Türkiye'nin turizm cenneti olarak bilinen Antalya’nın geçmişi, binlerce yıl öncesine, M.Ö. 2’nci yüzyıla uzanıyor. Şehrin kuruluş hikâyesi ise adeta bir efsaneyi andırıyor.
Tarihi kayıtlara göre, Bergama Kralı II. Attalos, emrindeki kabileleri “Yeryüzündeki en güzel yeri bulmaları” için güney yönüne gönderdi. Kralın bu isteği doğrultusunda Ege sahillerini aylarca gezen kabileler, sonunda Akdeniz’in incisi olan Antalya’ya ulaştı. Doğal güzelliği karşısında büyülenen keşifçiler, gözlerini bu bölgeden ayıramadı.
Bu eşsiz coğrafyada bir şehir kurulmasına karar veren Kral Attalos, kurduğu şehre kendi adını vererek tarihe geçti. Zamanla farklı medeniyetlerin etkisiyle şehir farklı isimlerle anıldı; Türkler “Adalya”, Araplar ise “Antaliye” ismini kullandı. Cumhuriyet döneminde ise şehir, bugünkü ismi olan Antalya adını aldı.
Antik çağlardan turizm başkentine uzanan yolculuk
Bir zamanlar antik liman kenti olarak kurulan Antalya, bugün milyonlarca turistin akın ettiği, tarımıyla ekonomiyi sırtlayan, sanayisiyle büyüyen ve nüfusuyla her geçen gün devleşen bir Akdeniz metropolüne dönüştü. Antalya’nın dününden bugününe uzanan bu hikâye, sadece bir kentin değil, aynı zamanda bir medeniyetin evrimine de ışık tutuyor.
Zamanla Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı hâkimiyetine giren bu kıyı kenti, her dönemde ticaretin, tarımın ve kültürel mirasın merkezi olmuştur.
Kaleiçi sokaklarında yürüdüğünüzde, sadece taşlara değil tarihe basarsınız. Roma’nın Hadrian Kapısı’ndan Osmanlı konaklarına kadar uzanan şehir dokusu, Antalya’nın çok katmanlı geçmişinin sessiz tanıklarıdır.
Tarımda verimli toprakların başkenti
Antalya, sadece turizmiyle değil, tarımsal üretimiyle de Türkiye ekonomisinin belkemiği konumundadır. Özellikle Serik, Kumluca, Finike, Demre ve Gazipaşa gibi ilçelerde seracılık başrolde. Yılın 12 ayı güneş gören Antalya’da: sebze ve meyve üretimi, tropikal meyvecilik (avokado, muz, mango) ve kesme çiçekçilik gibi faaliyetler dünya pazarlarına kadar ulaşır.
Türkiye’nin örtü altı üretiminde lider olan kentte, yaş meyve-sebze ihracatı her yıl artmakta; Almanya, Rusya, Hollanda ve Körfez ülkelerine ürünler gönderilmektedir.
Turizmde tüm zamanların rekortmeni
Antalya denildiğinde ilk akla gelen, elbette deniz, kum ve güneş üçlüsüdür. Ancak şehir bu üçlünün ötesine geçerek, turizmi 12 aya yayma yolunda önemli adımlar attı.
2024 yılında 16 milyonu aşkın yabancı turisti ağırlayan şehir, 2025’in ilk 6 ayında da 9 milyonun üzerinde turist sayısına ulaştı. Bu rakam, Antalya’nın sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en çok ziyaret edilen kentleri arasında yer aldığını kanıtlıyor.
Turizmdeki başlıca dinamikler:
• Belek’te golf turizmi,
• Termessos, Perge, Aspendos gibi antik kentlerle kültür turizmi,
• Saklıkent ve Toroslar’da yayla turizmi,
• Kaş ve Kalkan’da dalış turizmi,
• Side ve Alanya’da kitle turizmi,
• Lara ve Kundu’da lüks otel tatili…
Antalya, sadece plajlarıyla değil; arkeolojisi, doğası, gastronomisi ve festivalleriyle de benzersiz bir cazibe merkezi hâline geldi.
Sanayi ve teknoloji
Turizm ve tarımın gölgesinde gibi görünse de, Antalya sanayide de sessiz bir devrim yaşıyor. Organize sanayi bölgelerinde faaliyet gösteren çok değerlifirmalar, yapı kimyasallarından mobilyaya, tarım makinelerinden yazılıma kadar birçok sektörde üretim yapıyor.
Ayrıca son yıllarda kurulan Teknokent ve AR-GE merkezleri, genç girişimcileri ve mühendisleri çekerek bilişim ve yazılım alanında Antalya’nın adını duyurmaya başladı. Özellikle tarım teknolojileri, drone ile ilaçlama sistemleri, akıllı sera otomasyonları gibi alanlarda yenilikçi çalışmalar yürütülüyor.
Nüfus artışı ve kentsel dönüşüm
Antalya’nın nüfusu her yıl yaklaşık 70 bin ila 100 bin kişi artıyor. TÜİK 2025 verilerine göre şehir nüfusu 2 milyon 750 bin sınırına dayandı. Yaz aylarında bu rakam 5 milyona kadar çıkıyor.
Bu büyüme beraberinde yeni konut projeleri, altyapı yatırımları, ulaşım ağlarının genişlemesi ve kentsel dönüşümü hızlandırıyor. Kepez, Döşemealtı, Aksu ve Konyaaltı, son yıllarda yıldızı parlayan ilçeler arasında.
Binlerce yıllık tarih, bereketli topraklar, masmavi kıyılar ve modern şehircilik anlayışını bir araya getiren Antalya, hem yaşamak hem yatırım yapmak için Türkiye’nin en cazip şehirlerinden biri.
Antalya artık yalnızca tatilcilerin değil; girişimcilerin, sanatçıların, öğrencilerin ve teknoloji tutkunlarının da uğrak noktası haline geldi.
Yorumlar
Kalan Karakter: