Muhabbet ve yumuşak kalplilik insanın insanî tarafı şehvet ve öfke insanın hayvanî yönüdür. Derin düşünceli hassas insanların bu insanî olan yumuşak kalplilik, muhabbet ve merhamet gibi yönleri daha ileri düzeydedir. Böyle olmayanların, ilkellikten kurtulamamış insanların şehvet, gazap, öfke gibi özellikleri ön plana çıkmış hatta bunlarda bir huy hâline dönüşmüştür.
İLKELLİK ÖZELLİKLERİ
İlkellikten kurtulamamış insanların öfke ve saldırganlıkları ön plana çıkmış, bir huy hâline dönüşmüş olmasına rağmen savaş meydanlarında, gerçekten kahramanlık gösterilmesi gereken yerlerde, tehlike anlarında cesaretleri çok çabuk tükenir. Direnemezler. Bir varlık gösteremezler. O yumuşak huylu denilen insanların savaş meydanlarında muhabbetleri gibi gösterdikleri kahramanlık da çok büyük olur. Çünkü onlar ilkellikten kurtulmuş, yaptıkları ettiklerinin bilincinde olarak yaparlar. Zaten gazapları ve şehvetleri hiçbir kontrole tabi tutulmayan vahşi insanlar medeniler karşısında hep korkmuş kaçmışlar, savaşmaya cesaret edenleri de yenilmişlerdir.
ÖFKENİ TUTMAK
Öfke anında içinden geleni ortaya dökmüyorsan, öfkeni tutuyorsun demektir. İşte o zaman mükafatın tatlı sözle karşılık bulman olacaktır. (Ali-İmran-134) Övülmüş insanlar; sadece Allah rızasını gözeten, başka hiçbir amaç taşımaksızın sadaka verenler, zayıf veya güçlü olduklarında öfkelerini aşağı indirip, ağızlarından çıkarmayanlar, (dikkat; öfkelenmezler denmiyor, ağızlarından çıkarmayanlar), insanların kusurlarını affedenlerdir. Öfkeni tutmayı başarabilirsen karşılığında alacağın mükafatın farkında mısın? O tatlı söz nedir? Âlemleri Yaratan Yüce Allah’ın övgüsüne ve sevgisine mazhar olmandır.
ÖFKENİ DIŞARI VERMEK
Öfkesine mağlup olup içindekileri dışarıya dökenler, ağzına geleni söyleyenler hem kendilerine, hem çevrelerine büyük zararlar verirler. Öfke yatışınca işin pişmanlık bölümü başlar. Ama artık iş işten geçmiştir. Şişe kırılmış, içindekiler ortalığa saçılmıştır. Buradaki denge, şerlilerin öfkesiz insanların üzerinde kuracağı baskıyı engellemektedir. Bunun çaresi önceden tedbir almak, şerli insanların yüzüne asla gülmemek, onların cesaretini artırıcı yumuşaklık göstermemektir. Vakar denilen davranış şekli budur.
ÖFKENİN TASVİRİ
Ormanlar kralı aslan, öfkesi ve hiddetiyle bütün orman ahalisini korkudan titretmektedir. Hayvanlar işi sıraya koymuş her gün biri aslanın günlük yemeği olmak üzere kendi ayaklarıyla aslanın yanına gitmektedir. Sıra tavşana geldiği bir gün tavşan gitmekte gecikir. Bu yüzden o hiddeti büyük aslan öfkeyle pençelerini toprağa geçirmişti. Acıkmıştı. Kendisine yemek olmak üzere kendi ayaklarıyla gelmesi gereken tavşanı bekliyordu. Tavşan geciktikçe öfkesi büyüyordu. Öfkeden pençelerini toprağa geçirmiş topraktan parçalar koparıyor, bir taraftan da kükrüyordu. Ben zamanında söylemiştim diyordu kendi kendine O alçakların sözünden ne olacak, alçakların ahde vefası olmaz. Öfke anında vücutta değişiklikler olur. Gözler bir noktada kalmaz. Hareket halindedir. Derinin rengi sürekli değişir. Kırmızlaşma, kararma hatta bazen morarmalar görülür. Organların bazılarında titremeler baş gösterir. Salgı bezleri daha hızlı çalışır. Özellikle ağız bölgesinde salgılananların kontrolü kaybolur. Zihin sürekli karşısındakinin hata ve kusurları üzerinde yoğunlaşır. Bir müddet sonra, karşısındakinin kim olduğunun ne olduğunun hiçbir önemi kalmaz, sadece kusur ve hata olarak algılanmaya başlanır. Karakter olarak öfkelenmeye müsait olanların öfkelerini tutabilmeleri kolay iş değildir.
MÜCADELE ve SIĞINMA
Ancak yine de öfkeyle bir mücadele gerekir. Öfkelenenin öncelikle Cenabı Hakk’a sığınması lazımdır. Sonra öfkenin daha başlangıcında akıl ve bedenlerini istila etmesini engellemelidirler. Öfke gittikçe artan bir hızla insanın aklını ve bedenini kuşatır. Adeta esir alır. Kontrolü ele geçirir. Öfkenin bu istila hareketine karşılık yer değiştirmek faydalı olur. İmkan olursa abdest almak kesin çözümdür. Öfkeyle diğer zamanlarda da mücadele etmek gerekir. Öfkeyi artırıcı etkilerden, zihni ve dimağı aşırı yüklemelerden, aşırı zihinsel yorgunluktan kaçınmak faydalı olacaktır.
ÖFKEYİ HAKLI GÖSTERME
Aslan, o alçakların hilesi beni eşekten düşürdü diyordu.Bu zamane beni daha ne vakte kadar aldatacak. Ben ne eşeklik ettim de bu alçakların sözüne güvendim. Burada onların benim ayağıma gelmelerini beklemek hata idi. Kalkıp çalışmam, avlanmam gerekirdi. Eşeğe otlamayı bırak, sana ot getirelim deseler inanır mı? Eşeğin bile düşmeyeceği bir hataya düştüm. Hani bak gelen yok. Gevşek sakallı emir, acze düşecektir Çünkü ahmak ne önünü görür ne de ardını aslan kendi kendini öfkelenmeye tahrik edici ne varsa söylemektedir. Sen aldatıldın. Sen eşeksin. Sen ahmaksın. Sen gevşek sakallı bir acizsin. Kalk aslanlığı göster şu aleme. Her zalim, zulmünün gerekçesini hazırlar. Yaptığı zalimliği haklı gösterecek önermelerle başlar işe.
ÖFKEYİ PERDELEME
Çoğu zaman yaptığı zulmü perdelemek için asıl zulme uğrayanın kendi olduğunu savunur. Kendine acındırmaya çalışır. Burada da yapılan odur. Kendi ayağıyla ölümüne gelmesi beklenen gecikince tavır, aldatılmak, kandırılmak, ahde vefasızlık eksenine kaydırılmıştır. Yapılan ve yapılacak olan zulme gerekçe hazırlığıdır bunlar.
Yorumlar
Kalan Karakter: