Nevruz vesile benimde birkaç cümlem olacak…
Hep birlikte topyekün barışı savunmalıyız. Geçmişi unutup, karşılıklı hatalarımızı da kabul edip, uluslar arası politikaların silahını yok edip barış adına kol kola adım atmalıyız.
Bildiğiniz gibi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’ye bir vasiyeti var; “Yurtta sulh, cihanda sulh…”
Bu vasiyeti yerine getirmek adına hepimiz elimizden geleni yapmalıyız. Bu anlamda iktidar siyasette risk sayılacak, tehlike ile karşı karşıya kalınacak önemli adımlar atmış ve çözüm sürecini bugünlere getirmiştir.
Bundan sonrası için de aynı Nevruz Bayramı’nda olduğu gibi Türk, Kürt el ele, bayram havasında günlerimiz olmalı. Bugünden sonra barış sürecinin dağılması ülkemiz açısında tehlikedir…
İstediğiniz kadar ülkenizde ekonomi iyiye gitsin, istediğiniz kadar ülkenizde istikrar olsun eğer ki; terörün önüne geçemiyorsanız, zarar görmeye mahkumsunuz.
Terörün olduğu ülkelerin iplerini de başka ülkeler tutar, bunu da unutmamız gerekir!..
Türkiye Cumhuriyeti bütçesinden yıllarca teröre eğitimden, sağlıktan çok fazla pay ayrıldı.
Terörün bitmesiyle birlikte bütçemiz çıkacak para geleceğimizin yatırımları için harcanacak. Bu durum ülkemizin refahı açısından çok önemli…
Daha bir çok neden sıralayabileceğim gerçekler nedeniyle Türkiye’de halklar arasındaki barış hepimizin yüzünü güldürmelidir.
Bu nedenledir ki; Türkiye Cumhuriyeti’nin ortak dili BARIŞ olmalıdır.
İyi haftalar…
Yorumlar
Kalan Karakter: