Yarışmada Bitki Besleme ve Koruma kategorisinde; Kekova Enerji Tarım San. Ve Tic. Ltd. Şti., 'Mantar Sinekleri İle Mücadelede Alternatif Bir Yaklaşım: Ecosav-M1 Ekolojik Savunma Cihazı' ile, Sera Teknolojileri ve Sulama Sistemleri kategorisinde; Ekofen Tarım Teknolojileri 'Ekobox Sulamasız Tarım Teknolojisi Bitki Destek Ünitesi' ile, Tarım Makinaları ve Teknolojileri kategorisinde; PSL Elektronik A.Ş., 'Led Teknolojisi İle Bitki Aydınlatma Tarımsal Aydınlatma' projesi ile, Tarımsal Bilişim kategorisinde; Hektaş Ticaret T.A.Ş., 'Hektaş Akıllı Asistan' projesi ile, Tohum ve Fide kategorisinde: Saklıgen Tohumculuk Ltd.Şti, 'Türkiye'deki Yerel Acur Popülasyonların Islahı ve Çeşit Geliştirme Projesi' ile birincilik kazandı. Yarışmada ayrıca Dr. Öğr. Üyesi Önder Kabaş, 'Traktör Kuyruk Milinden Hareketli Mobil Briketleme Makinası' ile özel ödüle değer bulundu.
YENİLİKLERE DE ÖNEM VERMELİYİZ
Törende konuşan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, “Kuşku yoktur ki, Türk tarımının, hatta ülkenin geleceği yenilikçi insanlarımızın, yenilikçi gençlerimizin ellerindedir" dedi. ATSO olarak 2016 yılında 'İnovasyon' ödülleri vermeye karar verdiklerini anlatan Davut Çetin, “Üç yıldan bu yana da bu ödüle ek olarak Growtech ile birlikte Tarım İnovasyonu ödülleri veriyoruz. Tarımda yeniliğin sonu yoktur, fakat özellikle üç alanda yeniliklere de önem vermeliyiz. Birisi ekoloji ve su alanıdır, diğeri dijital tarımdır, üçüncüsü de e-ticarettir" diye konuştu.
İNOVASYONA İHTİYAÇ VAR
Antalya'nın bitkisel üretim değerinde Türkiye'nin birinci ili olduğunu vurgulayan Davut Çetin şöyle konuştu: “Ülke genelinde tarım sektöründeki ar-ge merkezlerinin sayısı 17'dir, bunun yarıdan fazlası Antalya'dadır ve bunlar çoğunlukla tohum şirketlerimize aittir. Tarım sektörümüzde her alanda, tohumdan, ihracata kadar her aşamada inovasyona çok ihtiyacımız olduğu açıktır. Yerli tohumun ıslahı, organik gübre, biyolojik mücadele, su tasarrufu, toprak ve bitki izleme, erken uyarı, akıllı ambalaj, geri dönüşümlü malzeme, akıllı lojistik, pazarlama, e-ticaret, e-ihracat gibi çok sayıda konunun her birinde sınırsız yenilik potansiyeli mevcuttur. Su ve karbon ayak izi düşük, mümkün olduğu kadar doğal koşullarda üretilmiş, kaliteli, markalı üretim yapmak birinci şarttır. Bu ürünü akıllı lojistik süreciyle saklamak ve taşımak ikinci şarttır. Katma değeri yükseltecek şekilde yurtiçi veya yurtdışı pazarına sunmak üçüncü şarttır. New York gibi şehirlerde kent içindeki seraların restoranlara taze ürün servisi yaptığını okuyoruz. Bu örnekler hızla gelişecektir."
TARIM ZENGİNLİĞİMİZİ DEĞERLENDİREMİYORUZ
Türkiye'nin incir, kayısı, fındık ve kiraz üretiminde dünya birincisi; ayva ve bal üretiminde dünya ikincisi; fıstık, domates, biber üretiminde üçüncü; patlıcan, elma, zeytin, nohutta dünya dördüncüsü olduğunu belirten Davut Çetin, şöyle konuştu: “Bu listeyi böyle uzatmak mümkün, ara sıra tekrarlamakta fayda var. Çünkü nasıl bir zenginliğe sahip olduğumuzu unutuyoruz. Biz, her yıl, bu zenginliği değerlendiremediğimizi de söyler ve Hollanda örneğini veririz. Artık sadece Hollanda'ya bakmayalım. Çin, Hindistan, Endonezya, Brezilya da son yıllarda hem üretimlerini hem ihracatlarını artırdılar. Domates üretiminde dünya üçüncüsüyüz, fakat ihracatta altıncıyız. Elma üretiminde dördüncüyüz, ama ihracatta ilk 10'da değiliz. Kiraz üretiminde birinci, ihracatında dördüncüyüz. Yoğurt ve peynir ülkesiyiz, ama dünya peynir ihracatında dokuzuncuyuz. Bugüne kadar üretici birliklerimiz yetersiz, üreticimiz zayıf deyip durduk. Şimdi teknoloji bize her alanda çözümler sunuyor. Artık binlerce üreticiyi cep telefonuyla bilgilendirmek mümkündür. Artık e-ticaretle küçük bir üretici de markalaşabilir ve ihracat yapabilir. Belki bugüne kadar aklımızı iyi kullanamadık, akıllı teknolojiler bundan sonra bizi de daha akıllı davranmaya zorlayacaktır."
YENİLİKLERE DE ÖNEM VERMELİYİZ
Törende konuşan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, “Kuşku yoktur ki, Türk tarımının, hatta ülkenin geleceği yenilikçi insanlarımızın, yenilikçi gençlerimizin ellerindedir" dedi. ATSO olarak 2016 yılında 'İnovasyon' ödülleri vermeye karar verdiklerini anlatan Davut Çetin, “Üç yıldan bu yana da bu ödüle ek olarak Growtech ile birlikte Tarım İnovasyonu ödülleri veriyoruz. Tarımda yeniliğin sonu yoktur, fakat özellikle üç alanda yeniliklere de önem vermeliyiz. Birisi ekoloji ve su alanıdır, diğeri dijital tarımdır, üçüncüsü de e-ticarettir" diye konuştu.
İNOVASYONA İHTİYAÇ VAR
Antalya'nın bitkisel üretim değerinde Türkiye'nin birinci ili olduğunu vurgulayan Davut Çetin şöyle konuştu: “Ülke genelinde tarım sektöründeki ar-ge merkezlerinin sayısı 17'dir, bunun yarıdan fazlası Antalya'dadır ve bunlar çoğunlukla tohum şirketlerimize aittir. Tarım sektörümüzde her alanda, tohumdan, ihracata kadar her aşamada inovasyona çok ihtiyacımız olduğu açıktır. Yerli tohumun ıslahı, organik gübre, biyolojik mücadele, su tasarrufu, toprak ve bitki izleme, erken uyarı, akıllı ambalaj, geri dönüşümlü malzeme, akıllı lojistik, pazarlama, e-ticaret, e-ihracat gibi çok sayıda konunun her birinde sınırsız yenilik potansiyeli mevcuttur. Su ve karbon ayak izi düşük, mümkün olduğu kadar doğal koşullarda üretilmiş, kaliteli, markalı üretim yapmak birinci şarttır. Bu ürünü akıllı lojistik süreciyle saklamak ve taşımak ikinci şarttır. Katma değeri yükseltecek şekilde yurtiçi veya yurtdışı pazarına sunmak üçüncü şarttır. New York gibi şehirlerde kent içindeki seraların restoranlara taze ürün servisi yaptığını okuyoruz. Bu örnekler hızla gelişecektir."
TARIM ZENGİNLİĞİMİZİ DEĞERLENDİREMİYORUZ
Türkiye'nin incir, kayısı, fındık ve kiraz üretiminde dünya birincisi; ayva ve bal üretiminde dünya ikincisi; fıstık, domates, biber üretiminde üçüncü; patlıcan, elma, zeytin, nohutta dünya dördüncüsü olduğunu belirten Davut Çetin, şöyle konuştu: “Bu listeyi böyle uzatmak mümkün, ara sıra tekrarlamakta fayda var. Çünkü nasıl bir zenginliğe sahip olduğumuzu unutuyoruz. Biz, her yıl, bu zenginliği değerlendiremediğimizi de söyler ve Hollanda örneğini veririz. Artık sadece Hollanda'ya bakmayalım. Çin, Hindistan, Endonezya, Brezilya da son yıllarda hem üretimlerini hem ihracatlarını artırdılar. Domates üretiminde dünya üçüncüsüyüz, fakat ihracatta altıncıyız. Elma üretiminde dördüncüyüz, ama ihracatta ilk 10'da değiliz. Kiraz üretiminde birinci, ihracatında dördüncüyüz. Yoğurt ve peynir ülkesiyiz, ama dünya peynir ihracatında dokuzuncuyuz. Bugüne kadar üretici birliklerimiz yetersiz, üreticimiz zayıf deyip durduk. Şimdi teknoloji bize her alanda çözümler sunuyor. Artık binlerce üreticiyi cep telefonuyla bilgilendirmek mümkündür. Artık e-ticaretle küçük bir üretici de markalaşabilir ve ihracat yapabilir. Belki bugüne kadar aklımızı iyi kullanamadık, akıllı teknolojiler bundan sonra bizi de daha akıllı davranmaya zorlayacaktır."