AKDENİZ Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinin desteklenmesi, mesleğe hazırlanması ve bünyesinde oluşturulacak atölyenin elde ettiği gelirle dışarıya muhtaç olmadan giderlerinin karşılanabilmesi amacıyla önceki yıl kurulan İletişim Derneği, AÜ İletişim Fakültesi Dekanı Bilal Arık’ın müdahaleleri ile usulsüzlüklerle anılmaya başlandı. Dernek yönetiminde olmayan Dekan Arık’ın yönetimdeki hocaların üzerinde oluşturduğu baskıyla başkanlığa derneğe üye bile olmayan meslek dışından birini getirme girişimi kuruculardan büyük tepki gördü.
BAŞKANIN HABERİ YOK
Derneğin Kurucu Başkanı Hüsamettin Oğuz, kendisinin ve hiçbir kurucunun fikrini almadan bir işadamına başkanlık için söz verdiğini açıklayan Dekan Arık’ı sert dille eleştirdi. Genel Kurul’dan başkan olarak kendisinin bile haberdar olmadığını ifade eden Oğuz, “Derneğimizde her şey yolundaydı sonra Lokomotif Band ile ilgili sosyal sorumluluk çalışması başladı. Orada Dekan Arık’ın asıl niyeti ortaya çıktı. Çünkü dergi yapılıyor, bir takım işler yapılıyor. Özel kuruluşlarla işler yapılıyor, ben neden dernek adına yapılıyor dediğimde ‘Bunlar öğrenci işleri cevabını aldım. Her proje öğrenci işi. Sonra beni uzaklaştırmaya başladılar. Benimle görüşmemeye başladılar” diye konuştu.
AMACINDAN SAPTIRILDI
Akdeniz İletişim Derneği’ni bir grup iş adamı, gazeteci ve akademisyen ile İletişim Fakültesi öğrencilerine fayda sağlamak, ihtiyaçlarını karşılamak, üniversitenin kent ile ilişkilerini düzenlemek adına kurduk. Kuruculuktan sonra olağan genel kurulu yaptıktan sonra başkanlığı ben üstlendim. Başkan yardımcımız özel olarak ne yapabilir, nasıl çalışabiliriz, fakülteye nasıl katkı sağlayabiliriz diye çalışmalar yaptı. Atölyelerde çalışmalar yapalım, oradan gelen parayı da okula harcayalım. Zaten her kaynak açıktır. Ancak böyle olmadığını fark edince, başkan olduğum yapıda bana karşı bir sürü şey olmaya başladı. Haberimiz olmadan işler yapılmaya başlandı. Genel sekreterimiz olan öğretim görevlisi arkadaşımız duyuruları yapmadı. Genel kurulu toplayamadık. O günden bu güne toplanmayı beklerken 3 Aralık günü bir telefon aldım. Yarın genel kurulu yapılacak dediler. Ben de çok şaşırdım. Seçme seçilme hakkımızın ortadan kalkmış olması, yangından mal kaçırır gibi sayın dekanın şu başkan olacak demesi çok şaşırttı. Bizim kuruluş tüzüğümüzde 15 gün öncesinde gazete ilanı, yazılı veya e-posta yoluyla davet edilme maddesi vardır. Pek çok üyeye haber bile verilmemiş. Genel kurul usulsüz yapılmıştır. Başkan olarak benim haberim yoktu. Yönetim kurulu nasıl karar vermiştir, kimler istifa ettirilmiştir, harcamalar yapılmış mıdır? Benim çağrılmadığım toplantılar yapılmış mıdır? Harcamalar var mıdır? Karar defterlerine neler yazılmıştır? Ben bilmiyorum. Yani sayın dekan sanıyorum keyfi olarak üniversitenin fakültesinde istediği gibi yönetimi gerçekleştireceğini sanırken, dernekte de aynı şeyi yapacağını düşünüyor. Bu arada sayın dekan Yönetim Kurulu üyesi değil. Yalnızca dernek üyesi” diye konuştu.
DEKAN’IN TARZI
İletişim Derneği Başkanı Hüsamettin Oğuz, bu sürecin yaşanmasının sadece ve sadece Dekan Arık’tan kaynaklandığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilal beyin, dekanın kendi yönetim tarzını eleştirecek değilim ancak biz derneğiz. Ben dernek başkanıyım. Dernekte herhangi bir talepte bulunduğunda bunun neden istendiğini bilmek zorundayım. Ama yönetim kuruluna hiç doğru bilgiyi aktaramıyorduk. Çünkü atölyeler okulda hep ayrıcalıklı öğrencilerin içeri alındığı, yetenekli öğrencilerden çok ayrıcalıklı öğrencilerin alındığın, toplam 4 atölyenin 200 kişilik bir öğrenci grubundan oluştuğunu düşününce 1200 kişilik fakültede 200 kişi doğru eğitim alıyor, diğerleri alamıyorsa bu yanlıştır. Biz dernek olarak bir sürü kaynak yaratmaya çalışırken, bunlar yalnızca fakültenin belli bir kısmına mı harcanıyor sorusu Dekan beyi rahatsız etti. Gece fakülte ışıklarının sönmemiş olması demek öğrencilerin iyi bir eğitim aldıkları anlamına gelmiyor. Mezun öğrencilerin de çok şikayetleri vardı bu konuda. Daha önce basında çıkan haberler de vardı. Öncelik haber ajansındaki çocuklara veriliyor. Sinema atölyesi kendi öğrencisi dışında kimseye malzeme kullandırmıyor. Sayın Dekan’ın dernek içinde istediği zaman parayı sokup, istediği zaman çıkarabileceği, istediği gibi oynatabileceği bir yönetim kurulu olmaması nedeniyle bu olay ortaya çıkmıştır. Biz yaz ayları olduğu ve dekan bey burada olmadığı için genel kurul toplanamıyor sanıyorduk ama durum öyle değilmiş. Bir baktık ki baskın bir genel kurul çalışmasıyla ben dışarıda bırakılıyorum. Duyduğumuza göre Canip Can diye bir işadamının yönetim kurulu ve dekan tarafından parmak gösterilerek bu başkan olsun deniyor. Hayırlı olsun diyorum Canip Bey’e ama kendisinin derneğe üye olmadığını biliyorum. Ne zaman üye yapıldı bilmiyoruz. Hangi kararla genel kurulda üye yapıldı bilmiyoruz.”
BİZ ŞEFFAFLIK İSTEDİK
Dernek tüzüğünde başkan olabilmek için belirli bir süre üyelik yapma şartı olmadığını belirten Oğuz, “Bunun nedeni de şeffaflıktır. Halka açık olsun diye yaptık. Fakülteye, öğrencilere faydalı olabilecek kim varsa o gelsin başkan olsun diye yaptık. AB Medya Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ayla Çekiç de bizim yönetim kurulu üyemizdi. Başkan yardımcımızdı. O da bu işi çok çaba sarf etti. Dekan’ın art niyetini tahmin etsek, üniversitenin elinden derneği alırdık. Ama bizim amacımız bir çocuğa daha fazla imkan tanımaktı. Atölyelere değil, genele yayılan bir fayda sağlamaktı. Soru sormayan, işi çok karıştırmayan, müdahale etmeyen bir yönetim oluşturmak istiyorlar. Dekanın her dediğini yapmadık belki ama ona yakın çalışmalar yürütmeye çalıştık. Ona yakın kanuni hale getirmeye çalıştık. Zaten dekanın yakındaki öğretim görevlileri bizim gibi dışarıdan gelenlere biz bu sivilleri istemiyoruz diyorlardı. Ayla Çekiç’in benim yönetimde olmamızı istemiyorlardı. Biz kendi kendimize olalım, küçük olsun benim olsun isteğindeydiler. Birkaç kampanya çalışması yürütüldü özel iş olarak. Tabii buradan gelirlerin çok küçük bir kısmı derneğe girdi. Geri kalan kısmı öğrenciler için ne kadar harcandı kısmını bilmiyoruz. Medya araştırmaları sempozyumu yaptık ve ciddi bir gelir elde ettik. O derneğin gelirinin harcanmaması için mümkün olduğunca imza vermemeye çalıştım. Harcanmasına engel oldum” diye konuştu.
İTİRAZ EDİLECEK
Başkan Hüsamettin Oğuz, “Genel kurula ve seçime itiraz edeceğim. Bunun hakkını arayacağım. Sayın rektörümüzün bin bir meşakkatle yürütmekte olduğu üniversitenin bir fakültesinde böyle bir şey olmasını hazmetmek kolay değil. Bu fakülte bizim. Dekan bey başka bir yere gidebilir, ya da öğretim üyesi olarak kalabilir ama Fakülte bizim. Üniversite bizim” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: