Geçtiğimiz Ccumartesi günü Mardin'in Midyat ilçesinde mayın patlaması sonucu şehit olan Jandarma Komando Er Barış Akkabak'ın (20) Antalya’nın Serik ilçesi Gökveliler Mahallesi’ndeki dede evine taziye ziyaretleri devam ediyor. Hem anne hem baba olduğu torununu kaybetmenin üzüntüsünü yaşayan 78 yaşındaki dede Ramazan Akkabak ile 77 yaşındaki anneanne Havva Akkabak, kurulan çadırda taziyeleri kabul ediyor. En büyük hayali tanımadığı iki erkek kardeşi ile asker dönüşü bir araya gelmek olan Barış'tan geriye ise askere giderken düzenlenen asker eğlencesinde dede ve anne annesi ile karşılıklı oynadığı görüntüler kaldı. Barış’ın şehit olduğu günün sabahı ise en yakın arkadaşı ile sosyal paylaşım sitesi üzerinden nöbet kulübesi ve askeri araçla çekilmiş fotoğrafını paylaştığı görüldü. Barış'ın büyüdüğü 3 odalı müstakil evdeki odasına hayattayken bir arada olamadığı annesi ile kendisinin fotoğrafı aynı çerçeve içinde konuldu.
HAFTALIĞIYLA ALTIN ALIYORDU
Barış’ın çocukluk arkadaşı olan 21 yaşındaki Hüseyin Akıncı, Barış’la birlikte büyüdüklerini söyledi. 4 yıl önce meslek sahibi olmak için köyden ayrıldıklarını ve Antalya’da plastik doğrama işine başladıklarını ifade eden Akıncı, “4 arkadaş bekar evinde yaşamaya başladık. Yediğimiz içtiğimiz hiç ayrı gitmedi. Bir tek askere giderken ayrıldık” dedi.
Barış’ın anne ve babasız kaldığını ve dedesi tarafından büyütüldüğünü belirten Akıncı, “Her şeyine dedesi koştu. Barış her zaman 'Bir kişi doğuştan şanslı olacak' derdi. 'Kaderim gülmedi, benim hayatım böyle gider' diyordu. Barış’la beraber bekar evinde kalıyor, plastik doğrama işi yapıyorduk. Kendi ayaklarımızın üzerinde durmaya çalışıyorduk. Haftalık 250 lira para alıyorduk. İleride düzgün bir yaşamımız olması için biriktiriyor, arada çeyrek altın alıyorduk” şeklinde konuştu.
ACEMİ BİRLİĞİ İÇİNE DOĞDU
Barış’ın acemi birlik yerinin belli olduğu gün inşaatta çalıştıklarını anlatan Akıncı, “Kardeşim internetten baktı ve barışın askerliğinin Manisa Kırkağaç’a çıktığını söyledi. İnanmadık. Gittik Barış’a ve e-devlet şifresi aldık. Barış şifresini girerek baktı. Manisa Kırkağaç’a çıktığını gördü. Askerlik yeri belli olmadan 2 saat önce Barış çalışırken 'Benim askerliğim Manisa Kırkağaç’a çıkar, komando olarak giderim' demişti. Söylediği 2 saat içinde gerçek oldu. İçine doğmuştu, söylemişti” dedi.
'ŞANSIM YOK'
Barış’ı Manisa’ya elleri ile teslim ettiklerini anlatan Akıncı, “Acemi birliğini tamamladığında almaya da biz gittik. Dağıtım izni Ramazan Bayramı’nda Antalya’ya getirdik. Tüm yakınlarına geleceğini söylemedi, sürpriz yaptı. Usta birliği ise Mardin Midyat’a çıkmıştı. İznini tamamladıktan sonra giderken Barış, 'Kardeşim benim zaten şansım yok. Ben oraya varınca ortalık karışır. Olan yine bana olur. Belki dönemem’ dedi. Dediği gibi oldu, dönemedi. Olan yine Barış’a oldu” diye konuştu. Şehit olduğu günün sabahı Barış’la telefonda görüştüğünü söyleyen Akıncı, “Zırhlı bir aracın içinde olduğunu, 'Bana bir şey olmaz, her gün göreve gidiyoruz. Ben buranın neşe kaynağı oldum' dedi. Kimse bensiz bir yere gitmiyor demişti, kendisi gitti. Çileyle başlayan hayatı hüzünle bitti. Her şey çocukluğundan başladı” dedi.
KARDEŞLERİNE KAVUŞAMADI
Barış’ın iki kardeşinin varlığından da haberdar olduğunu kaydeden Akıncı şöyle konuştu:
“Asker eğlencesine kardeşlerini çağırmasını söylemiştim. Bana Barış, 'Şimdi askere gideceğim. Kafam karışmasın. Askerden gelince onları bulacağım, birlikte olacağız’ demişti. Kardeşlerinin olduğunu biliyordu. Ama askerden gelmek nasip olmadı. Kader onları birleştirmedi. Barış’ın kardeşi Onur’u gördüm. Aynı Barış’a benziyor. Yaklaşamadım yanına. Tıpkı Barış gibiydi.” Akıncı, Barış’ın tek hayalinin askerden geldikten sonra evlenip düzgün bir yuva kurmak olduğunu sözlerine ekledi.
KARDEŞİ BARIŞ'A BENZİYOR
Biricik torununun şehit olmasıyla gözyaşları dinmeyen 78 yaşındaki Ramazan Akkabak, “Cami avlusuna bırakılan 3 erkek torunuma sahip çıktım. Okul çağına kadar çocuklara baktım. Kızım Kadriye, Barış’ın iki kardeşini evlatlık verdi. Bir daha da hiç o iki torunumu görmedim. Kızım öldü ama evlatlık verilen iki çocuğu yine getirilmedi. Barış şehit oldu. Kardeşleri geldi. Birisi aynı Barış’a benziyordu. Herkes şaşırdı” dedi. Barış’ın kimliğinin geç çıkartıldığını anlatan dede Akkavak, “Babası kimlik çıkarmadı. Ben üstüme aldım, soyadımı verdim. Barış yanımda çobanlık yaparak büyüdü. Okuluna da ara vermedi. Ortaokulu da bitirdi. Barış’ın emsalleri askerliğini tamamladı. Barış Antalya’da işe başladı. Arabasını aldı, altınını aldı. Ama geri gelmek nasip olmadı” dedi.
CAMİ AVLUSUNA BIRAKILDILAR
Kurulan çadırda elindeki bastonuyla taziyeleri kabul eden 75 yaşındaki anneanne Havva Akkabak ise, Barış’ın kızının 3 çocuğundan en büyüğü olduğunu söyledi. Kızının ilk eşinin ölmesinin ardından ikinci bir evlilik yaptığını ve 3 çocuğu dünyaya geldiğini aktaran Akkabak, “Kadriye isimli kızım Barış’ın babasına kuma olarak gitti. Barış’ın iki kardeşi daha dünyaya geldi. Kızım bir gün tarladan çapadan geldiği esnada 3 çocuğunun kocası tarafından cami avlusuna bırakıldığını komşularımız söyledi. Kızım Barış’ın kardeşlerini çocukları olmayan, Aksu ilçesindeki iki kardeşe verdiler. Kızım çocukları verme diye çok söyledim ama dinlemedi. Barış o zaman 2.5 yaşındaydı. İki erkek kardeşinden birisi yürümeye başlamış, birisi de apalıyordu. Kızım 3 erkek çocuğunu da evlatlık verecekti. Ama ben Barış’a sarıldım, verdirmedim” dedi.
BARIŞ AKLINA GELMEDİ
Torununun hiçbir kötü alışkanlığının olmadığını ve çevresinde sevilen biri olduğunu dile getiren acılı anneanne Havva Akkabak, “2 Ağustos Pazar günü sabah namazını kıldım kapı çaldı. Dışarı çıktım her yer komutan ve asker. Ama aklıma hiç Barış gelmedi. Beni sandalyeye oturtmaya çalıştılar. ‘Şaban, oğluma bir şey mi oldu’ dedim. ‘Asker neden benim evimi basıyor, çocuklarım suç işlemez’ diye söylendim. Barış’ın anneannesi sen misin denilince o an anladım. Barış’ıma ne oldu diye feryat ettim. Sağ olsun bizi hiç üzmedi” diye konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: