Falezlerde yapılan yüzeysel jeoloji çalışmaları sırasında hazırlanan ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne sunulan “Konserve Koyu Stabilite Durumuna İlişkin 1 No’lu Ön Değerlendirme Raporu” hazırlandı. Raporda; bir taraftan Antalya Valiliği tarafından önlemler alınırken, diğer taraftan da YTÜ tarafından stabilite sorunları ile karşılaşılan bölgelerde olası kayma modelinin sağlıklı bir şekilde belirlenmesi ve stabiliteyi iyileştirici önlemlerin tespiti açısından büyük önem taşıyan, uzun süreli aletsel gözlemler yapılması için gerekli sondaj çalışmalarının yapılması ve inklinometrelerin yerleştirilmesi gerçekleştirildiği vurgulandı. Bu kapsamda 5 adet yeni sondaj kuyusu açılmış ve bunlara yerleştirilen inklinometrelerde yaklaşık 18 ay boyunca periyodik ölçümler alınması sağlandığı belirtildi.
YÜZEYSEL SULAR AŞINDIRIYOR
14 Kasım 2011 tarihinden itibaren Konserve Koyu’nda sık aralıklarla YTÜ incelemelerde bulunmaya devam etti. Bu incelemelerde özellikle kış ve ilkbahar mevsimlerinde, Antalya’da meydana gelen aşırı yağışlarda Lara Caddesi (eski Lara Yolu) kuzeyinden gelen suların, bölgede yağmur suyunu drene edecek herhangi bir yüzeysel kanalın bulunmaması nedeniyle Konserve Koyu’na yöneldiği gözlendi. Konserve Koyu’na akan yüzeysel suların falezleri ciddi şekilde aşındırması yanında, yeraltına sızan suların Travertenlerin zayıf killi kumlu düzeyleri düzeylerini yıkayıp zemin içinde boşluklar oluşturmalarının, stabilite bozukluklarının ana nedenlerinin birini oluşturduğu tespit edildi.
İkinci tedbir olarak; kütle hareketine yol açabilecek diğer bir unsur olan, binaların atık ve kanalizasyon sularının gelişigüzel fosseptik çukurlarına deşarj edilmesi uygulamasının düzeltilmesi gereği vurgulandı. Bu çukurlarda biriken asitik suların falezi oluşturan Travertenler’in zayıf zonlarını yıkayarak boşluklar oluşturduğuna ve asit oranı yüksek bu suların sağlam traverten kayalarını da eritmesi sonucu giderek büyüyen boşluklar oluşmasına neden olabileceğine dikkat çekildi. Bunun gerekçesi ise, altyapı hazırlanmadan falezler üzerine inşaat ruhsatı verilerek betonlaşmanın yapılması olarak çekilirken, boşluklu yapıda meydana gelebilecek yerel göçmelerin hem binalarda farklı oturmalara neden olabileceği hem de stabilite bozulmalarına yol açabileceği kanaatine ulaştığı vurgulandı.
YTÜ ÖNERİSİ İLE YAPILANLAR
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) tarafından 2011 yılında başlayan ve 2013 yılında rapor haline getirilen Falezlerin durumuyla ilgili yapılan öneriler doğrultusunda gerçekleştirilen çalışmalar da yapıldı. YTÜ’nün önerileri doğrultusunda; Konserve Koyu’nda yer alan çoğu binaların eski fosseptik çukurları iptal edildi. Atık ve kanalizasyon suları yeni betonarme olarak imâl edilen fosseptik çukurlarında toplandı ve bu sular Lara Caddesi (eski Lara yolu) tarafından geçen Büyükşehir Belediyesi’nin ana kanalizasyon hattına pompalanmak suretiyle uzaklaştırılması sağlandı. Ayrıca falezler üzerinde bulunan bina sakinleri tarafından ortak kullanılan ve falezlerin dik şevinden uzak 6 adet eski atık suların depolandığı ve artık kullanılmayan fosseptik çukurlarından 3 adedi 2 Nisan 2013 yılında dolduruldu. Konserve Koyu’nda 25 Haziran 2013 tarihli bir mail ile Antalya Valiliği’ne ve Konserve Koyu ilgili sakinlerine bildirildi.
Konserve Koyu’nda yer alan binalarda gözlenen hasarlara ve stabilite bozukluklarına yol açabilecek olası etkenlerin giderilmesine yönelik olarak önerilen drenaj önlemlerinin önemli bir kısmı yerine getirildi. Araziye atık suların kontrolsüz bir şekilde deşarj edildiği fosseptik çukurlarının kapatılıp, geçirimsiz betonarme fosseptik çukurları yaptırılarak atık suların yer altına sızması engellendi.
DRENAJ ÖNLEMİ ALINDI
Yoğun yağışlarda Lara Caddesi (eski Lara Yolu) kuzeyinde yer alan asfalt caddelerden güneye doğru sel halinde akarak Lara Caddesi’nde birikip, falezlerin gelişigüzel yerlerinden denize doğru akan yağmur sularının tam olarak kontrol altına alınması gerçekleştirilmedi. Bu sular hem falezlerin yüzeyini erozyona uğramakta hem de zemin içine sızarak boşluklar oluşmasına, binalarda oturmalara, falezlerden kaya düşmesi gibi kütlesel hareketlere neden olabiliyor. Konserve Koyu dik falezlerden 1 Şubat 2011 tarihi ile 4 Kasım 2011 tarihleri arasında yaklaşık 9 aylık bir süre içinde gelişmiş olan erozyon hasarları tespit edildi. Falezlerin tepe düzlüğünde alınan yüzeysel drenaj önlemleri ve çatlakların doldurularak kapatılması sonucu suların zemine sızması önemli oranda azaldı, ancak yoğun yağışlar sonrası Konserve Koyu’na yönelen yüzeysel suların hacmini azaltmak için önlem alınması gerekiyor.
Konserve Koyu kıyı şeridini duyarlılık açısından tehdit eden ve önemli bir hususunda, aşırı yağışlarda Lara Caddesi (eski Lara Yolu) kuzeyinden gelen yağmur sularının güneye Lara Caddesi’ne doğru sel halinde kontrolsüz olarak akmasıdır. Sellenme derecesine ulaşıp Lara Caddesi boyunca asfalt yol üzerinden akan bu sular, Konserve Koyu’nun batısına uzanarak turistik tesislerin bulunduğu alanda, zaman zaman saniyede 30 litreyi aşan bir debiye ulaşarak kayalıkların üstünden şelale biçiminde denize gelişigüzel akıyor. YTÜ uzmanları, Bu sorundan kurtulmak için Lara Caddesi boyunca cadde kenarında bir kafa hendeği yapılmasını gerektiğini önerdi. Ancak, aradan geçen zaman dilimi içinde bu yapılmadı.
DALGALARIN YOL AÇTIĞI KIŞI AŞINDIRMA ETKİSİ
Akdeniz’de, aşırı rüzgar ve fırtınalı zamanlarda yaklaşık 4 metre ile 6 metre arasında değişen yüksekliklere ulaşan dalgalar “Falezlare” kıyı şeridinde kıyılara çarparak ciddi tahribatlara ve falezlerin yer yer hızla aşınmasına neden olduğu yıllardır uzmanlar tarafından ifade edilir. Aynı tez YTÜ’nin “Nihai Geoteknik Raporu”nda da yer aldı.
Falezlere hızla çarpan yüksek deniz dalgaları kıyılarda oluşturdukları aşındırma yanında, falezlerin kıyı şeridi boyunca zaman zaman içinde stabilitesinin bozulmasına, falezlerin tahrip olmasına ve gerileyerek falez üst düzlüklerinde alan kaybına neden oluyor.
Deniz dalgalarının belirgin olarak aşındırdığı Konserve Koyu falezlerinde, doğrudan aşındırma etkisi yanında, travertenlerin içinde yer alan kil-kum gibi zayıf zonları hızla yıkayıp aşındırması söz konusu olmaktadır.
YTÜ İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Kutay Özaydın ve Prof. Dr. Mustafa Yıldırım’ın falezlerde yaptığı inceleme alanında 27 metre ile 37 metre arası yükseklikte düşeye yakın falezi, şevinin üst kesimlerinden zaman zaman parçalar koparak kütle halinde kaya/zemin düşmesi ya da devrilmeleri olmaktadır. Bu tür oluşum mekanizmasına örnek olarak 8 Şubat 2010 tarihinde Konserve Koyu’nda kıyı falez bandından yaklaşık 25-30 m2’lik bir kütlenin denize kayması gösteriliyor. Dalga etkileri ile yüzeysel drenaj eksikliklerinin birlikte etkimesi uzun dönemde stabiliteyi olumsuz etkilemeye devam edecektir.
YTÜ’nin inceleme alanını oluşturan Konserve Koyu kıyı bandında, falezlerin kıyı kenar çizgisini oluşturan topuk bölgesinde ihmak edilmeyecek düzeyde oyulmalara neden olar deniz dalga etkisinden korunmaya yönelik tedbir alınmadığı takdirde, uzun vadede falezlerin gerilemesi devam edeceği ve üst düzlük üzerinde mevcut binalar için tehdit oluşturacak stabilite sorunlarının ortaya çıkacağı uzmanlar tarafından bilimsel olarak yapılan inceleme sonunda rapora yazıldı.
Deniz dalga tehdidine karşı önlemler alınması yanında deniz tarafında kalan alanın yeşil sahil bandı olarak bırakılması, bu alan üzerine ilave yük bindirecek yapılaşmaya hiçbir dönem müsaade edilmemesi, stabilitenin korunması yanında, falezlerin doğal ortam görünümünün bozulmasının engellenmesi açısından yararlı olacağı bilimsel olarak uyarıldı.
Yorumlar
Kalan Karakter: