Her türlü yozlaşma ve magandalığa, çağın gereği yeni bir yozlaşma daha girdi. Bunun adına cep telefonu magandalığı da diyebiliriz.
Şöyle etrafımıza bakalım, genci yaşlısı, ya kulağında, ya da elinde bir şeylerle mücadele veriyor. Kimisi, bunu herkesin duymasını bırakın, cümle alemin özel konularına vakıf olmalarını ister gibi avazı çıktığı kadar ve hiç çevresini umursamadan konuşuyor, kısacası o küçük aletle cebelleşiyor.
Bir diğeri, kulağına acayip bir şey takmış, kendi kendine sallanıp duruyor, bir diğeri inanılmaz parmak hızı ile o küçük şeye bir şeyler tıklıyor. Bunun adına SMS deniyormuş ve dünya lideriymişiz! Düşünebiliyor musunuz? Telefonla mesajlaşmada dünya birincisi olmuşuz, ne kadar ilginç değil mi?
Zaten lafa geldi mi üzerimize yoktur. ‘Daha daha nasılsın’ ile devam eden bu sohbetlere otobüste, durakta rastlar, konuşanın yedi sülalesi hakkında bilgi sahibi olduğunuz gibi, torunundan girip, komşusunun karı koca kavgasının detaylarına yine bu telefon konuşmalarında şahit olursunuz.
Bu konunun en can alıcı kısmı ise bu çılgınlığın ilkokul sıralarına kadar inmiş olması! Bahane hazır, ‘çocuğumu takip etmek suç mu?’ Şimdiye kadar ne yapıyordunuz veya, bu cep telefonuna kadar ebeveynler çocuklarını ne ile takip ediyorlardı? Bu konuda hiçbir olumsuzluk haberine rastlandı mı? Ama şimdi kulağına taktığı o kulaklıklar yüzünden , yaklaşan tehlikeden haberi olmayan gençlerin, kaza haberlerine daha sık rastlamıyor muyuz?
Gençlerimiz bu alete öylesine konsantre oluyorlar ki, dünya yansa farkında olmayacak derecede duyarsızlaşıyorlar. Ne yazarlar? Ne konuşurlar? O otobüsten inmeden verilecek cevapların aciliyeti nedir?
Yapılacak şey ‘şimdi müsait değilim ben seni sonra arayacağım’ İşte bu kadar.
Toplu taşıma araçlarında ve kalabalık yerlerde telefon konuşması adabının da gereği bu olmalı bence.
Bu telefon çılgınlığının sonu yok, bunun en belirgin kanıtı, her sokakta ve caddede sayısız yeni telefon dükkanlarının açılmış olması ve medya reklamlarının yüzde 80’ininbu sektöre ait olmasından anlaşılmaktadır. Konuşmaya bu kadar meraklı bir ülkede daha ne beklenebilir ki?
Üzücü olan şey, çağın bu çok yararlı aletinin, ülkemizde olduğu gibi gevezelerin elinde ziyan olması. Bunun yanında, gençlerin cep telefonunu bu kadar yoğun kullanması sonucu aşırı radyasyonun ileride yapacağı bedensel tahribatları hiç dikkate almıyor olmaları. Devletin bu konuda halk sağlığını gözeten bir uygulaması da şimdiye kadar görülmedi.
Sonuç olarak cep telefonunun ne olduğunu ve ne işe yaradığını bilmiyoruz ve telefon konuşma adabından da çok uzağız. Umarım bu çağın yararlı aletini daha işe yarar şekilde kullanmasını tez zamanda öğreniriz. Hiç umut yok ya!
Yorumlar
Kalan Karakter: