Korku zihinsel bir durumdur. Ama girdiği her zihinde iş hayatından yaşamın diğer alanlarına kadar kişinin başarı şansını yok edecek şekilde güçlüdür. Mantık becerisi sekteye uğrar, hayal gücünü hiçe dönüştürür, coşkuyu durdurur, hakimiyeti kişinin elinden alır, belirsizlikler içinde kaybolmaya yol açar, ertelemeyi-üşenmeyi-vazgeçmeyi teşvik eder, özü kontrol etmeyi imkansız hale getirir. Aman aman daha neler neler ilk anda aklıma gelenler bunlar. Korku durumu, insanın kişiliğindeki cazibeyi yok eder, doğru düşünebilme yetisini zayıflatır, kişi hayata karşı isteksiz hale gelir, kararlılığı ele geçirir, irade gücünü anlamsız hale getirir, hırsı öldürür hiçe çevirir, hafızaya hakimiyeti kaldırır akla gelen her türlü konuyu bulanıklaştırır ve şevki kırar. Peki kalp üzerinde neler olur? Kalpteki en hassas duygu durumlarını hiçe sayar, arkadaşlık-kardeşlik-dostluk ilişkilerini bozar, korkunun neden olduğu uykusuzluk durumu gün içinde yaşam kalitesini düşürür, acı, mutsuzluk ve hüsranı getirir. Bütün bunları hiç kimse istemez buna rağmen korkunun yarattığı belirsizlik etkisinden de kimse kurtulamaz.
Hayattan korkmak şüphesiz korkuların en yıkıcısıdır çünkü üstesinden gelinmesi en zor olanıdır. İnsanlığın var oluşundan hatta maddi değerlerin güç olduğu düşüncesinin varlığından sonra insanın kalıtımına yerleşen en etkili korku yoksulluk korkusudur.
Yeryüzünde yaşayan insan dışındaki bütün hayvanlar içgüdüleriyle davranırlar ve düşünme kapasiteleri sınırlıdır dolayısıyla birbirlerini avlayarak hayatta kalırlar. İnsanlar düşünme, akıl yürütme, şuur, mantık, üstün sezgi güçlerinden dolayı bir başka insanı yemezler. Yani insan insanı avlamaz ama insanlar hatta ülkeler birbirlerini parasal olarak avlarlar. Bu avlanma şeklinden de büyük keyif alırlar. Adına kâr ya da kazanç denir. Bütün bunların sonunda açgözlülük duygusu ortaya çıkar. İnsan artık o kadar açgözlüdür ki korunabilmek için kanunlar konmuştur.
İnsanların yoksulluktan korkması para ve dünyevi varlık söz konusu olduğunda baskın çıkmıştır. Bazı insanlara hiç güvenilmeyeceği öğretisi “kalıtsal korku” olarak yerleşmiştir. Artık toplumsal zihinlerde de korkunun şekli “toplumun kalıtsal korkusu” olarak isimlenmiştir.
Yorumlar
Kalan Karakter: