Bizim genç günlerimizin erkekler arasındaki en önemli statü sembolü, Time dergisinin yeni sayısını göstere göstere elde taşımaktı. Sonra Time’ın rakibi Newsweek dergisi de sembol olarak ellerde görülmeye başlandı.Fransız moda dergisi Elle veya özellikle Amerikan basımı Vogue dergisini de hanımlar çantalarına koymadan taşırlardı.“Erkek dergisi” olarak ünlenen Playboy ve Penthouse gibi “çıplak güzel kadın” dergilerinin uluorta taşındığını hiç görmedim.
Yıldız Mühendislik Mimarlık Akademisi’nde, Harita Mühendisliği okurken: Yeni Dergi, Oyun, Tiyatro 70 ve Yazko gibi, o günlerin gözde edebiyat ve tiyatro dergilerine abone olmuştum.“Yetiştirilmek üzere reklam yazarları aranıyor” başlıklı eleman ilanına yaptığım başvuruyla, tesadüfen reklam sektöründe iş hayatım başlayınca -grafikçi olmadığım halde- batılı ülkelerin görsel iletişim çözümlerini yakın takip edebilmek amacıyla Graphis dergisine abone oldum.
Meslek hayatımı dengeleyen tiyatro uğraşımı, dünyanın yeni sahne biçimleriyle desteklemek için de Amerika’dan The Drama Review, İngiltere’den Playsand Players ve Almanya’dan Theater Heute dergilerine abone oldum. (Bilirsiniz, dergi aboneliği öyle bir şeydir ki, giderek evde koyacak yer kalmaz. Bende de öyle oldu. Bütün biriken dergiler, edebiyat, tiyatro ve reklam öğrencisi gençlere hediye edildi…)
Günümüzde, her alanda, sayamayacağımız kadar yerli ve yabancı dergiyi satış noktalarında görmek mümkün artık. Ama hem bu yoğun rekabet, hem televizyon ve internet yüzünden; dergiciliğin darbe yediği de konuşuluyor…
Sadık dergi okurlarının emeklilik yıllarını yaşadıklarını söyleyebiliriz. Orta yaşlı kuşak arasında da dergi okurları var. Ama gençleri dergi okuru yapmak biraz zor görünüyor. Günümüz genç kuşağının statü sembolü: Son model Akıllı Telefonları göstere göstere taşımak oldu... Selfie yapmak… Yiyip içtiklerinin fotoğrafını çekip paylaşmak… Bulunduğu yeri bildirmek… Ruh durumunu açıklamak… Ve bütün bunları sözel değil, “görsel” olarak sunmak oldu…
Günümüz gençliğinin bu psikolojik ve sosyolojik davranış biçimlerini iyi analiz edebilen dergi yayıncılarının başarılı olacağına inanıyorum. Gençler mecralarda kendi yaşadıklarını görmek istiyorsa; Onlara kendilerinin yer aldığı yazıları ve fotoğrafları vermeli, kendi hikâyelerini anlatmalarına imkân tanımalı diye düşünüyorum.
Günümüzün başarılı dergi yayıncılığında aklıma gelen örneklerden biri de Antalya Life oluyor. Kaliteli kâğıda temiz bir baskıyla, hayatın farklı alanlarından görsel ağırlıklı içeriklerle, yerel okuru yakaladığını gözlemliyorum. Ama gençlerin hayatından kesitler daha fazla olsa keşke... Mesela “Selfie’ler sayfası” olsa… “Ayın Selfie’si” seçimleri yapılsa…
Yorumlar
Kalan Karakter: