Hani rahmetli Aziz Nesin, ülkemizde aptallığın yüzdesini vermişti de, çok tepki çekmişti ya.
Daha sonra birçok insanın kızmaktan vazcayıp, ‘’Essahtan da haklıymış’’ dediği.
O sözünde ne kadar haklılık payı varsa, onun verdiği yüzdenin çok üzerinde engelli oluşumuzun da o kadar haklılık payı var.
En azından biz öyle düşünüyoruz.
……
Kaldırımda yürüyorsunuz değimli? Emniyetli.
Ama değil.
Bir bakıyorsunuz aracın biri son sürat kaldırıma çıkıp, size vurmuş.
Üst geçitte çıkıp yürüyorsunuz. Altınızda vızır vızır geçen araçlar. Size göre ne gam. Emniyettesiniz, araç çarpma derdi yok.
Olmaz mı?
Damperi inmemiş bir aracın üst geçide çarpması ile alaşağısınız.
Artık bu dikkatsiz insanlara ‘arıza’mı, ‘engelli’ mi dersiniz?
Hasbel kader, bir trafik kazasına karıştınız.
Al başına belayı.
Neler çıkmaz neler karşı araçtan.
‘Haydar’ denilen cop, sopa, bıçak. Pompalıya varana dek. Birçoğu ölümle biten.
Hadi şimdi siz, siz olun da; engelliyiz, engellisiniz, engelliler demeyin..
……
İstatistiki rakamlar ortada, insanı utandıran.
Türkiye Engelsiz Yaşam ve Sosyal Hizmetler Vakfı (TEYVAK) Genel Başkanı Salih Kılıç, Engelliler Haftası nedeni ile yaptığı açıklamada, engelli vatandaşların sayısının 9 milyona ulaştığını belirterek, bunlardan 7 milyona yakın vatandaşın doğuştan, 1.7 milyon kişinin trafik kazasından, 60 bin kişinin de iş kazaları sonucu engelli hale geldiklerini söyledi.
‘Engelliliğe yol açan önlenebilir nedenler, ortadan kaldırılmalıdır’
Böyle diyor Kılıç.
Haklı.
….
Dikkatsiziz, vurdum duymazız, kavgacıyız, sebatsızız.
Yani büyük çoğunluğumuz engelliyiz.
Bu yerel yönetimlerde de böyle, bürokraside de, özel sektörde de.
Tüm bu ve benzeri nedenledir ki, engellinin halinden anlamayız, ta ki ruhsal engelliliğimize fiziksel engellilik eklenene dek.
Her şey engelsizlik üzerine oluşturulup, dizayn edilmiş.
O nedenle; haftasında hatırlayıp, haftasında da unutuyoruz, engellilerimizi ve engelliliğimizi.
Yorumlar
Kalan Karakter: