Antalya Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Ebru Kaçın, 2024–2025 döneminin yoğun bir çalışma süreciyle geçtiğini belirterek, 2026 yılına yönelik tarım politikaları, su krizi, pestisit sorunu ve üreticilerin yaşadığı yapısal sorunlara ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Geçtiğimiz günlerde Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Antalya Şubesi’nde yapılan Olağan Genel Kurul’da seçilen Ebru Kaçın, tarım politikalarına dair önemli açıklamalarda bulundu. Tarım sektöründe sorunları işaret etti.
Göreve yeni gelinmesine rağmen hızlı bir çalışma temposuna girildiğini ifade eden Kaçın, meslek odalarında ilk dönemin önemli bir bölümünün adaptasyonla geçtiğini söyleyerek: “Meslek odalarında iki yıl aslında oldukça kısa bir süredir. Bu sürecin bir kısmı adaptasyon, iade ziyaretleri ve kurumsal yerleşmeyle geçiyor. Ancak buna rağmen hem 2024 hem de 2025 yıllarında oldukça yoğun bir çalışma dönemi yaşadık. 2026 yılında da bu çalışmaların üzerine koyarak ilerleyeceğiz” dedi.

Mevzuat incelemesi ve yetki alanı uyarısı
Göreve gelir gelmez mevzuatları hızlı bir şekilde incelemeye başladıklarını belirten Kaçın, Ziraat Mühendislerinin yetki alanlarının zaman zaman ihmal edildiğine dikkat çekerek: “Meslektaşlarımızın yetki alanlarına giren konularda ciddi sorunlar var. Yetki alanlarımızı görmezden gelen ya da istismar eden uygulamalarla karşılaşıyoruz. Bunlarla ilgili detaylı incelemeler yapıyoruz. Yakın zamanda kamuoyunu bilgilendirecek açıklamalar yapacağız. Gerek basın yoluyla gerekse odamızdan yapılacak duyurularla bu konuları gündeme taşıyacağız” dedi.
Pestisit ve gıda güvenliği vurgusu
Pestisit kalıntıları ve zirai ilaç kullanımı konusunun son dönemde toplumda ciddi bir endişe yarattığını belirten Kaçın, sağlıklı gıdaya erişimin temel bir hak olduğunun altını çizerek “Pestisitsiz, zirai ilaç kalıntısı olmayan ürün tüketmek halkın en doğal hakkıdır. Arı ürünlerinden sebze-meyveye kadar sağlıklı gıda tüketmek herkesin hakkı. Bizler bunu çiftçilerimizle birlikte üretebiliriz” dedi.

Toplumda hassasiyet artıyor
Son dönemde uygulamaya konulan yeni sistemlere de değinen Kaçın, pilot bölgelerde başarısız olan uygulamaların ülke geneline yayılmasının doğru olmadığını söyleyerek: “Yeni getirilen sistemler pilot bölgelerde yeterince başarılı olmadı. Bu haliyle diğer illere uygulanmasını doğru bulmuyoruz. Bu konuda bilimsel ve uygulanabilir öneriler hazırlıyoruz.”
Market raflarında yer alan “pestisit kalıntısı yoktur” ibarelerinin ise toplumda artan hassasiyetin bir göstergesi olduğunu ifade etti.

İklim değişikliği ve su krizi
Antalya ve Türkiye genelinde iklim değişikliğinin tarım üzerindeki etkilerinin giderek arttığını vurgulayan Kaçın, su krizinin artık ertelenemez bir sorun olduğunu söyleyerek: “Türkiye’de suyun yaklaşık yüzde 70–75’i tarımsal sulamada kullanılıyor. Ancak su yönetimini sadece tarımsal sulama üzerinden değerlendiremeyiz. Sanayi, organize sanayi bölgeleri, atık sular ve içme suyu birlikte ele alınmalı” dedi.
Kayıp-kaçak su ve modern sulama sistemleri
Sulama sistemlerinde kayıt dışı ve kaçak su kullanımının ciddi bir sorun olduğuna dikkat çeken Kaçın, üreticilerin modern sistemlere teşvik edilmesi gerektiğini vurgulayarak: “Sulama sistemlerinde kayıp, kaçak suyu mutlaka önlememiz gerekiyor. Üreticilerimizi kapalı sistem, kapalı devre sulama ya da basınçlı sulama sistemlerinden birine yönlendirmeliyiz. Bu sistemler hem su kaybını azaltıyor hem de verimliliği artırıyor” dedi.
Açık kanallarla yapılan sulamanın buharlaşma yoluyla büyük su kayıplarına yol açtığını belirten Kaçın, kapalı sulama altyapılarının yaygınlaştırılmasının zorunlu olduğunu söyledi.
2026 hedefleri: Bilgilendirme ve altyapı dönüşümü
Antalya Ziraat Mühendisleri Odası’nın 2026 yılına yönelik çalışmalarının ana başlıklarını da paylaşan Kaçın, şu hedeflere dikkat çekti: “Üreticilere yağmur hasadı sistemlerinin öğretilmesi, kapalı devre ve basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması. Kayıp-kaçak su kullanımının önlenmesi. Kontrolsüz kuyu açılmasının engellenmesi. Toplu ve planlı sulama sistemlerine geçiş sağlanaması gibi ana başlıklar arasında” yer aldı.
Kaçın “2026 yılında hem meslektaşlarımızı hem de üreticilerimizi bilgilendireceğiz. Aynı zamanda tarımsal altyapının iyileştirilmesi için aktif bir mücadele yürüteceğiz” dedi.

“Ne üretici mutlu ne tüketici”
Tarımda yaşanan ekonomik sorunlara da değinen Kaçın, üretici ile tüketicinin aynı anda mağdur olduğu bir süreç yaşandığını söyleyerek: “Üretici, göz bebeği gibi baktığı ürününü ederinden satamıyor. Tüketici ise bu ürünlere uygun fiyatlarla ulaşamıyor. Ne üreten mutlu ne de tüketen” dedi.
İhracat kanallarındaki sorunlara da dikkat çeken Kaçın, özellikle Ukrayna pazarı başta olmak üzere dış pazarlarda uygulanan yüksek vergilerin üreticiyi zorladığını ifade etti.
“Tarım bütüncül politikalarla ele alınmalı”
Açıklamasının sonunda tarımın parça parça değil, bilimsel ve bütüncül politikalarla yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Ebru Kaçın, Ziraat Mühendisleri Odası olarak bu sürecin takipçisi olacaklarını belirterek: “Tarım stratejik bir alandır ve uzun vadeli, planlı, bilimsel politikalarla yönetilmelidir. Antalya Ziraat Mühendisleri Odası olarak hem üreticinin hem de halkın sağlıklı gıdaya erişiminin savunucusu olmaya devam edeceğiz” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: