Yağmur sezonu yaklaşırken her kış Antalya’nın başına gelen sel felaketleri de vatandaşı tedirgin etmeye devam ediyor. Bu konuda da konuşan Mikdat Kadıoğlu: ‘‘ İklim değişikliği var elbet ama bu sellerin sebebi insan. Havalimanından buraya geliyorum. Gözle görülür bir tane mazgal yok. Bu su nereye gidecek? Zaten su geçirmeyen beton yüzeyler şehri sarmış durumda. E bu sefer de sel kaçınılmaz oluyor. Hem yağmur suyunu depolayamıyoruz. Hem de sellere sebebiyet veriyoruz’’ diye konuştu.
Medeniyet gerilemesi yaşıyoruz
Bunun yanında evlerin ve yaşamsal mekanların da su yolları üzerine yapılmasına değinen Kadıoğlu: ‘‘Biz de subasman diye bir yapı var. Amacı suyun evlere girmesini engellemek. Ancak hiçbir işe yaramıyor. Çünkü sadece subasman yapılması ile bunu engellemeyiz. Derenin içine ev yapıyoruz. Sıfır giriş diye tabir edilen yer ile bir kapısı var. Sonra iklim değişikliği diyoruz. Bu tamamen yanlış bir anlayış. Yüz yıllar önce yapılan evler altlarına direk koyularak yüksek girişler ile inşa edilmiş. Bu anlamda da baktığımız zaman bir medeniyet gerilemesi yaşıyoruz’’ dedi.
Sünger şehir olmalıyız
Sünger şehir vurgusu yapan Mikdat Kadıoğlu: ‘‘Su emmeyen beton zeminler şehirleri adeta kapladı. Bizim amacımız suyu emen şehirler olmalı. Bunlara sünger şehirler diyoruz. Suyun sağlıklı bir bicinde yerin altına alınarak mümkünse depolanması oldukça önemli. Bu hem selleri, su baskınlarını önleyerek maddi manevi kayıpları engellere hem de su kayıplarını minimize eder’’ diyerek sözlerini sonlandırdı.
Yorumlar
Kalan Karakter: