1961 Anayasası’nda gazeteciler lehine yer alan 212 sayılı yasayla gazetecilerin çalışma koşulları yeniden düzenlendi ve "Çalışan gazeteciler bayramı" olarak kabul edildi. Ancak 12 Mart 1971 askeri darbesinden sonra bu hakların bir kısmı geri alınınca da "Çalışan gazeteciler bayramı"bu kez “10 Ocak Çalışan gazeteciler günü" olarak değiştirildi.
Gazetecilik; yapılan haber ve yorumlar (köşe yazıları) ile toplumu hem doğru bilgilendirme hem de bilinçlendirmedir. Bunun için de şeffaf ve ifade özgürlüğünün olması gerekir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan olduğu dönemde, yani 10 Ocak 2010 tarihinde şöyle bir açıklama yapmıştı:
“Basın mensuplarının görevlerini çağdaş imkânlarla ve daha verimli şekilde yerine getirmelerine büyük önem vermekteyiz. Basın mensuplarının haklarının korunması, çalışma şartlarının günün ihtiyaçlarına göre güncelleştirilmesi ve iyileştirilmesi, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da önceliklerimiz arasında yer alacaktır.”
Bugün hiç kimse şunu söyleyebilir mi: “Gazetecilerin özlük hakları. Sendikal hakları vardır ve hükümet AB standartlarına kavuşması için de gerekeni yapmıştır.”
Bugün ülkemizde ifade özgürlüğü tartışılır duruma gelmiştir.
Taraflı ya da tarafsız gazeteci tanımı farklılaşmıştır.
Ülkenin menfaatleri, devletin menfaatleri, kamuoyunun menfaatleri, çevrenin, doğanın menfaatleri söz konusu olunca taraf olunur.
Bunun dışında iktidarın yanında yer alan gazeteciler ile iktidara karşı duruş sergileyen gazeteciler de taraflıdır.
Dolayısı ile tarafsız gazeteci diye bir şey söz konusu değildir.
Dolayısı ile yapılan haber ve değerlendirmeler ile toplumu doğru bilinçlendirme sorumluluğu olması gereken, şeffaflık ve ifade özgürlüğünün en önemli göstergelerinden birisiolan objektif ve özgür basının mevcudiyeti gazetecilik de yok sayılacak kadar azdır.
Son yıllarda gazetecilerin düşüncelerinden, yayımladıkları haber ve yorumlarından dolayı cezaevlerinde gazeteciler yatmaktadır. Bugüne kadar öldürülen gazeteci sayısı da azımsanmayacak kadar çoktur.
Yerel basın, yani Anadolu basını açısından çalışan gazetecilere bakarsak eğer, bu konuda yazacak o kadar çok şey var ki. Özellikle mesleki açıdan ciddi bir öz eleştiri yaparsam birçok meslektaşım alınganlık gösterebilir.Onun için yerel basın ve yerel basında çalışan gazeteciler olarak şunu söyleyeyim; her ne kadar yerel basında çalışan gazeteciler yaygın basında çalışan gazeteciler kadar yoğun siyasi baskı altında olmasa bile yerel basında çalışan gazetecilerimizin özlük hakları, sendikal hakları açısından ciddi sıkıntı içindeler. Aynı şekilde gazetelerin durumu da içler acısı.
İfade özgürlüğünün olmadığı, sendikal hakların olmadığı bir ülkede gazete çıkartmak, gazetecilik yapmak öyle kolay değil.
Kamuoyunu doğru bilgilendirme bilinçlendirme adına zor şartlar içinde gazetesini yaşatmaya çalışan gazete sahipleri ile zor şartlar altında çalışan gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlarım.
Yorumlar
Kalan Karakter: