Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde, fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller yetiştiren tüm öğretmenlerimizin, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutluyorum.
Öğretmenlerimizin hiçbirinin hakkı asla ödenmez. Onlara saygımızı, sevgimizi ne kadar sunsak azdır. Ancak, onların emeğinin hakkı, sadece 24 Kasım’da onları anarak ödenemez.
Çocuklarımızı, gençlerimizi, geleceğimizi emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin büyük bir kısmı yoksulluk sınırının altında ücret alıyor. Güvencesiz, esnek koşullara mahkum ediliyor. Ücretli, sözleşmeli, kadrolu ayrımıyla farklı farklı statüler yaratılıyor. Yüz binlerce öğretmenimiz yıllarca atama bekliyor.
Öğretmenlerimizin sorunları çözülmeden eğitimin sorunları çözülemez. AKP iktidarı, Milli Eğitim Bakanlığı üzerinden yıllardır yapboz tahtasına çevirdiği eğitim sistemini, endüstriyel-ticari bir sektör haline getirmiştir. Eğitim ve öğretim kurumları siyasal açıdan da kendi gerici dünya görüşlerini yaymak için bir araç olarak kullanılmaktadır.
Bizim derdimiz; çağa uygun, evrensel ve ulusal değerlerle aynı ölçüde barışık, gerçekten laik, demokratik ve bilimsel düzeyde bir eğitim sisteminin inşa edilmesidir. Bunun yolu da öğretmenlerimizin insani şartlarda yaşayabilecekleri bir düzene, özlük haklarına, kamusal güvenceye sahip olmalarından geçmektedir. Ancak şu anki koşullarda ivedi olarak şu düzenlemelerin yapılması gerekmektedir: Öğretmenlere 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde birer maaş ikramiye verilmelidir. Sözleşmeli ve ücretli öğretmen uygulamasına son verilmeli, tüm öğretmenler kadroya alınmalıdır. Öğretmenler ücretli ve sözleşmeli değil, kadrolu atanmalı, statü, ek gösterge ve ek ders ücretleri iyileştirilmelidir. Devlet okullarının tüm ihtiyaçları genel bütçeden karşılanmalı, kamu kaynaklarının özel okullara aktarılması uygulamasına derhal son verilmelidir. Öğretmenlerin özlük hakları yasal güvence altına alınması, Meslek Kanunu çıkartılmalıdır.
Yorumlar
Kalan Karakter: