Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ile Sığınmacılar ve Göçmenler Dayanışma Derneği (SGDD), “Basın Mensupları için Göç ve Mültecilik Konularında Bilgi ve Farkındalık Projesi” kapsamında seminer düzenledi. Antalya’da 5 yıldızlı bir otelde 2 gün süren seminere Türkiye’nin değişik kentlerinden ve Suriye’den 160 yerel gazeteci katıldı. Türkiye’de vatandaşların mülteci algısı üzerindeki en büyük etkiyi yazılı ve görsel basının oluşturduğu düşüncesinden hareketle SGDD-ASAM’ın başlattığı proje kapsamındaki seminerde, mültecilerin görünürlüğünün artmasıyla, günümüzde vatandaş-mülteci çatışması daha çok sözedilir bir hale gelmesi ile birlikte toplumsal karşılıklara yol açma tehlikesi dikkat çekildi. Seminer’de en dikkat çekici açıklama ise Ağustos ayı itibari ile Türkiye’de 224 bin Suriyelinin Türkiye’de doğduğu oldu.
SURİYELİLERE DÖNEMSEL DESTEK
Seminerin ilk günün açılış konuşması yapan SGDD Genel Koordinatörü Vurgun, Avrupa ile Türkiye arasında imzalanan Geri Kabul Anlaşması kapsamında 2016 yılında 801 kişi ve 2017 yılında 574 kişi olmak üzere toplam bin 375 kişi Türkiye’ye gönderildiğini belirtti. Ayrıca, toplumda mültecilere yönelik maaş ve sınavsız üniversiteye giriş söylentilerine değinen Kavlak, “Dönemsel destekler oluyor ama bu kişilerin maaş alması söz konusu değil. Bunun yanlış yorumlanması daha önce hiç mülteci tanımamış kişilerin mültecilere yanlış yaklaşmasına sebep olabiliyor. ‘Üniversiteye sınavsızgiriyorlar’deniliyor. Böyle bir şey de yok diğer yabancılar ve Türk vatandaşları gibi sınavla giriyorlar. Çeşitli burs programları var” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE MİSAFİRPERVER
Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürü Mehmet Akarca ise, Batılı ülkelerin enerji kaynaklarını kontrol etme gayretinin savaşlara ve yıkımlara yol açtığını belirterek, mülteci sorununun yaratmış olduğu bilançonun önümüzdeki yıllarda katlanarak artacağını ifade etti. Akarca, “Biz sadece son zamanlarda değil Osmanlı Devleti’nden bu yana misafirperverliğimizi ön plana çıkarmışız. Anadolu’ya sığınmak isteyenlere ya da mazlumlara kucağımızı sonuna kadar açmışız. Hatta yüreğimizi de açmışız. Bir insanın evini, yurdunu terk etmesi çok zor; gözyaşları var ama bir yandan da ölüm korkusu var. Türkiye onlar için ne yapıyor? Eğitim veriyoruz, sağlık sorunlarını gideriyoruz, barınma, yiyecek, içecek ve ibadet ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Biz bununla ve bu özelliklerimizle övünmeliyiz. Çok mutlu olmalıyız” ifadelerini kullandı.
3.2 MİLYON SURİYELİ TÜRKİYE’DE
Mültecilerle ilgili güncel verilerinde paylaşıldığı seminerde; 2016 sonu itibariyle, dünyada 65,6 milyon kişinin zulüm, çatışma, şiddet veya insan hakları ihlalleri sebebiyle zorla yerinden edildiği vurgulandı. 2011’den bu yana 5,2 milyon Suriyelinin, ülkeleri dışına çıkmak zorunda kaldığının da altı çizilen seminerde; 3 milyon 235 bin 992 kayıtlı Suriyelinin Türkiye’de yaşadığı belirtildi. Türkiye’de bulunan Suriyeli mültecilerin yüzde 70’inin kadın ve çocuklardan oluştuğunun hatırlatıldığı seminerde şu bilgiler verildi: “Türkiye’de yaşayan 0-4 yaş arası 448 bin çocuk var; bunların 224 bini Türkiye’de doğdu. Okul çağındaki çocukların yüzde 40’ından fazlasının okula erişimi yok. Suriyeli üniversite öğrencisi sayısı 15 bine yakın. Türkiye tarafından toplamda 30 milyardan fazla yardım yapıldı. Deniz yoluyla Avrupa’ya 145 bin kişi geçmeye çalıştı. 5 binden fazla kişi hayatını kaybetti.”