Sünnet insanlık tarihi kadar eski bir gelenektir ve 10.000 yıldır uygulanıyor. Yapılış tekniğine baktığımızda çok da değişen bir şey yok gibi. Kesici bir taştan, tek kullanımlık steril ameliyat bıçaklarına ilerleyebildik. Bilim kurgu filmlerinde izlediğimiz o kırmızı, yeşil ışıklar çıksa ve kanamasız, ağrısız bir işlem olsa isterdik değil mi? Aslında bu teknik dünyada kullanılıyor, ancak pahalı bir yatırım olması nedeniyle sünnet için yaygınlaşamamış. Deriden 2-3 mm uzaklıkta tutulduğunda, penise hiç temas etmeden özel bir enerjiyle sünnet kesisini yapabilen CO2 lazer cihazını ABD’deki üreticisinden Antalya’ya getirdik. Göz kapağı ameliyatları, bebeklerde dil ve dudak bağı kesilmesi gibi çok sayıda hassas ameliyatlarda yıllardır güvenle kullanılan gerçek lazerle yaptığımız sünnete de “IŞIN SÜNNETİ” ismini verdik.
Sünnet yaz kış yapılabilecek küçük bir cerrahi işlemdir. Sömestr tatilleri de aileler tarafından tercih edilen bir dönemdir. Sünnette en sık gördüğümüz sorunlar, sadece %2 oranında görülen kanama ve enfeksiyondur. Kanamasız bir sünnet gerçekleştirmek her hekimin hayalidir. Işın sünnetiyle bu hayale en yakın tekniği kullanmaya başladık. Hemofili gibi pıhtılaşma hastalıkları olan çocuklarda dahi sünnet için güvenle kullanılabilen bir tekniktir.
Halk arasında lazer sünneti diye bilinen yöntem ısıtılmış bir havyanın deriye sürtülerek kestiği işlemdir ve bilimsel temelden uzak olarak zararlı olduğuna inanılır. Termokoter dediğimiz bu işlem de aslında masumdur. CO2 lazerde ise ısıtılmış bir metalin temasıyla kesi yapılmaz. Dokuya hiç temas etmeden kesme işlemi gerçekleşir. Minik sızma ve kanamaları kontrol için yine 10 mm uzaklıktan ışın tutularak nokta şeklinde damar mühürlenir. Geride kalan derideki termal hasarın sadece 0.1 mm lik derinlikte oluştuğu gösterilmiştir. Üretici firma cihazlarına “Işın bistürisi” ismini vermeyi uygun görmüştür. Sünnet ve diğer ameliyatlarda kanamasız kesiler oluşturur ve işlem sonrasında daha az ağrı ve şişliğe yol açar. İyileşme ve estetik-kozmetik sonuçlarının başarıları bildirilmiştir.
En büyük avantajı damarların yakılması yerine mühürlenmesidir. Kan damarları mühürlenince erken ve geç kanama riski neredeyse sıfıra iner ve sünnet sonrası şişlik, buna paralel ağrı azalır. Dikişli veya doku tutkalı kullanılan estetik teknikle işlem sonlandırılır. Çoğu zaman sünnetteki asıl kabus olan sargı gerekmez.
CO2 lazer sünneti Japonya, Hong Kong ve Singapur’daki seçkin özel kliniklerde kullanımdadır. Ülkemizde Antalya’ya bu ileri teknolojiyi getirmekten ve çocuklarımızın hizmetine sunmaktan mutluluk duyuyorum. Işın sünneti şiir gibi bir sünnettir diyebilirim. İlk karbondioksit lazer cihazının üreticisi olan ve 40 yıl süreyle ülkesinde yaptığı sünnetlerde tekniğini kullanan Prof. Dr. İsaac Kaplan, ışın sünneti sonuçlarından o kadar mutlu olmuş ki duygularını İngilizce bir şiirle özetlemiş. Şiirinin sonunda meslektaşına şöyle sesleniyor Dr. Kaplan: “ Bu sünnetten para almamalısın, çünkü bir sürü iltifat ve övgü aldın”.
Adres: Demircikara Mah. Burhanettin Onat Cad. No:59 Ocean City B Blok Kat:1 D: 1-2 Muratpaşa / Antalya
Tel: 0 242 502 28 28
www.drfatihcanakli.com / www.sunnetist.com
Sünnet yaz kış yapılabilecek küçük bir cerrahi işlemdir. Sömestr tatilleri de aileler tarafından tercih edilen bir dönemdir. Sünnette en sık gördüğümüz sorunlar, sadece %2 oranında görülen kanama ve enfeksiyondur. Kanamasız bir sünnet gerçekleştirmek her hekimin hayalidir. Işın sünnetiyle bu hayale en yakın tekniği kullanmaya başladık. Hemofili gibi pıhtılaşma hastalıkları olan çocuklarda dahi sünnet için güvenle kullanılabilen bir tekniktir.
Halk arasında lazer sünneti diye bilinen yöntem ısıtılmış bir havyanın deriye sürtülerek kestiği işlemdir ve bilimsel temelden uzak olarak zararlı olduğuna inanılır. Termokoter dediğimiz bu işlem de aslında masumdur. CO2 lazerde ise ısıtılmış bir metalin temasıyla kesi yapılmaz. Dokuya hiç temas etmeden kesme işlemi gerçekleşir. Minik sızma ve kanamaları kontrol için yine 10 mm uzaklıktan ışın tutularak nokta şeklinde damar mühürlenir. Geride kalan derideki termal hasarın sadece 0.1 mm lik derinlikte oluştuğu gösterilmiştir. Üretici firma cihazlarına “Işın bistürisi” ismini vermeyi uygun görmüştür. Sünnet ve diğer ameliyatlarda kanamasız kesiler oluşturur ve işlem sonrasında daha az ağrı ve şişliğe yol açar. İyileşme ve estetik-kozmetik sonuçlarının başarıları bildirilmiştir.
En büyük avantajı damarların yakılması yerine mühürlenmesidir. Kan damarları mühürlenince erken ve geç kanama riski neredeyse sıfıra iner ve sünnet sonrası şişlik, buna paralel ağrı azalır. Dikişli veya doku tutkalı kullanılan estetik teknikle işlem sonlandırılır. Çoğu zaman sünnetteki asıl kabus olan sargı gerekmez.
CO2 lazer sünneti Japonya, Hong Kong ve Singapur’daki seçkin özel kliniklerde kullanımdadır. Ülkemizde Antalya’ya bu ileri teknolojiyi getirmekten ve çocuklarımızın hizmetine sunmaktan mutluluk duyuyorum. Işın sünneti şiir gibi bir sünnettir diyebilirim. İlk karbondioksit lazer cihazının üreticisi olan ve 40 yıl süreyle ülkesinde yaptığı sünnetlerde tekniğini kullanan Prof. Dr. İsaac Kaplan, ışın sünneti sonuçlarından o kadar mutlu olmuş ki duygularını İngilizce bir şiirle özetlemiş. Şiirinin sonunda meslektaşına şöyle sesleniyor Dr. Kaplan: “ Bu sünnetten para almamalısın, çünkü bir sürü iltifat ve övgü aldın”.
Adres: Demircikara Mah. Burhanettin Onat Cad. No:59 Ocean City B Blok Kat:1 D: 1-2 Muratpaşa / Antalya
Tel: 0 242 502 28 28
www.drfatihcanakli.com / www.sunnetist.com