Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı, tamamını temsil ettiğini unutarak, Türk vatandaşlarının bir bölümünü düşman ilan etmiş durumda. “Terörist bunlar, vatan haini, bölücü, inlerine gireceğiz, yanlarına bırakmayacağız, hesabını soracağız, pişman edeceğiz” diye yandaş medya aracılığıyla hedef gösterdiklerinin tamamı Türk vatandaşı. Bu bilinçli çabanın sonucunda; çocuklar sokakta vuruluyor, birçok insan, suçunun ne olduğunu bile öğrenemeden hapiste ölüyor, silah bulamayan döner bıçağıyla ‘düşman’ belletilenleri ‘kesmeye’ koşuyor.
* * * * *
Diğer ülkelerle kurulan ilişkiler, içeridekilerden daha da vahim, Türkiye’yi içinden çıkılamaz bir bataklığa sürüklüyor.
“Büyük Orta Doğu Projesi’nin eşbaşkanıyım ben” dedi; ABD ve kuyruğundaki emperyalist ülkelerin Orta Doğu’daki emellerine hizmet etti; komşularla kurmaya çalıştığımız barışçıl ilişkilerin temeline dinamit koyarak ve elimize bulaşan masum kanını önemsemeden…
Suriye lideri Esad, bir gecede ‘Esed’ oldu ve ABD’yle birlikte, komşu ülkede yönetim değiştirilmeye çalışıldı. Bunun için, başta dinci örgütler olmak üzere, bütün muhalif öğelere maddi ve manevi destek sağlandı.
İsrail’e bir yandan medya önünde kafa tutulurken, kapalı kapılar ardında yeni anlaşmalara imza atıldı. ABD ve İsrail’in bölgesel çıkarlarına, çeşitli yöntemlerle hizmet edildi.
Avrupa Birliği’ne sırt çevrilerek, ‘Yeni Osmanlıcılık’ denilebilecek bir dış politika anlayışıyla, Orta Doğu ve Afrika ülkelerinde İslami yönetimlerin kurulmasını hedefleyen, ABD destekli politikalara imza atıldı.
* * * * *
Bu aktif ve tehlikeli dış politika sürecinde, devletin tüm olanakları kullanıldı. Milli İstihbarat Teşkilatı, Dışişleri Bakanlığı’nın yurt dışı birimleri, devlete bağlı haber ajansları ve hatta Türk Hava Yolları.
Hatırlarsınız, geçen yıl İnternet’e bir ses kaydı düşmüştü. THY Özel Kalem Müdürü Mehmet Karakaş’la Başbakan Başdanışmanı Mustafa Varank arasında geçen konuşma… Mehmet Karakaş, Nijerya’ya yasa dışı yollarla taşınan silahtan söz ediyor ve “Onlarca malzeme taşıyorum, Nijerya’ya gidiyor. Müslümanları mı öldürecek, Hıristiyanları mı öldürecek, vebal altındayım” diyor. Sorun uluslar arası hukuk ve taşımacılık kuralları ya da insani kaygılar değil Karakaş için, sadece taşınan silahların kimi öldüreceği. Hıristiyanları öldürecekse vebal altında kalmayıp rahat uyuyacak!
Bu ses kaydının İnternet’e düşmesinin ardından THY açıklama yaptı: “THY, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin yasakladığı ülkeler ile otorite boşluğu ve çatışma olan ülkelere silah taşıması yapmamaktadır.” Yalanlama, bizzat Nijerya’dan geldi; Nijerya Donanma Sözcüsü, THY’nin Nijerya’ya silah taşıdığını teyit etti.
Silahlar taşınıyor devletin hava yollarıyla, İslami teröristleri desteklemek için. Cumhurbaşkanı çıkıp açıklama yapıyor: “Bizim dinimiz git insanları öldür demiyor; bir insanı öldürmek, bütün insanları öldürmek gibidir.” Silahlar taşınıyor bir yandan, birçok insanı öldürmek üzere…
* * * * *
Sadece silah değil Türk Hava Yolları’yla taşınan; bol bol militan da taşınıyor. Türkiye’yi karargah haline getiren IŞİD ve ÖSO militanlarının THY uçaklarının cömert katkısıyla taşındığını bilmeyen kalmadı. Hatta, Fars Haber Ajansı’nın iddiasına göre, IŞİD’e katılacak Tacik militanlar bile, Tacikistan’dan İstanbul’a THY’nin uçaklarıyla taşındı ve buradan Irak’a transfer edildi. THY, dünyanın dört bir köşesinden Orta Doğu’ya terörist taşıyor görüldüğü üzere.
Türk Hava Yolları, birkaç gün önce, bu kez Yemen basınının gündemine geldi. Yemen’de yayınlanan bir gazete, THY’nin, Mart ayında başlatacağı doğrudan uçak seferlerinde, Suriye’den Yemen’e militan taşıyacağını iddia etti.
Yetkililerin reddettiği, ancak sıklıkla gündeme gelen bu tür iddialar işte, dünyanın en iyi hava yollarından biri olan Türk Hava Yolları’nın ‘Terör Hava Yolları’ olarak anılmasının nedeni. THY gibi köklü bir kuruluşun, yıllar içerisinde özenle oluşturduğu haklı güvenin, birkaç politikacının yanlış politik kararları nedeniyle yerle bir olması ne acı!..
Yorumlar
Kalan Karakter: