İstanbul Atlas Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü'nden Dr. Öğretim Üyesi Suna Ömerbaşoğlu, tatil sonrası yaşanan psikolojik dalgalanmaları "yeniden uyumlanma dönemi" olarak görmenin bu sürecin daha kolay atlatılmasına yardımcı olabileceğini belirtti.
İstanbul Atlas Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre, tatilin sona ermesiyle ortaya çıkan isteksizlik, keyifsizlik, stres, kaygı, huzursuzluk ve motivasyon kaybı gibi duyguların bir araya geldiği psikolojik durum "tatil sonrası sendromu" olarak tanımlanıyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Dr. Öğretim Üyesi Suna Ömerbaşoğlu, tbu süreçte bireylerde keyifsizlik, huzursuzluk, boşluk hissi ve hüzün gibi duygu durum değişiklikleri görülebileceğini ve konsantrasyon güçlüğü, kararsızlık ve dikkat dağınıklığı gibi zihinsel süreçlerde bozulmalar yaşanabileceğini kaydetti.
Ömerbaşoğlu, davranışsal olarak ise bireylerin iş veya okula gitme isteğinde azalma, günlük görevleri erteleme ve sosyal etkileşimlerden kaçınma gibi tepkilerin ortaya çıkabileceğinin altını çizerek, "Fiziksel düzeyde ise halsizlik, sürekli yorgunluk, uyku problemleri ve mide-bağırsak sistemiyle ilgili rahatsızlıklar sıkça bildirilen şikayetler arasındadır. Bu semptomlar, genellikle tatilin sona ermesiyle birlikte yeniden adapte olma sürecine bağlı olarak geçici bir nitelik taşır; ancak bireyin tolere edebileceği düzeyi aşarsa bireyin günlük işlevselliğini olumsuz yönde etkileyebilir." ifadelerini kullandı.
"Tatilin zihinsel tazelenme süreci olduğunu hatırlamak önemli"
Bireyin bu süreci bir "yeniden uyumlanma dönemi" olarak görmesinin tatil sonrası yaşanan psikolojik dalgalanmalarla başa çıkabilmesine yardımcı olabileceğini vurgulayan Ömerbaşoğlu, süreci daha hızlı atlatabilmek için şu önerilerde bulundu: "Öncelikle, tatil dönüşünde işe ya da akademik yaşama ani bir geçiş yapmak yerine, 1-2 günlük bir boşluk bırakmak zihinsel ve bedensel adaptasyonu kolaylaştırabilir. Bu geçiş sürecinde ev işleri, uyku düzeni ve hafif fiziksel aktivitelerle toparlanmaya odaklanmak faydalıdır. Tatil süresince edinilen huzur verici alışkanlıkların küçük versiyonlarını günlük yaşama taşımak bireyin ruh halini dengede tutmasına katkı sağlar. Tatilin sadece geçici bir kaçış değil, zihinsel tazelenme süreci olduğunu hatırlamak önemlidir.
Bu dönemde düzenli uyku ve dengeli beslenme zihinsel berraklık ve duygusal denge açısından kritik öneme sahiptir. Dönüş sonrası büyük beklentilerle kendini zorlamak yerine örneğin sadece e-postaları gözden geçirmek ya da yalnızca öncelikli işlere odaklanmak gibi küçük, ulaşılabilir hedefler koymak bireyin öz yeterlik algısını güçlendirir. Nefes egzersizleri, günlük tutmak ve düzenli egzersiz gibi tamamlayıcı stratejiler de bu süreci destekleyici araçlar arasında yer alır. Sonuç olarak tatil sonrası yaşanan psikolojik dalgalanmalar geçicidir ve bireyin küçük ama bilinçli adımlarla bu süreci yönetmesi çoğu zaman yeterli olmaktadır."
"Süreç 1-2 haftaya kadar uzayabilir"
Ömerbaşoğlu, tatilin sona ermesiyle oluşan duygu durum bozukluğunun genellikle kısa süreli ve geçici bir ruhsal dalgalanma olarak değerlendirildiğini, bu sürenin bireysel özelliklere ve çevresel koşullara bağlı olarak değişiklik gösterebildiğini kaydetti.
Çoğu birey için bu adaptasyon sürecinin 1 ila 3 gün içerisinde hafifleyerek sona erdiğine dikkati çeken Ömerbaşoğlu, bazı durumlarda etkilerin 1-2 haftaya kadar uzayabileceği bilgilendirmesinde bulundu.
Ömerbaşoğlu, tatil dönüşü yaşanan stres seviyesini, bireyin psikolojik dayanıklılığı, tatilin süresi, niteliği, sosyal destek düzeyi ve mevcut yaşam stresörleri gibi faktörlerin etkilediğine vurgu yaparak, psikolojik esnekliği yüksek ve sosyal desteği güçlü bireylerin bu süreci daha kısa sürede ve daha hafif etkilerle atlatabileceğinin altını çizdi.
Hafif düzeydeki uyum zorluklarının genellikle birkaç gün içinde azaldığını kaydeden Ömerbaşoğlu, orta şiddette dalgalanmaların 1-2 hafta sürebileceğini, ancak belirtilerin 2 haftadan uzun sürmesi durumunda uzmana başvurulması gerektiğini belirtti.
Yorumlar
Kalan Karakter: