ATB, Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Antalya'da tarım alanları incelendiğinde, 2004-2013 yıllarını kapsayan son 10 yıllık dönemde il genelinde toplam 267 bin 469 dönüm tarım toprağının azaldığını belirledi. 2004'de toplam tarım arazisi miktarı 3 milyon 913 bin 750 dekar olan Antalya'nın bugün tarım yapılabilir arazi miktarı 3 milyon 646 bin 280 dekara geriledi. Aslında toplamda kayıp 341 bin 455 dekar olarak gerçekleşti. Ancak 4 ilçede tarım yapılabilir arazi miktarında toplam 73 bin 986 dekar artış gerçekleşti. Böylelikle 267 bin 469 dekar tarım arazisi imara, inşaata kurban edildi.
KAYBIN NEDENLERİ
Oransal olarak yüzde 6.83 olan tarım topraklarını kaybetme nedenleri ise şöyle; Tarım topraklarının insanların şahsi menfaatleri nedeniyle imara açılması. Plansız ve çarpık kentleşme. Yanlış tarım politikaları ve yasal düzenlemeler. Toprakların miras yasası nedeniyle küçülmesiyle tarımın rantabl olmayışı ve bu nedenle tarım topraklarının farklı sektörlere kayması. Turizm nedeniyle yapılan gereksiz büyüklükteki konaklama alanları. Toplum olarak aşırı lüks tüketim alışkanlığı.
EN BÜYÜK KAYIP ÜÇ İLÇEDE
Antalya'da bu süre zarfında eski büyükşehir sınırlarındaki 5 ilçe dahil toplam 15 ilçede tarım toprakları azaldı. Sadece 4 ilçede arttı. En büyük kayıp Manavgat'ta 94 bin 575 dönüm olarak gerçekleşti. 2004'de 438 bin 430 dönüm tarım toprağına sahip ilçede, 2013'te bu miktar 343 bin 854 dönüme geriledi. İkinci en büyük kayıp ise 86 bin 836 dönümle Kaş'ta gerçekleşti. Kaş'ta 2004'te toplam tarım arazisi 215 bin 250 dönümken, 2013'te yarısına yakınını kaybederek 128 bin 414 dönüme geriledi. En büyük üçüncü kaybı, 71 bin 221 dönümle Akseki yaşadı. Akseki'de 2004'te 112 bin 800 dönüm olan tarım arazisi yarısından fazlasını kaybederek, 41 bin 578 dekara kadar düştü.
DİĞER KAYIPLAR
2004 ve 2013 rakamlarına göre bakıldığında Serik'te 357 bin 90 dönümden 28 bin 236 dönüm kayıpla 328 bin 854'e düştü. Alanya'da 258 bin 150 dekardan 19 bin 867 dekar kayıpla 238 bin 283 dekara düştü. Elmalı'da 583 bin 490 dekardan 18 bin 214 dekar kayıpla 565 bin 276 dekara geriledi. Gazipaşa'da 158 bin 920 dekardan 11 bin 860 dekar kayıpla 147 bin 60 dekara düştü. İbradı'da 17 bin 680 dekardan 5 bin 127 dekar kayıpla 12 bin 553 dekara geriledi. Kemer'de 22 bin 930 dekardan 3 bin 416 dekar kayıpla 19 bin 514 dekara düştü. Merkezde ise 429 bin 640 dekardan 2 bin 82 dekar kayıpla 427 bin 557 dekara gerileme oldu.
DÖRT İLÇEDE ARTIŞ
Tarım arazi miktarı artan ilçelerden Korkuteli'de 941 bin 970 dekardan 995 bin 563 dekara yükselerek, 53 bin 593 dekar artış yaşandı. Gündoğmuş'ta 92 bin 540 dekardan 106 bin 670 dekara yükselerek, 14 bin 130 dekarlık artış oldu. Kumluca'da 165 bin 410 dekardan 169 bin 568 dekara yükselerek 4 bin 158 dekar tarınm arazisi artışı sağlandı. Finike'de ise 65 bin 980 dekardan 68 bin 85 dekara yükselerek, 2 bin 105 dekarlık artış kaydedildi.
TARIM ARAZİSİ ORANI YÜZDE 18
Antalya'da tarım yapılabilir arazi miktarının yüzde 17.5- 18 olduğuna dikkat çeken ATB Başkanı Ali Çandır, son 10 yılda 267 bin dönüm tarım arazisini kaybettiğimizi, bundan sonra dünyada tüm sorunların temelinde gıda ve suya ulaşım olacağından tarım topraklarını korumanın herkesin boynunun borcu olduğunu vurguladı. Tarım topraklarının önemine dikkat çeken ATB Başkanı Ali Çandır, şu uyarılarda bulundu:
"Topraklarımız olmadan beslenme politikalarını oluşturamayacağımız gibi, toplumumuzun besin ihtiyacının karşılanmasını da tehlikeye atmış oluyoruz, bu durum günümüzde kendini sadece fiyatlar düzeyinde belli ediyorken, gelecek kuşaklarımızı durumun böyle devam etmesi halinde büyük bir tehlikeyle baş başa bırakmış olacağız. Ayrıca tarımın stratejik öneme sahip olduğu, çevremizde yaşanan olaylar nedeniyle her geçen gün daha fazla insan tarafından görülmekte ve anlaşılmaktadır. Günümüzde bazı ülkeler tarım ve gıda ürünlerini cephane olarak görmekte ve hatta kullanmaktadır. İleride açlık, kıtlık gibi terimlerle karşılaşmak ve kötü durumlara düşmek istemiyorsak şimdiden önlemlerimizi almalıyız. Son olarak tarım alanının giderek azaldığı bir çevrede kır-kent arasındaki yapı sosyolojik açıdan büyük çöküntülere sebep olurken; çevre, doğal yaşam, ekolojik denge ve biyolojik çeşitlilik üzerine olumsuz yansıyacak ve zarar vermeye devam edecektir. Bugünü yaşarken, yarını planlamalıyız. Dünyanın sadece bizim kontrolümüzde olmadığını, gelecek kuşaklara da yaşama ve plânlama hakkını tanımamız gerektiğini unutmamalıyız. Devlet politikalarını ve planlarını oluştururken, tarım topraklarının önemini aklımızın bir köşesinde tutabilirsek aslında neler yapmamız ve yapmamamız gerektiğini vicdanen herkes kendisine söyleyecektir."
Yorumlar
Kalan Karakter: