‘Sizin oraların nesi meşhur’ sloganı ile bu yıl 7-11 Ekim 2015 tarihleri arasında 6.’sı gerçekleşecek olan Yöresel Ürünler Fuarı’da (YÖREX) 68 kentten 101 oda ve borsa, 11 kalkınma ajansı, 52 kurum ve kuruluş ile 224 firma ile toplamda 388 katılımcı olacak. Antalya Ticaret Borsası Başkanı ve BAGEV Başkanı Ali Çandır, Geçen yıl 114 bin 180 kişinin ziyaret ettiği fuarın bu sene 150 bin kişiyi ağırlamasının beklendiğini belirterek, “Bu yıl sonuna kadar fuarı ilk gününden (2009’dan bu yana) itibaren ziyaret eden kişi sayının 500 bine ulaşması bekleniyor. Ücretsiz ziyaret edilebilecek fuar için şehrin 9 farklı noktasından yine ücretsiz servisler çalışacak. Fuarda ayrıca coğrafi işaret almış 100’den fazla ürünün sergileneceği bir de YÖREX standı olacak” dedi. 1 milyoncu gibi yöresel ürünler fuarları düzenlendiğini de hatırlatan Çandır, TOBB izni olmadan düzenlenen bu tür fuarların da denetlenmesini istedi.
5 YILDA 350 BİN ZİYARETÇİ GELDİ Yaklaşık 7 yıldır Türkiye’de 12 bin yıllık medeniyetlerin el emeği, göz nuru yöresel ürünlerinin gün ışığına çıkması için çaba sarfettiklerini hatırlatan Başkan Çandır, düzenlediği basın toplantısında, “2009 yılında başlayan bu çalışmamız derinlemesine devam ediyor. Bunun bir etabı olan Yöresel Ürünler Fuarı’nın (YÖREX) da bu yıl 6’ncısını gerçekleştireceğiz. Yöresel ürünleri her platformda önemini anlatmaya gayret ettik. Zaman zaman durup, ‘bu 6-7 yılda neler oldu?’ diye baktığımızda yerel kalkınmanın anahtarı yöresel ürünler toplantılarıyla yurdun çeşitli bölgelerinde bin 500’e yakın insana temas ettik. Yöresel ürünler fuarının başlamasıyla birlikte 5 yılda fuara 350 bin ziyaretçinin gelmesini sağladık. Bu çalışmaların neticesinde, bir çok üreticiye imkanlar çıktı. Çeşitli fiziki alanlarda ya da sanal ortamlarda yöresel ürünlerin satışları ve tanıtımları için ciddi çabalar oluştu” dedi. 100 MİLYARLIK TİCARET HACMİ Türkiye’de coğrafi işaret farkındalığının oluşmasında YÖREX’in önemli bir rol oynadığının altını da çizen Başkan Çandır, “2009 yılında 110 olan coğrafi işaretli ürün sayısı bugün 183’e erişti. 200’den fazla da coğrafi işaret almak için müracaatı kabul edilmiş ürün var. Türkiye’de coğrafi işaret alabilecek 2 bin 500’den fazla yöresel ürün bulunuyor” dedi. Bunların korunması için coğrafi işaretler enstitüsü kurulmasını talep etiklerini dile getiren Ali Çandır, “Çünkü bu geniş bir alan. Dünyada 100 milyar doların üzerinde coğrafi işaretli ürün pazarı var. Sadece Avrupa’da 60 milyar Avro’luk ticaret hacmi bulunuyor. Türkiye’de de 100 milyar liralık bir ticaret hacmi var. Biz bunları harekete geçirebildiğimizde kırsaldan göç eden insanları kırsalda tutabildiğimizde, oradaki genç nüfusa iş-aş temin edebildiğimizde önemli mesafe almış olacağız” diye konuştu.
İZİNSİZ FUARLAR DENETLENMELİ Basın toplantısında gazetecilerin sorularını da cevaplayan Ali Çandır, Türkiye’de fuar düzenleyebilmenin Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) onayına bağlı olduğunu hatırlatarak, sadece para kazanma amacıyla çeşitli adlar altında düzenlenen organizasyonlara dikkat edilmesini istedi. Çandır şöyle konuştu: “Ne olduğu belli olmayan ürünlerin satıldığı, kamuoyu tabiriyle 1 milyoncu gibi yöresel ürünler pazarı sergisi değil, orada Çin’den gelen 1 liralık ürün satması çok doğru değil. Bunların denetlenmesi, izne tabi tutulması önemlidir. 5-8 liraya Trabzon tereyağı alıp, eve gittiğinde ‘Trabzon tereyağı kalitesizmiş’ deyip kullanmayan insanlar var. Bu yöresel ürünlerin hakkını gasp eden, isim hırsızlığıyla haksız kazanç elde eden organizasyonu da görüyoruz. Ya da kimyasalla karartılmış bir takım ürünlerin doğal diye satıldığını duyuyoruz. Ya da falanca yerin hakiki zeytinyağı diye ucuza satılan, içinde başka şeyler olduğu tespit edilen ürünler var. Özellikle Antalya özelinde yerel yöneticilere seslenmek istiyoruz. Bu tip organizasyonlar fuar izniyle yapılıyorsa desteklesinler.”
5 YILDA 350 BİN ZİYARETÇİ GELDİ Yaklaşık 7 yıldır Türkiye’de 12 bin yıllık medeniyetlerin el emeği, göz nuru yöresel ürünlerinin gün ışığına çıkması için çaba sarfettiklerini hatırlatan Başkan Çandır, düzenlediği basın toplantısında, “2009 yılında başlayan bu çalışmamız derinlemesine devam ediyor. Bunun bir etabı olan Yöresel Ürünler Fuarı’nın (YÖREX) da bu yıl 6’ncısını gerçekleştireceğiz. Yöresel ürünleri her platformda önemini anlatmaya gayret ettik. Zaman zaman durup, ‘bu 6-7 yılda neler oldu?’ diye baktığımızda yerel kalkınmanın anahtarı yöresel ürünler toplantılarıyla yurdun çeşitli bölgelerinde bin 500’e yakın insana temas ettik. Yöresel ürünler fuarının başlamasıyla birlikte 5 yılda fuara 350 bin ziyaretçinin gelmesini sağladık. Bu çalışmaların neticesinde, bir çok üreticiye imkanlar çıktı. Çeşitli fiziki alanlarda ya da sanal ortamlarda yöresel ürünlerin satışları ve tanıtımları için ciddi çabalar oluştu” dedi. 100 MİLYARLIK TİCARET HACMİ Türkiye’de coğrafi işaret farkındalığının oluşmasında YÖREX’in önemli bir rol oynadığının altını da çizen Başkan Çandır, “2009 yılında 110 olan coğrafi işaretli ürün sayısı bugün 183’e erişti. 200’den fazla da coğrafi işaret almak için müracaatı kabul edilmiş ürün var. Türkiye’de coğrafi işaret alabilecek 2 bin 500’den fazla yöresel ürün bulunuyor” dedi. Bunların korunması için coğrafi işaretler enstitüsü kurulmasını talep etiklerini dile getiren Ali Çandır, “Çünkü bu geniş bir alan. Dünyada 100 milyar doların üzerinde coğrafi işaretli ürün pazarı var. Sadece Avrupa’da 60 milyar Avro’luk ticaret hacmi bulunuyor. Türkiye’de de 100 milyar liralık bir ticaret hacmi var. Biz bunları harekete geçirebildiğimizde kırsaldan göç eden insanları kırsalda tutabildiğimizde, oradaki genç nüfusa iş-aş temin edebildiğimizde önemli mesafe almış olacağız” diye konuştu.
İZİNSİZ FUARLAR DENETLENMELİ Basın toplantısında gazetecilerin sorularını da cevaplayan Ali Çandır, Türkiye’de fuar düzenleyebilmenin Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) onayına bağlı olduğunu hatırlatarak, sadece para kazanma amacıyla çeşitli adlar altında düzenlenen organizasyonlara dikkat edilmesini istedi. Çandır şöyle konuştu: “Ne olduğu belli olmayan ürünlerin satıldığı, kamuoyu tabiriyle 1 milyoncu gibi yöresel ürünler pazarı sergisi değil, orada Çin’den gelen 1 liralık ürün satması çok doğru değil. Bunların denetlenmesi, izne tabi tutulması önemlidir. 5-8 liraya Trabzon tereyağı alıp, eve gittiğinde ‘Trabzon tereyağı kalitesizmiş’ deyip kullanmayan insanlar var. Bu yöresel ürünlerin hakkını gasp eden, isim hırsızlığıyla haksız kazanç elde eden organizasyonu da görüyoruz. Ya da kimyasalla karartılmış bir takım ürünlerin doğal diye satıldığını duyuyoruz. Ya da falanca yerin hakiki zeytinyağı diye ucuza satılan, içinde başka şeyler olduğu tespit edilen ürünler var. Özellikle Antalya özelinde yerel yöneticilere seslenmek istiyoruz. Bu tip organizasyonlar fuar izniyle yapılıyorsa desteklesinler.”