemde elçilik ve konsolosluklar, Yahudilere Türkiye Cumhuriyeti kimliği verebilmek için gece gündüz çalışıyor. Toplama kamplarına götürülmekte olan Yahudileri, kimi zaman son dakikada trenden indirerek kurtarıyorlar. Hitler'e ve onun soykırım politikasına tam destek veren Romanya'daki Yahudiler, gemilerle Türkiye'ye getiriliyor. Farklı yöntemlerle sayısız Yahudinin hayatı kurtarılıyor.
Sadece insani kaygılarla üstelik; bugün yandaş basının veryansın ettiği gibi "Müslümanlar öldürülüyor" gerekçesiyle değil... Dinini, dilini, milletini önemsemeden, 'insan' oldukları için... İnsanlık dışı bir zulmün kurbanı olmasınlar diye...
'İnsan'a yakışan da bu değil midir zaten?
-----------
Meraklısına not: II. Dünya Savaşı yıllarında Avrupalı Yahudilerin kurtarılmasında Türkiye'nin rolünü anlatan 'Yahudi Soykırımı ve Türkiye' adlı kitap; konuyu ayrıntılarıyla ve belgeleriyle anlatıyor. Kitabın yazarı, kendisi de bir Yahudi ve Türk dostu olan Stanford J. Shaw. O günleri anlamak için iyi bir kaynak.
Yorumlar
Kalan Karakter: