CHP Genel Merkezi ön seçim kararı almadan önce herkes tek bir ses olmuş gibi, “Demokrasi gereği ön seçim lazım. Taban ön seçim istiyor. Ön seçimsiz seçime girersek CHP’de demokrasiden söz edilmez” gibi doğru ve anlamlı sözler ediyordu. Ancak bunlar siyasilerin ağzından çıkarken hiç kimse ön seçim beklentisi içinde değildi!..
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya’daki siyasetçilere öyle bir refleks geliştirdi ve “Antalya’da ön seçim” kararı aldı…
Ön seçim istiyorum diye bangır bangır bağıranlar bile, CHP’de üye listelerinin çok sağlıklı olmadığını iyi biliyordu. Parti içi kulislerde konuşulan listede yer alan ve ön seçim için oy atacakların büyük bir çoğunluğunu kimse tanımıyor. Hatta üyelerin çoğu ne verilen adreste, nede telefonlarına cevap veriyor. Bu durum CHP için risktir…
İlçe kongrelerinden yeni çıkmış ve başındaki il başkanı kendi kişisel isteğiyle milletvekili aday adayı olmuş partinin, bir de üzerinde Deniz Baykal, Mustafa Akaydın, Devrim Kök gibi farklı seslerde grupların kurduğu baskı ön seçimden ne kadar sağlıklı sonuç çıkarabilir ki?
Hatta gösterdiği hiçbir ilçe başkan adayı ve yönetimi seçilmeyen Baykal, nasıl olacak ki, ön seçimden çıksın?
Akaydın, görev sürecinde hangi partiliyle bağ kurmuş ki, dahası da var Büyükşehir Belediyesi’ni kaybetmenin hesabını vermiş mi ki, nasıl ön seçimden çıkacak?
Siyaseten bakın, olmaz!
Matematik hesabı yapın, olmaz!
Peki ne olacak diyeceksiniz?
Ön seçimde tecrübeli siyasetçilerimiz sandıkları kilitleyecek. 1 değil, 3 hatta 4 anahtar listeyle sandık kitlenecek. Adayların hepsinin Hesabı bu?
Evdeki hesap çarşıya uyar mı bilinmez ama tek bildiğim Kılıçdaroğlu, Antalya’da ön seçim diyerek milletvekili adaylarının listesinin belirlenmesini istemiyor. İstediği, partisinin içindeki iç hesaplaşma bitsin ki siyasi meftalar ortaya çıksın, CHP Antalya’nın yeni patronunu açıklasın.
Olur mu?
Olur…
CHP’de her şey olur…
Yorumlar
Kalan Karakter: