Kimlere her şey net bilemiyoruz ama, çoğunluğumuz gözümüzün önünü bile göremiyor bu hengamede...
Özel yaşamımız delik deşik...
Adeta kalbura döndürüldü.
Üste üstlük yoğun bir taciz altındayız...
O kadar çok kurum ve kuruluşun yoklamasındayız ki, sormayın...
Telefonlarımızı herkes biliyor.
Politikacısı, siyasi partisinden tutun da, ünlü marketlerin tamamına yakınında numaralarımız var...
Bir an olsun rahat bırakmıyorlar, birbirinden cazip tekliflerini cırcır böceği gibi kulaklarımıza üflemedeler.
O da yetmiyor, mesajları giriyor bu kez devreye...
Sanki bedava bağ bağışlıyorlar, babalarının hayrına...
* * *
Kimden alıyorlar, nasıl alıyorlar telefon numaralarımızı?
Kimden alıyorlar, nasıl alıyorlar özelimize girme cesaretini?..
Bilen varsa beri gelsin...
‘Yok-yokk.. İstemem’ demeniz, ayıptır söylemesi, yüze kapatmanız telefonu umurlarında bile olmuyor...
Kaşarlanmış mübarekler.
Kadın sesi gidiyor, erkek sesi geliyor.
Telefonu açmamakta olmuyor, ‘Olur a, hadi bir yakınımız arıyorsa?’...
Anlayacağınız, yolunacak kazız onlar için.
Umurlarında mı cep delik, cepken delik olması?
Yaşıyoruz, ayaktayız ya.
Demek ki hala var onlar için verebileceğimiz bir şeyler...
* * *
Kimileri, ‘uyumlu götürücüler’ diyor...
Kimileri, ‘modern hırsızlar’ diyor...
Kimileri de ‘incitmeden alıcılar’’diyor...
Adını her ne koyarsanız koyun, günün hemen her saati yoklanıp, elleniyoruz...
Haaa...
Rantı da çok yüksek bu işlerin.
Özellikle de asayişle göz korkutularak elde edilen haksız kazançlarda...
Koskocaman profesörler bile düşebiliyor bu tuzaklara, bizim gibi vasat, sıradan insanlar ise hayda hayda...
* * *
İşin doğrusu, sözün özü; yapabileceğimiz bir şey de yok.
Artık ‘el insaf’ desek de...
Onlar ne zaman insaf eder, vicdanlarına kalmış bir şey.
‘Vicdan mı var onlarda’ diyenlerinizi duyar gibiyim, ama elden ne gelir?..
Bu zalımlara muhatap olmamış, yüreği yanmamış bir Allahın kulu kaldı mı?
* * *
Parola belli..
‘Al, al, al’ ne verirlerse koşulsuz şartsız al...
Verdikleri krediyi al, sattıkları cep telefonlarını al, ne önerirlerse yap...
Boşa mı yapılıyor o kadar alış veriş merkezlerini?...
Hemi de devasa boyutlarda...
Dünyanın en gelişmiş ülkelerinin en yoğun şehirlerinde beş parmağın beşi kadar, sayılabilecek azlıktayken AVM’ler, bizde onların misli misli çoklukta var.
Al sana geri ödemesiz gibi cazip sunumlarla verilen banka kredilerini, git o görkemli AVM’lere alış verişini yap.
Çokkk çokk kredi alacaksın ki, çokk çok harcayabilesin..
Gerisi Allah kerim...
Sen belki ödemenin bir yolunu bulamazsın ama, onlar bulur ve de alırlar..
Alamadıkları batık kredinin faturasını bir başkasından çıkararak...
Tıpkı elektrik faturalarında olduğu gibi...
Valla tam pembe dizi gibi...
Fakir oğlan, zengin kız misali...
* * *
‘Amannn be kardeşim... Derdine düştüğün şeye bak... Bir taraftan ormanlar delik deşik ediliyor, orman yok edilip, kurtlar şehre iniyor. Diğer yandan onlarca madenci ihmaller zinciri yüzünden göçük altında günlerdir çıkarılamıyor. Öte yandan, askerlerimiz şehit ediliyor, etrafımız ateş çemberine dönmüş, sen de kalkıp, eli de, gözü de cebimizde olan, cebimizden elleri çıkmayanlardan söz ediyorsun’ diyeceklere...
Yangın her yanımızı sardı...
Delik deşik olduk...
Yorumlar
Kalan Karakter: