Yaz mevsiminin ortasına yaklaşırken Antalya’da mevsim normalleri altında devam eden hava sıcaklıkları ile birlikte etkili olan yağışlar çiftçisinden turizmcisine kadar herkesi etkilemeye devam ediyor. Yıllardır aynı zamanlarda yapılan hasatlar erteleniyor, deniz, kum, güneş üçlemesinin merkezi olan Antalya’nın turizm anlamında da negatif etkilendiği düşünülüyor.
Konuyla alakalı konuşan Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik yaşanan durumun anormal olduğunu belirterek; ‘’ Yağışlar normal değil ancak beklenen bir durum. Bunlar iklim değişikliğinin sonuçları. Dünya var olduğundan beri binlerce yılda bir artan hava sıcaklıkları özellikle sanayi devrimden sonra artan fosil yakıt kullanımı sonucu artık 200 yılda bir artmaya başladı. Maalesef ki bu 200 yıl, önümüzdeki dönemlerde 25 yıla kadar düşecek. Yani binlerce yılda bir derece artan hava sıcaklıkları artık 25 yılda bir derece artacak. Bu dünyamız ve bizim için çok büyük bir tehlike’’ dedi.
İklim değişikliği her şeyi değiştirir
Havada yaşanan anormal olaylarının sebebinin insan kaynaklı iklim değişikliği olduğunun altını çizen Başkan Bayram Ali Çeltik: ‘‘ İklimdeki değişim denizlerimizde görülmeyen istilacı balık türlerinin görülmesinden, tarımda hasat zamanı gelen ürünlerin hasat edilememesine kadar her şeyi etkiler. Turizm gibi ülkenin can damalarından olan bir sektörü bile sekteye uğratır’’ ifadelerini kullandı.
Mahsul tarlada kalabilir
Zamanı gelen ekinlerin biçilip hasat edilemediğini hatırlatan Başkan Çeltik: ‘‘ Antalya yöresinde buğday hasadı mayıs ayı sonlarında, haziran ayı başlarında yapılırdı. Ancak devam eden yağışlar sebebiyle buğday hasat edilecek seviyeye ulaşamadı. Bazı insanlar buğdayı hasat etmeden, biçip hayvan yemi olarak kullanmayı düşünüyor. Bu da rekolteyi etkiler. Sürecin sonunda vatandaşın cebine negatif anlamda yansıyacak olan rekolte azlığı gelir’’ diye konuştu.
İklim değişikliği şubeleri kurulmalı
İklim değişikliğinin sanılandan çok daha ser t ve çabuk etkilerinin olacağını ifade eden Bayram Ali Çeltik: ‘‘ Bu sorunun önüne geçilmeli. İnsan doğaya ayak uyduramadığı her durumda zarara uğrayan taraf olmuştur. Son dönemde yaşanan seller, heyelanlar veya depremler bunun en net göstergesidir. Bu uyum için kurumlarımızda iklim değişikliği ile alakalı şubeler, müdürlükler veya başkanlıklar kurulmalıdır. Bu şekilde su kullanımımızı, yakıt kullanımımızı değiştirmek zorundayız’’ ifadelerine yer verdi.
Önlem almazsak zarar görmeye devam ederiz
Yakın zamanda Antalya’da da yaşanan sel felaketlerini hatırlatan Başkan Bayram Ali Çeltik: ‘‘ Ani ve zamansız gelen yağışlar bu afetlerin olma ihtimalini daha da arttırıyor. Bu afetlere maruz kalmamak için iklim değişikliği ile mücadelenin yanında yapmamız gereken, daha doğrusu yapmamamız gereken şeyler de var. Bunlardan ilki insanların doğayla olan sınırlarını koruması. Şöyle ki; dere yatağı insanın yerleşim yeri değildir, buraya konut inşa edersen afete maruz kalırsın. Bunu yapmamalıyız. Doğaya uyum sağlayabilmek adına adımlar atmalı, yetkili kurumlarda liyakatli ve işin ehli olan kişilere görevler vermeliyiz. Bunları yapmazsak zarar görmeye devam ederiz’’ dedi.
Yer altı kaynakları zarar görmez
Yer altı kaynaklarının zamansız yağışlardan zarar görmeyeceğini ifade eden Başkan Çeltik: ‘’ Yer altı suları içi yağmurun ne zaman yağdığının bir önemi yok. Ne zaman yağarsa yağsın pozitif anlamda etki eder. Ancak bu yer altı kaynaklarımızdaki sorunun üstünü örtecek bir gelişme değil. Yağışlar büyük oranda yüzeyden akıp denize gidiyor. Suyu yer altı kaynaklarımıza aktaramıyoruz. Bununla beraber nüfus, şehirleşme ve yanlış su kullanımı yüzünden binlerce yıldır biriken kaynaklarımızı çok hızlı tüketiyoruz’’ diyerek sözlerini sonlandırdı.
Esmanur Karabakla
Yorumlar
Kalan Karakter: