Bir öncekine fatiha okutturuyor.
Bereket versin, anında şoklandığımız gibi, akşamında unutuyoruz.
Bir sonraki gün nasılsa bir başka şok senaryonun hayata geçeceği algısıyla.
Akşamları takip ettiğimiz diziler de şoklar arası terapi gibi oluyor.
…
Maazallahh…
Bir gün…
Allah rızası için…
Bir tek gün olsun.
Hiçbir olumsuzluk yaşanmadan geçsin.
Mümkünatı yok ta.
Diyelim oldu es kaza.
İşte o zaman hayretlik olur.
Valla da, billa da çıldırırız.
Çünkü alışmamış, alıştırılmamışız.
Sessizliğe, sakinliğe, dinginliğe.
İlla ki olacak bir şeyler.
Olması gerek.
Huylunun huyundan vazgeçmemesi gibi.
…
Sukut içinde geçecek gün asıl bizi üzer, tedirgin eder.
İşkillendirir.
Bunalım yaşatır.
‘’Ne oluyoruz?’’ dedirttikten sonra.
Sanki çok çok kötü…
Daha daha kötü…
Kötünün kötüsü.
Beterin beteri bir şeyler olacakmış intibaını verir.
Akıl düzenimizi bozar.
Şallak mallak edecek cinsinden.
Hiç de hayra alamet sayılmaz o günlük olsun, sessizlik ve sakinlik.
…
Bir yerlerde, birilerinden duymuştum.
Arastanın birinde devamlı alay edilen bir esnaf varmış.
Yıllar sonrası diğer esnaf aralarında kavilleşimiş.
‘’Yaptığımız ayıp.
Bundan sonra bu arkadaşımıza beyefendi muamelesi yapalım’’ kararı alınmış.
Ve de ilk sabah uygulamaya sokulmuş.
Alay edilen esnaf şaşkın.
Şaşkınlık ne kelime. Şoklarda…
Kafasını eğip, ses çıkarmadan dükkanını açmış.
Uzun sözün kısası.
Yapılan iltifatlara tahammülü öğleye kadar olmuş.
Çıkmış alana…
Kos kocaman bir, ‘yeteeerrrr’ çektikten sonra.
‘’Arkadaşlar, bu davranışınız beni çok rahatsız ediyor.
Bana eskisi gibi davranın’’ diye adeta yakarmış.
Bizim yaşamımız da o hesap…
Evdeki ekonominin ayar bozukluğu…
Ülkenin gergin ortamı…
Komşu ülkelerin birbirini gırtlaklaması…
Ülkede günlük yaşanan şoklar hep olacak ki rahat edelim.
Özetle;
Olumsuz devinimli günlersiz olmak bizi bozar.
Ne de olsa aracımız geri vitese takılı…
Elleşmeyin yeter.
Yorumlar
Kalan Karakter: